Güncelleme Tarihi:
Suça itilen, sokakta ya da güç koşullarda yaşayan çocuklara ve şiddet mağduru kadınlara yönelik çalışmalar yürüten Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği (İMDAT) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polat, internet ortamında çocuklara yönelik tehlikelere dikkat çekmek amacıyla hazırladığı raporda, Türkiye'de yeni bir kavram olan grooming (siber uşaklaştırma) konusunu ele aldı.
Polat, AA muhabiriyle paylaştığı "Çocuk İstismarında Farklı Bir Kavram: Grooming" adlı raporunda, internetin, teknolojinin ve sosyal medya kullanımının gelişmesi ve günlük yaşantıda sıkça kullanır hale gelmesiyle yetişkinler gibi çocukların da internet üzerinde fazlaca zaman geçirmeye başladığını dile getirdi.
İnternetin barındırdığı risklerin özelikle çocuklar yönünden tehlike oluşturduğunu vurgulayan Polat, teknolojinin gelişmesi ve gündelik hayatta kalıcı bir yer edinmesiyle çocuk istismarının bazı boyutlarının sanal mekanlara taşınmaya başladığını kaydetti.
Polat, internetin veya sanal ortamın, anonim hareket etmeyi de mümkün kıldığını, failin daha rahat ve kendi gibi olmadan hareket ettiğini dile getirerek, "Faillerin yakalanmayacaklarını düşünmeleri de bazı suçlar yönünden suç yeri olarak interneti tercih etmelerinde etkilidir. Sanal ortamda kötü niyetli kişilerin hedefi haline gelerek çocuklarla iletişime geçilmeye çalışılması günümüzde ciddi bir tehlike oluşturmaktadır." uyarısını yaptı.
Prof. Dr. Oğuz Polat, mağdura erişimle başlayan, mağduru istismara hazırlama süreci olarak tanımlanan siber uşaklaştırmanın evrensel olarak saldırganın fantezilerini gerçeğe döktüğü bir teknik olarak da ifade edilebileceğini belirterek, "Grooming eylemi, karmaşık bir süreçtir, tanınması zordur. Nerede başlayıp bittiğinin belirlenmesi çok zordur. Bu süreç saatler, haftalar, aylar hatta yıllarca sürebilir. Burada önemli olan nokta, failin, mağdurla farklı cinsten olabileceği gibi aynı cinsten de olmasıdır." dedi.
Siber uşaklaştırmada, genellikle savunmasız, öz güveni düşük ve ebeveyn denetimi az olan çocukların hedef alındığını dile getiren Polat, kurbanın güvenini kazanan failin, mağdurun ihtiyaçları ve bunların nasıl doldurulacağını öğrendiğini, sadece maddi değil ekstra dikkat ve sevgi gösterme, hediyeler verme gibi manevi ihtiyacını da karşılayabildiğini, buradaki amacın çocuğun hayatında daha belirgin yer almak olduğunu kaydetti.
Çocuğun günlük yaşantısından ve çevresinden izole edilmeye çalışıldığını, sevdiği ya da takdir ettiği bir duygunun beslenip geliştirildiğini, bu şekilde de ilişkinin güçlendirildiğini anlatan Polat, şunları söyledi:
"İlgi saldırganın kendisine odaklanır. Konuşma, cinselliğe doğru kaymaya başlar ve yavaş yavaş fotoğraf, video vb. materyal kullanılır. Saldırgan çoğu zaman mağdurun cinsel tercihlerini yönlendirme fırsatına sahip olur. Eylemin ortaya çıkması halinde çocuğun katılımının ve sessizliğinin korunması amaçlanır. Genellikle suçlama veya tehdit yöntemleri kullanılır. Ya ilişki bitirilir ya da ortaya çıkması halinde kendisinin aşağılanacağı empoze edilir."
Prof. Dr. Oğuz Polat tarafından hazırlanan raporda, İMDAT Derneği'nce 18 yaş altı çocuk sahibi olan ebeveynlerle siber uşaklaştırmayı tespit etmek amacıyla gerçekleştirilen araştırmaya da yer verildi. 310 ebeveynin katıldığı saha araştırmasına göre, çocukların yüzde 49,7'si günde 1 saatten fazla çevrim içi şekilde interneti kullanıyor.
Çocuklarının yüzde 63,5'i kendine ait cep telefonu, tablet veya bilgisayara sahip. Çocuklar interneti yüzde 70,3 oranında oyun amaçlı kullanıyor. Aileler çoğunlukla, çocuklarının sosyal medya hesaplarında paylaştıkları gönderileri ve kimlerle arkadaşlık ettiklerini takip ediyor.
Ebeveynler, internet ortamında çocuklarının karşılaşacağı tehlikeleri şöyle sıralıyor:
"Cinsel içerikli görüntü/video vb. paylaşımlara denk gelmek (yüzde 93,5). Bir kişinin çocukla bağ kurarak çocuğun kişisel bilgilerini (ev adresi, telefon, kimlik bilgileri vb.) elde etmesi (yüzde 83,5). Bir kişinin çocukla duygusal bağ kurarak çocuğu istismar etmeye yönelik eylemlerde bulunması (yüzde 83,2)."
Ailelerin yüzde 91,6'sı çocuklarının groominge maruz kalması durumunda suç duyurusunda bulunacağını, yüzde 70,3'ü, çocuğun vakit geçirdiği ortamlarda (ev, okul, sık gitti yerler vb.) önlem alacağını belirtirken, birçok ebeveyn ise belli başlı web sitelerini filtrelemek veya engellemek, çocukların internet dolaşımı sırasında kişisel bilgilerini paylaşmalarını engellemek, internete erişim araçlarında çocuk koruma kiti kullanmak gibi önlemleri tercih ediyor.