Güncelleme Tarihi:
Sanal dünyaya erişmek için kullandığımız her aletin sabit bir tanımlayıcı kimliği vardır. Bize ait olan T.C. kimlik numaraları gibi bu kimlikler de aygıtları tanımlamaya yarıyor. Telefonunuz, akıllı saatiniz, bilgisayarınız, aklınıza gelecek her türlü dijital alet bu kimlik numaralarına sahiptir. Kablosuz ağınız, cep telefonu servisleriniz gibi aygıttan bağımsız olan sanal dünyanın da tanımlayıcı kimlikleri mevcut. Bu kimlik numaraları ile siz eşleştiğinizde ortaya çıkan veriler hem iyi hem kötü amaçlar için kullanılabilir hale geliyor. Kullandığınız uygulamaların nerede, ne zaman, ne kadar süre ile kullanıldığı gibi birçok veri bir araya geldiğinde sizin davranışlarınıza dair çıkarımlar yapma imkanı tanıyor.
Bir uçak bileti aldınız ve biletiniz ile ilgili bilgilerin e-postanıza geldiğini düşünün. Bu senaryo, bugün için oldukça normal bir senaryo. Kişisel e-postanıza, size ait uçuş bilgileri normal şartlarda sadece sizin tarafınızdan okunabilir. Ama yaklaşık olarak uçuşunuza 2 saat kala telefonunuzun uyarı ekranında “XX1234 sayılı uçuşunuz için yola çıkmalısınız.” uyarısını görebilirsiniz. Ne zaman yola çıkacağınız bilgisi verilirken bulunduğunuz bölgenin de trafik durumu göz önünde bulunduruluyor. Gmail, e-postalarınızı okuyor ve asistanı aracılığıyla sizin hayatınızı kolaylaştıracak adımları size sormadan atabiliyor. Benim gibi unutkan ve dalgın biriyseniz, bu uyarıları sevebilirsiniz. Bu madalyonun bir yüzü. Madalyonun diğer yüzü, size ait birçok veri bazen farkında olmadan sizin verdiğiniz izinle bazen de sizin izniniz olmadan toplanabiliyor.
Toplanan verinin önemli bir kısmı size reklam olarak geri dönüyor.
2013 yılında Google, Apple gibi firmalar reklamlar için cihazın kimliğinden bağımsız “Reklam Tanımlayıcı” (Advertising ID) isminde yeni bir kimlik numarası tanımladılar. Bu kimlik numarası, cihaz kimliğinden farklı olarak sıfırlanabilir olacak şekilde tanımlandı. Bunun amacı ise, kullanıcı istediği zaman bu kimlik numarasını sıfırlayarak, şirketlerin takiplerini daha zor hale getirme imkânı sunmaktı. Nitekim, bu özellik telefon gibi cihazlarda hala aktif. Şimdi, internetten bu tanımlayıcı kimliğin nasıl sıfırlanabileceğini aratabilirsiniz. Örneğin, “Apple reklam tanıtıcısı nasıl sıfırlanır” aramasını yaparsanız güncel menü bilgilerine ulaşabilirsiniz. Her ne kadar çalışmalar bu yöntemin kesin bir çözüm olmadığını gösterse de gizliliğimizi korumak için başvurmamız gereken yöntemler arasında kalmaya devam edecek. Yapılan çalışmalara göre, bir uygulama sıfırlanabilir reklam numarasını istediğinde, bu isteklerin %75’inde bu reklam numarası ile birlikte sıfırlanamayan aygıt kimliklerini de talep ediyor. Bu durum, gizliliği sağlamak üzere sıfırlanabilir olarak tanımlanmış reklam numarasının amacına tam ters işlediği gibi şirketlerin kendi kullanım şartlarının da dışına çıkmaları anlamına geliyor. Daha açık bir ifade ile, her dört talebin üçünde kimliğinizi bu yöntemle koruma altında tutamıyorsunuz.
Mevzubahis çocuklar olduğunda işin rengi biraz daha değişiyor. 1998 tarihli Çocukların Çevrimiçi Gizliliğini Koruma Yasası (Children’s Online Privacy Protection Act [COPPA]), çocukların çevrimiçi mahremiyet ve kişisel haklarını korumak üzere Amerika Birleşik Devletleri’nde 2000 yılından beri yürürlükte. Bu yasa, 13 yaşın altındaki çocukları korumak ve onlar hakkında toplanacak verilerin ailelerinin kontrolünde olmasını sağlamak üzere hazırlanmış.
Google ve YouTube, bu yasanın gerektirdiği gibi davranmadığı ve 13 yaş altındaki çocukların verilerini işleyerek onlara özel reklam sunarken ailelerin açık rızasını almadığı için 4 Eylül 2019 tarihinde 170 milyon dolarlık cezaya çarptırıldı. Detayları merak ediyorsanız Federal Ticaret Komisyonu’nun sayfasına erişim sağlayabilirsiniz (ftc.gov/news-events/press-releases/2019/09/google-youtube-will-pay-record-170-million-alleged-violations)
Gizlilik ve kişisel hakların korunması üzerine çalışan gruplar da mevcut. Bunlardan birisi olan AppCensus AppSearch, araştırma tabanlı olarak ortaya çıkmış ve Android tabanlı ücretsiz uygulamaların analiz edilip kişiye özel bilgilerin farklı uygulamalarla veya üçüncü kişilerle paylaşılma durumlarını raporlamakta. Şu anda veri tabanlarında erişim sağlanabilecek 115.521 uygulama mevcut.
Çocuklarımızın dijital dünyada güvenli bir şekilde yaşayabilmeleri ve iyi bir dijital vatandaş olabilmeleri için bu becerilerin erken yaşlarda kazanılması oldukça önemli. Çocukların bu becerileri erken yaşta kazanabilmesi adına, içinde benim de bulunduğum bir ekip tarafından Singapur menşeili DQ (Dijital Zeka) Enstitüsü tarafından geliştirilmiş olan DQ World oyunu Türkçeye uyarlandı. 8-12 yaş arasındaki çocuklar için tasarlanan bu oyun, yine ücretsiz olarak sunulan daha geniş bir dijital okuryazarlık eğitim içeriğinin bir parçası. Bu eğitim içeriğini ve oyunu bir başka yazıda daha detaylı inceleyebiliriz. Bir an önce aksiyon almak için dqworld.net adresine gidip detayları inceleyebilir ve oyunu mobil cihazınıza indirip çocuğunuzun oynamasını sağlayabilirsiniz.
Doç. Dr. Serkan ÖZEL
Boğaziçi Üniversitesi
twitter.com/serkanozeltx