A.A.
Oluşturulma Tarihi: Kasım 01, 2011 12:36
Adres Patent'in yaptığı araştırmaya göre, Marmara Bölgesi'nde 1999 yılında yaşanan deprem felaketinden sonra Türkiye;deki deprem odaklı buluşların sayısı 10 kat artarak 13'den 139'a yükseldi.
Adres Patent'den yapılan açıklamada, Marmara depreminden sonra 126 tane deprem konulu buluş için patent başvurusunda bulunulmasına karşın, bu konuda Türkiye'nin dünya istatistiklerine göre listenin bayağı gerisinde kaldığı belirtildi.
Türk Patent Enstitüsü (TPE), Espacenet ile (Dünya Fikri ve Sınai Haklar Teşkilatı) WIPO verileri doğrultusunda Adres Patent'in gerçekleştirdiği araştırmaya göre, Türkiye'de 139 olan patent başvurusu sayısı, dünya genelinde 24 bine ulaştı. WIPO verilerine göre dünya genelinde tescil edilmiş deprem konulu patent sayısı ise 6 binden fazla.
Türkiye'de özellikle son yıllarda deprem konulu patent başvurularının sayısı hızla artarken, bu buluşların uygulamaya geçirilmemesi nedeniyle Türkiye gibi deprem kuşağındaki bir ülkenin verdiği kayıpları azaltmaya yetmediğine dikkat çekilirken, Marmara Bölgesi'nde 1999'da yaşanan depremin ardından Türkiye'deki deprem odaklı buluşların sayısının 10 kat artarak 13'en 139 buluşa çıktığı kaydedildi.
Adres Patent Genel Müdür Yardımcısı İsmail Karaağaç konuyla ilgili olarak, “17 Ağustos depreminden bu yana deprem konusunda 100'ü aşkın patent başvurusu yapılmış olmasına rağmen, geçtiğimiz hafta gerçekleşen Van depreminde hala çok önemli can ve mal kayıpları yaşayabiliyorsak bu işte bir mantık hatası var demektir. Özellikle son bir yıl içerisinde bültene çıkan deprem konulu buluşlar arasında çok önemli ve uygulanabilir sistemler var. Bu buluşlar uygulamaya konulmuş olsaydı belki de Van depremindeki kayıplarımızın bir nebze de olsa önüne geçebilirdik” görüşünü dile getirdi.
Yapılan buluşların ve harcanan AR-GE maliyetinin, yapılan buluşların uygulanmasıyla anlam kazanacağının ifade eden Karaağaç, şunları kaydetti: “Tüm toplumu ilgilendiren önemli bir olay yaşandığı zaman bir buluş modası ortaya çıkıyor. Ancak önemli olan bu buluşların uygulanmasını sağlamak. Özellikle toplumsal fayda sağlayacak değerdeki buluşların sadece proje olarak kalmaması için gerek girişimcilere, gerek resmi kurumlara çok iş düşüyor. Teşvik edici desteklerle tüm buluşların topluma sunulması sağlanabilir. Teknolojimiz ancak bu şekilde gelişim gösterecektir. Ülke olarak yaşadığımız deprem felaketlerine yenisini eklememek ve bu konudaki kayıplarımızı en aza indirmek için buluş sahiplerinin uygulamaya geçmesi gerekiyor. Patent almaya uygun görülmüş nitelikteki tüm buluşlar depreme karşı daha güçlü olmamızı sağlayacaktır. Kayıplarımızı en aza indirmek için bu konudaki buluşlar hayata geçirilmeli.”