Güncelleme Tarihi:
Facebook'un ara yüzüyle girdiğimiz etkileşimler, sitenin arka planındaki algoritmayı besleyerek, Joler'in tabiriyle Facebook'un davranışlarımızı bir ürüne çevirmesini sağlıyor.
Arka planda işleyen bu süreci ayrıştırmak ise kolay değil.
Başka bir tabloda Facebook'da paylaştığımız linkler, ve şirketin Instagram, WhatsApp ya da Facebook log-in ekranı ile girdiğimiz diğer platformlardan edinilen verilerin nasıl bu dev algoritmaya dahil edildiği gösteriliyor.
Bu süreçler Facebook'un kullanıcı kitlelerini çok etkili bir şekilde hedef almasına yardımcı oluyor. Veri analizi sonucunda bir kullanıcının Kore mutfağını sevip sevmediğinden, evden işe varış süresinin ne olduğundan, çocuklarının kaç yaşına olduğuna kadar bir çok şeyi tahmin edebilmesine yardımcı oluyor.
Başka bir şemada ise, Facebook'un telefon uygulaması üstünden nasıl kullancılardan izin alarak sms okuyabildiği, cihazlardan izin istemeden veri indirebildiği ve kullanıcıların konumuna erişme izni verdiğimizi gösteriyor.
Joler, Facebook'un kullandığı bu kuvvetli araçların toplanan veri ile birleştiğinde suistimale açık olduğunu düşünüyor.
Facebook gizlilik politikasının ve kullanıcı verilerini kapsayan faaliyetlerinin güvenliğini en üst seviyede olduğunu iddia ediyor.
Örneğin, programcıların Facebook'a ait veriler ile takip araçları yaratmalarına izin verilmiyor. Facebook ayrıca tüm ülkelerde özel hayatı koruyan yasalara tam olarak uyum sağladığını da savunuyor. İçeriğin denetimi için ise şirkette binlerce kişi çalışıyor.
Araştırmanın sonucunda Joler, toplanan veriler karşısında kaygılı. Bu verilerin akibetinin uzun vadede ne olacağından endişeleniyor.
Nihayetinde tüm veri tek bir şirketin elinin altında toplanıyor. Şimdiki yöneticileri sorumluluk sahibi, güvenilir insanlar olsa bile, 20 yıl sonra şirketin başında kimin olacağı bilinmiyor.
Uzmanlar, ShareLab'in çalışmasının etkileyici ve değerli olduğunu düşünüyor. Cornell Tech'den teknoloji hukuku uzmanı Dr. Julia Powles projenin şu ana dek Facebook hakkında yapılmış en derinlemesine haritalandırma çalışması olduğu görüşünde.
Modern çağın en büyük ikilemlerinden birini vurgulayan Powles, "Araştırma, bize dürüstçe arkadaşlarımızla iletişim kurabilmenin karşılığında ne kadar çok şeyi gözden çıkarttığımızı gösteriyor." diyor. "Tarihte günümüzün teknoloji devlerini karşılaştırabileceğimiz örnekler yok. Bu şirketlerin elindeki güç, tarihin en büyük tekel şirketleriyle dahi karşılaştırılamayacak nitelikte."
Her ne kadar bir çok insan Mark Zuckerberg'in kurduğu imparatorluğun iyi bir amaca hizmet ettiğini düşünse de, ortaya çıkan sonuçlar her zaman öyle olmayabiliyor.
ShareLab projesi her ne kadar bu gücü bir nebze görsel efektlerle canlandırmayı başarsa da, Joler kendi şemalarının Facebook'un yapabileceklerini göz önüne sermekte yetersiz olacağını düşünüyor.
Örneğin, şirket sırrı olarak nitelendirilen başka algoritmaların var olmadığına dair herhangi bir kanıt yok.
Ancak yine de Joler'e göre ShareLab projesi şu an dünyayı şekillendiren güçlerden birini ortaya koymak için "şu ana dek yapılmış tek çalışma."