Güncelleme Tarihi:
Vigil Games’in yapımcılığındaki ilk Darksiders oyunu 2010 yılında piyasaya çıkmış ve bizleri mahşerin dört atlısından ilkiyle, War (Savaş) ile tanıştırmıştı. Dünyaya kıyametin erken gelmesi ve kıyameti bitirerek dünyadaki bildiğimiz yaşamı yok eden Armegeddon Savaşı’nın erken yaşanması, Charred Council’in gözlerini War’a dikmesine sebep olmuştu. İyi ya da kötü herhangi bir göksel gücün aşırı büyüyerek evrendeki düzen ve dengeyi bozmasını engellemek için kurulan bu konsey, War’un kan dökme arzusunun görev bilincinin önüne geçtiğine karar vermiş, bu sebeple konsey tarafından tutsak edilerek yargılanan War suçlu bulunmuş ve kendisinin yok edilmesine karar verilmişti. Konseyle son bir antlaşma yapmayı başaran War, öncesinde güçlerinin birçoğundan ve atından mahrum bırakılmış sonrasındaysa kılıcı Chaoseater ile birlikte kıyametin hüküm sürdüğü dünyaya adını temizlemek ve erken kıyametin arkasında kimin olduğunu bulmak için gönderilmişti. Vigil Games’in yapımcılığındaki serinin ikinci oyunu Darksiders II ise 2012 yılında piyasaya çıkmış ve bizleri War’un abisi Death (Ölüm) ile tanıştırmıştı. War’un tutsak edildiği ve yargılandığı sürece bizleri geri götüren ikinci oyun, Death’in kardeşinin suçsuz olduğunu kanıtlamak için çıktığı yolculuğu anlatıyordu. İlk oyundaki saf güç ve kılıç kullanan War’dan ikinci oyundaki büyü ve orak kullanan Death’e geçiş oynanış olarak oldukça başarılıydı.
Derken bir şeyler ters gitti
Ne olduysa, bizler heyecanla serisinin üçüncü oyununu beklerken oldu. Önce indie geliştiriciler ile Ubisoft veEA gibi devler arasında kocaman boşluğu ustaca dolduran THQ’nun iflası, ardından Vigil Games’in kapanması ve nihayet Nordic Games’in serinin haklarını satın alması derken aradan uzun bir zaman ve iki tane de “remastered” yapım geçti.
Neyse ki, seri üstündeki kıyamet toprağını geçtiğimiz yıl attı ve Darksiders III duyuruldu. Eski Vigil Games çalışanları tarafından kurulan Gunfire Games’in yapımcılığındaki oyun güvenli ellerde diyebiliriz. Savaş, Ölüm, Kıtlık ve salgın olarak bildiğimiz dört atlının, serinin üçüncü oyunun duyurusuyla birlikte değiştiğini görüyoruz. Darksiders III’te mahşerin dört atlısından kız kardeşi, yani Fury’yi (Fury) kontrol edeceğiz. Kuru kafa motifleriyle dolu metal zırhı ve kırmızı şaçlarıyla birlikte Fury, War ve Death’in olduğu bir aile resminde hiç sırıtmayacaktır.
Öfke ile tanışın
Günümüzdeki birçok oyunun aksine Horizon: Zero Dawn’daki Alay gibi kendini saldırılardan koruyabilecek bir zırha sahip olan Fury, Death gibi büyü yeteneklerine ve bir de kırbaca sahip. Dahası oyunun duyurusundan önce sızmasına neden olan Amazon sayfasına göre Fury, büyü yeteneklerini kullanarak çeşitli formlar arasında geçiş yapabilecek. Her bir form da kendine özgü yeni silahlara, hareketlere ve yeteneklere sahip olacak. İkinci oyunla oyuna eklenen rol yapma ögelerinin en azından karakter gelişiminde önemli bir yer tutacağını söyleyebiliriz. War’un tutsak edildiği ve Death’in kardeşinin adını temizlemek için yolculuğa çıktığı zamana geri döneceğimiz hikayede, Fury de konsey tarafından yedi ölümcül günahın peşine gönderiliyor.
Buna göre kıyamet esnasında tutuldukları hapishaneden kaçmayı başaran günahlar dünyaya giderek fiziksel olarak bir bedene kavuşurlar. Oyunun yapımcıları her bir günahın kendine özgü bir bedeni olacağını ve kendisine özgü bir ortamda yaşayacağını söylüyor. Oyunun yayınlanan tek oynanış videosunda gördüğümüz Sloth (Miskinlik) da bu söylemi doğruluyor. Devam edelim. Kıyametin ele geçirdiği dünyada doğa şehirleri yutarak yemyeşil bir örtü getirmiş, ancak Sloth’un bulunduğu yere yaklaştıkça yeşillik yerini bataklık ve çamura, canlılar da yerlerini böceklere bırakıyor. Altı bacağı, iğneli kocaman kuyruğu ve kanatlarıyla devasa yeşil bir böcek olarak vücut bulan Sloth, taş tahtından diğer böcekler tarafından taşınarak hareket ediyor.
Diğer günahların da bu şekilde oldukça farklı vücutları ve yaşam alanları bulunacağını varsayarsak oyun dünyasının oldukça renkli ve çeşitli olacağını söyleyebiliriz. Diğer oyunlardaki gibi çizgisel bir hikaye anlatımı barındıracak oyun, onların aksine açık bir dünya sunacak.
Ne kadar iyi olabilir?
Oyun dünyasında bir yerden diğer bir yere gidemediğimizde bunun üçüncü bir kişi tarafından hazırlanan bir bulmaca değil de çevrenin şartlarından dolayı kaynaklandığını düşünmemiz için uğraşılıyormuş. Bu sayede oyunun ilerleyişi yapay bulmacaları çözmekle değil de çevreye adapte olmamızla sağlanacak gibi duruyor.
Oyun dünyasının devasa tek bir zindan gibi hissettirmesini istediklerini söyleyen yapımcılar, gerek eski oyunlardan yaratıklarla gerek yeni yaratıklarla bu dünyayı dolduracaklarmış. Ayrıca, eski oyunların aksine yaratıklar bir yerde bize saldırmak için aniden var olmak yerine, oranın bir parçası olarak bulunacakmış. Şimdi bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar oyun için videosu bulunan Darksiders III, vadettiklerini yerine getirir ve güzel bir hikaye örgüsü ile gelirse bizleri hem Hock & Slash’e doyurur hem de serinin son atlısı olan Strife’ı (Kavga) sabırsızlıkla beklememizi sağlar.