Güncelleme Tarihi:
2012: Gizlilik mi? O da ne?
Büyük veri ve sosyal medyanın politik sahneye çıkması 2012'de gerçekleşti. Özellikle sosyal medyadan sağlanan veriler, Barack Obama'nın tekrar seçilme kampanyasında önemli rol oynadı. Facebook, politik kampanyalara yönelik araçları zaten sunuyordu ancak Obama kampanyasında bunun ötesine geçildi. Organizatörler ve diğer Obama destekçileri, Facebook profillerinden bilgi yaymışlardı.
Kampanya, seçmenlerin kapsamlı bir profilini çıkarmıştı. Bu profiller, reklam hedeflemede kullanıldı. Bazı gizlilik uzmanları, merkezi veritabanlarının bu tür kampanyalarda kullanılabileceğine dair uyarılarda bulunmuşlardı. 2012'de Cambridge Analytica gibi bir şeyin başımıza geleceğinin ciddi bir işaretini görmüştük.
Facebook Verileri Seçimleri Nasıl Etkiledi?
Facebook verileriyle seçim arasındaki bağlantı çok açık değil. Facebook'ta beğendiğiniz bir filmden politik görüşünüz ortaya çıkmayabilir. Ancak bugün makine öğrenimi yoluyla davranışlarınız (fareyi ekranda nereye götürdüğünüze kadar) incelenip, korkunç derecede detaylı bir profiliniz oluşturulabiliyor. Algoritmalar, hangi bireylerin sosyal gruplar üzerinde etkili olduğunu görüp, bu insanlara reklam hedefleyebiliyor. Bu etki sahibi bireyler başarıyla etkilendiğinde, onlar da arkadaşlarını etkileyebiliyor.
Toplanan verilerin büyük bölümü, politik reklamları hedeflemek için de kullanılıyor. Facebook verileri, bölgelere, yaşa, cinsiyete, ilgi alanlarına ve belirli bir adaya oy atma eğilimine göre bölümlenebiliyor.
Üçüncü partiler, Facebook'tan topladıkları verilerle kullanıcılara endişe verici düzeyde isabetli mesajlar ulaştırabiliyorlar. Bu tür kampanyaların çok başarılı olduğu biliniyor.
2018: Facebook'un Veri Toplamasına Büyük Tepki
Cambridge Analytica, Trump tarafından kiralanan bir seçmen profili oluşturma firması. Özetlemek gerekirse Cambridge Analytica, buna rızası bulunmayan milyonlarca Facebook kullanıcısının verisini kullandı.
Cambridge Analytica, Aleksandr Kogan'ın 50 milyon profilden elde ettiği verileri kullanmıştı. Dr. Kogan, bu verileri bir kişilik testi uygulaması yoluyla, Facebook'taki veri toplama kurallarındaki bir açık kapı üzerinden elde etti. Burada Kogan'ın kuralları çiğnemediğini belirtmek gerekiyor. Facebook'a göre Kogan, uygulamanın akademik amaçlı olduğu söyledi. Facebook, verilerin Cambridge Analytica'ya satılmasının kuralları çiğnediğini vurguluyor.
Kogan ise uygulamanın başta akademik amaçlı olduğunu, daha sonra kullanım şartlarını değiştirdiğini söylüyor. Facebook, Kogan'ın kendilerini bu konuda direkt olarak bilgilendirmelerinin gerektiğini vurguluyor.
Yani olaylar, bize göründüğü şekliyle biraz karmaşık.
Peki Hatalı Olan Kim?
Yaşananlarda birilerini hedef olarak göstermek oldukça kolay. Kogan'ın satmaması gereken verileri sattığı açık. Cambridge Analytica ise satın almaması gereken verileri satın almış görünüyor. Facebook'un ise tüm bunları seyretmekle yetinmemesi gerekiyordu. Trump'ın seçim kampanyası esnasında geçmişinde karanlık işler bulunan bir firmaya başvurmuş olması da önemli bir detay.
Ancak burada belki hepsinden önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekiyor. Sosyal medyada bizlerden toplanan veriler, oldukça değerli. Milyarlarca dolar eden bu veriler, alınıyor, satılıyor. Bazılarının altın ve petrolde olduğu gibi verilere sahip olmak için de aşırıya kaçan şeyler deneme ihtimali var.
Ancak altın ve petrolün aksine burada kontrol, bizde. Gerçeklerle yüzleşmek istemiyor olmamız, yaşananlara tepkisiz kalmamız ve bir türlü karar veremememiz, tüm bu tartışmaların asıl kaynağı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: BİLGİSAYARINIZ İÇİN 30 MÜTHİŞ DUVAR KAĞIDI