Güncelleme Tarihi:
Işık, Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen "3. Bilişim Teknolojileri Standartları Konferansı"nda, bilgi ve iletişim teknolojilerinin vatandaşların yaşam kalitesini artırdığını söyledi.
Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün dünyadaki büyüklüğünün yaklaşık 5 trilyon dolar olduğunu anlatan Işık, "Bakanlığımızın 2013 yılı verilerine göre, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü ülkemizde yaklaşık 35 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmıştır. Şirket bilançolarına yansıyan yurt dışı satış rakamı ise yaklaşık 1,7 milyar dolara yükselmiştir" diye konuştu.
Geliştirilen 'Kuantum Kriptoloji Yöntemi' ile korsan dinlemeyi tespit etme imkanına kavuştuklarını belirten kaydeden Işık, "Foton temelli iletime dayalı olan bu sistem başarılı şekilde çalışmaya devam ediyor. NATO üyesi birçok ülke tarafından kullanılan A400M askeri kargo uçaklarında yer ile uçaktaki kontrol bilgisayarı arasındaki uçuş bilgilerinin kriptolu bir şekilde taşınmasını ve aktarımını sağlayan sistem TÜBİTAK tarafından yapılmaktadır. Bu Türkiye'nin uluslararası arenada geldiği seviyeyi göstermesi açısından oldukça önemlidir" şeklinde konuştu.
"Devletler şeffaflaşıyor"
Işık, bilgi ve iletişim teknolojilerinin devletlerin yapısını, işleyişini ve hizmet anlayışını da değiştirdiğine dikkati çekerek, kamu ve özel sektörde birçok işlemin dijital mecrada gerçekleştirildiğini anlattı.
Bilişim sektörünün birey-devlet ilişkilerini de değiştirdiğine işaret eden ışık, şöyle konuştu: "Bu ilişki özgürlükler lehine gelişiyor. Bunun sonucunda, otoriter yönetimler zayıflarken bireyler daha güçlü, devletler ise daha şeffaf, denetlenebilir ve demokratik bir hal alıyor. Bireyin hakları, özel hayatın, mahremiyetin ve kişisel bilgilerin gizliliği mutlak ve dokunulmaz bir alan olarak kabul edilmelidir. Bireyin haklarını ve özel hayatın gizliliğini koruyamazsak toplumsal değerlerimizde bir kırılma yaşayabilir, kamu güvenliğinde de zaafiyete uğrayabiliriz."
İletişim teknolojilerinin kamu güvenliği açısından risk oluşturmaması için gerekli yasal tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Işık, şöyle devam etti: "ABD'de Pentagon'un askeri bilgi ve belgelerini ele geçirmek amacıyla ve yine İran'ın nükleer tesislerine yönelik yapılan siber saldırılar, bu konunun önemini ortaya koyuyor. Hacker kavramı, artık birkaç gencin macera hevesinin çok ötesine geçerek, daha sistemli ve profesyonel saldırılara dönüşüyor. Hatta klasik savaş yöntemlerinin yerini siber savaşlar alıyor. Dolayısıyla bizim siber ortamların güvenliğini sağlayacak adımları atmamız gerekiyor."
"Beyaz Şapkalı Hacker'lar"
Siber Güvenlik Eylem Planı kapsamında, "Siber Güvenlik Özel Komitesi"nin kurulduğunu anımsatan Işık, söz konusu komitenin çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu bildirdi.
TSE'nin yaptığı "Beyaz Şapkalı Hacker" belgelendirmesinin de bu çalışmalar kapsamında ortaya çıktığını kaydeden Işık, "Bugün de bu alanda yetiştirilen 'Beyaz Şapkalı Hacker'larımıza sertifikalarını vereceğiz. Bunlar yıkmak için değil, yıkımı önlemek için çalışacak" diye konuştu.
Işık, 2015-2016 arasında TSE bünyesinde Bilgi Teknolojileri Ürün Güvenliği Ortak Kriterler standardı kapsamında "Ortak Kriterler Test Laboratuvarı" kurulmasını planladıklarını dile getirerek, bunların milli bilgi güvenliğine ve ekonomiye büyük katkı sağlayacağını vurguladı.
Diğer konuşmacılar
TSE Başkanı Hulusi Şentürk de TSE'nin standardizasyon çalışmaları hakkında bilgi verdi.
TÜRKSAT AŞ Genel Müdürü Ensar Gül, gelişen teknolojiyle birlikte yeni standartları geliştirmeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, 90'lı yıllardan itibaren bilişim teknolojilerindeki gelişmeleri anlattı.
Konuşmaların ardından Bakan Işık, "Beyaz Şapkalı Hacker" olmaya hak kazananlar arasında dereceye girenlere belgelerini takdim etti.