Güncelleme Tarihi:
Çin'in kuzeyindeki Datong bölgesi üzerinde uçarken aşağıda iki dev panda görürsünüz, binlerce güneş panelinden oluşan.
Bir kilometrekarelik bir alanı kaplayan ve 100 megavat enerji üreten bu tarla Çin standartlarına göre hiç de büyük sayılmaz.
130 milyon kilowatt enerji kapasitesi ile Çin dünyanın en büyük güneş enerjisi üreticisi konumunda. Bu kapasite ile tüm İngiltere'nin elektrik ihtiyacı defalarca kez karşılanabilir.
Dünyanın en büyük güneş enerjisi tarlası 1500 megawatt kapasitesi ile Tengger Çölü'nde. Tibet Platosu'ndaki Longyangxia Barajı yanında kurulu tarlanın kapasitesi ise 850 megawatt.
Peki milyonlarca dolara mal olan bu dev projeler işe yarıyor mu, Çin'in yeşil enerji hedefleri bakımından tuttuğu yer nedir?
Çin dünyanın en büyük güneş paneli üreticisi ülke konumunda. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) verilerine göre dünyadaki panellerin yüzde 60'ından fazlası Çin'de üretiliyor. Güneş paneli talebinin yüksek olması hükümetin ekonomik çıkarlarına yarıyor.
Ülkede elektrik üretiminin üçte ikisi hala kömüre dayalı iken, yenilenebilir enerji kaynaklarının artması olumlu bir gelişme olarak görülüyor.
UEA'ya göre, güneş enerjisi bakımından Çin 2020 hedeflerine üç yıl erken ulaşmış durumda.
Bazıları, Çin'in egemenliğini reddeden otonom Tibet bölgesinde bu yatırımların yoğunlaştırılmasına dikkat çekiyor.
Buralardaki güneş panellerinin kullanım amaçlarından biri de donmuş toprakları ısıtarak ağaçların yetişmesine uygun hale getirmek ve böylece bu alanları Çinli yerleşimcilere cazip kılmak.
Ancak böylesine ıssız bölgelerde dev güneş panelleri kurmanın da sorunları yok değil. Zira "Hu Hattı" olarak anılan ve Çin'in kuzey doğusundan güney batısına uzanarak ülkeyi iki eşit parçaya bölen çapraz çizginin doğusunda toplam nüfusun yüzde 94'ü yaşıyor.
Oysa rüzgar ve güneş enerjisi projelerinin dağılımı tam tersi yoğunlukta. Yani ona en çok ihtiyaç duyan büyük kentlerden uzakta. Bu ise yapılan dev yatırımların ancak küçük bir kısmından yararlanılmasına neden oluyor.
Çin'deki Elektrik Kurumu verilerine göre, 2018'in ilk yarısında güneş panellerinin kapasite kullanım faktörü sadece yüzde 14,7 oldu.
Bunda hava şartları gibi kontrol dışı etkenler rol oynayabilirken Çin'de esas sorun, enerji üretim yeri ile kullanım noktası arasında uzun mesafeler kat eden iletim hatlarında meydana gelen kayıplar.
Bir diğer sorun da kamu finansmanındaki kesintilerden kaynaklanıyor. Dev güneş panelleri projelerine yapılan devlet desteğinde kesintiye gidildi. Devlet idaresi altında olan yenilenebilir enerji fonu 15 milyar dolar açık verdi. Bu durum, yeni güneş paneli tarlalarında geçen yıla göre yüzde 30'luk daralmaya neden oldu.
Bunun üzerine şehirlerde çatılara güneş panelleri kurma girişimlerinde artış gözleniyor.
Fakat uzmanlar Çin'in dev güneş panelleri projelerinin sonuna gelinmediğini, gerek ülke içinde gerekse başka ülkelerde bunların inşasına devam edileceğine dikkat çekiyor.
Bunların çoğu Hindistan'da ve tamamlandığında en büyük güneş enerjisi parkı unvanını alması bekleniyor. Mısır'da 37 km karelik bir alanı kaplayan Benban projesinin de Çin ile bağlantılı olduğu biliniyor. Fiji ve Kanada'da başka projeler de var.
Ayrıca üç-beş yıl içinde güneş enerjisinin devlet desteğine ihtiyaç duymayacak kadar ucuzlaması ve daha çok yatırımcıyı çekerek daha da yaygınlaşması bekleniyor.
Peki güneş paneli atıkları gelecekte nasıl bir sorun olabilir? Panellerin ömrü 30 yıl kadar. Ondan sonra parçalanmaları gerekiyor. Bunları yeniden dönüşüm amaçlı kullanması zor; zira sülfürik asit gibi zararlı kimyasallar içeriyor.
2040 yılından itibaren Çin'de panel atığı patlaması bekleniyor ve bu sorunla nasıl başa çıkılacağına dair net bir plan yok ortada.
Bu atık sorunu elbette nükleer atık kategorisinde değil. Ancak güneş enerjisini "yeşil" teknoloji olarak adlandırmak için bu sorunun ortadan kaldırılması gerekiyor.