Güncelleme Tarihi:
Yankı fanusu, başta sosyal medya olmak üzere kullanılan algoritmalar nedeniyle bizimle aynı görüşte, aynı amaçları hedefleyen kişilerin gönderilerine daha fazla maruz kaldığımız fikrini anlatmak için kullanılıyor. Sürekli aynı gazeteyi okuyup, aynı TV kanalını seyretmek ve başka görüşteki yayın kuruluşların etkilerine maruz kalmamak olarak düşünülebilir. Bunun kişiselleştirilmiş eğitimde de olması mümkün mü? Öğrencinin matematiği iyi ama aslında eşsiz bir resim yeteneği olduğunu varsayalım. Yapay zekâ matematiğe odaklanarak aslında bu öğrencinin diğer yeteneğini görmezden gelebilir mi? Sistem isteyerek öğrenciyi manipüle edebilir mi? Ona sürekli matematiğini geliştirme yönünde bilgiler sunarak diğer yeteneklerini geri plana itmesine sebep olabilir mi? Bunun yanıtından önce yapay zekânın eğitimde neler sağlayabileceğine bakmak gerekiyor.
Yapay zekâ eğitimde hangi alanlarda kullanılıyor
Yapay zekânın sayısız uygulaması sayesinde eğitim hayatı daha rahat ve kişisel hâle gelebiliyor. Akıllı telefonu ve bilgisayarı olan herkes tarafından erişilebilen bir öğrenme şekli fiziksel olarak sınıfa gitmeyi de gerektirmiyor. AI aynı zamanda idari görevlerin otomasyonunda da fayda sağlıyor. Okullar zaman alıcı işleri tamamlamak için süreyi minimuma çekebiliyor ve eğitimcilerin öğrencilerle daha fazla zaman geçirmelerine olan sağlayabiliyor.
Öğretmen öğrenci iletişimi
Yapay zekâ evrakın, yazılıların, ders notlarının otomasyonunu sağlayarak öğretmene vakit kazandırabiliyor. Bu da öğrenciye daha fazla özel zaman ayırabileceği anlamına geliyor. Öğretmen üzerindeki evrak yükünün azaltılması, öğrencinin genel durumu hakkında öğretmene sürekli bilgi akışı, öğrencideki en ufak değişikliği öğretmenin fark etmesini kolaylaştırabiliyor.
Yapay zekâ ile kişiselleşen öğrenme
Her çocuğun öğrenme şekli farklılık gösteriyor. Eğitim sistemleri bunu baz alarak görsel, işitsel, sözel modelleri eşit olarak yaymaya ve tüm öğrencilere hitap etmeye çalışıyor. Ancak bunu bir bütüne göre kurguladığından milyonlarca öğrencinin her birine ayrı ayrı hitap eden materyaller oluşturmak fiziksel ortamda mümkün olmuyor. Oysa AI, bunu kolaylıkla yapabiliyor. Görsel ağırlıklı öğrenmede başarılı olan öğrenciyi tespit eden AI, ona bu yönde zenginleştirilmiş bir anlatım sunabiliyor. Böylelikle farklı seviyelerdeki öğrencilerin bir sınıfta birlikte çalışmasına da yardımcı olabiliyor.
Hızlı geri bildirim
Öğrenme aşamasında hızlı geri bildirim sağlayan AI, bu sayede öğrencinin dikkatini ve derse olan ilgisini artırabiliyor. Özellikle ev ödevlerinde hem aileye hem öğrenciye kolaylık sağlayabiliyor. Kaçımız matematikte fonksiyonları nasıl öğrendiğimizi hatırlıyoruz ki ödev yaparken çocuğumuza doğrusunu anlatabilelim? Ayrıca eğitimsiz ailede yetişen bir öğrenciler de olabilir. Bu eksikleri öğretmenler okulda tamamlamaya çalışıyor. Hatta günümüzde Whats app veli-öğretmen gruplarında öğretmenlerin mesaisi devam ediyor. Bu sorunlara çözüm ise yapay zekâ destekli e-eğitim olarak görülüyor.
Okul düzeni sağlama ve maliyetten tasarruf
AI’den bu konuda da faydalanmak mümkün. Öğrencilerin durumu, tutumu, yemek ve daha pek çok gereksinimi dahil önceden hesaplanabiliyor. Fakat burada öğrencilerin kişisel verilerinin korunması, özel hayatın gizliliği gibi bazı etik sorunlar oluşabiliyor. Davranışları analiz edecek sistemler ülkelerin kanunları ve insan hakları ile örtüşmeyebiliyor. Buna örnek vermek gerekirse Çin, pilot okullarda AI destekli kamera ile öğrencileri izleyerek onların sınıf içi ve teneffüsteki davranışlarını analiz ediyor. Sistem, derste dikkat dağılmaya başladığında öğretmene sinyal veriyor. Uygulama son derece tartışmalı. Öğrencilerin bu denli yakın takibi konusunda sert eleştiriler de var.
Her zaman her yerde
Okula gelemeyen, hasta olan öğrenci dersi kaçırmadan ve sistem üzerinden öğrenebiliyor. İstediği zaman anlamadığı konuyu defalarca tekrar edebiliyor. İşin güzel yanı ise onda özel, onu tanıyan özel öğretmeni ile bunu yapabiliyor olması.
Oyunlaştırma
Oyunlaştırma eğitimin önemli unsurlarından biri olarak görülüyor. Gelecekte yapay zekâyla birlikte çalışacak olan günümüz öğrencileri yapay zekâ ile erken yaşta tanışmış oluyor. Yapay zekâ destekli oyunlaştırma uygulamaları ile dersleri eğlenerek öğrenme, kendini geliştirme yanı sıra oyunlaştırmanın mantığını anlamaları mümkün olabiliyor.
Gelelim ilk baştaki sorumuza. Yapay zekâlı eğitim sistemi doğru kurgulandığında, yankı fanusundan ziyade eğitimde çeşitliliğe katkı sağlayabilir gibi görünüyor. Sonuç olarak, orkestranın şefi yine eğitimciler. Bu sebeple de AI yardımıyla öğrenciyle daha fazla zaman geçirme, birlikte araştırma yapma, oyun oynayabilme şansı artan bir eğitimcinin öğrencisinin gizli kalmış özelliklerini gözden kaçırma riski en aza inebilir. Algoritmalar ise doğru kurgulandığında belirlenmiş yetenekleri gözden kaçırmayacak kadar iyi çalışabiliyor. Bu sistemin ardından iyi öğretmen kavramı, iyi öğretenden ziyade okulu ve eğitimi sevdiren öğretmene doğru evirilebilir. Yapay zekâ insani pek çok özelliğe sahip olmaktan henüz uzak. Bu sebeple de eğitimin kontrolü daha uzun süre eğitimcilerde olacak gibi görünüyor.
Serap TORUN
twitter.com/seraptorun73