Güncelleme Tarihi:
Asıl görevlerinin “savaşmak” olduğunu söyleyen, Türk Hava Kuvvetleri’nin F-16 gösteri ekibi SOLOTÜRK, Gösteri Pilotu Hv. Plt. Bnb. Emre MERT, Gösteri Pilotu Hv. Plt. Yzb. Serdar DOĞAN, Basın ve Halkla İlişkiler Subayı Hv. P. Yzb. Mustafa Bircan BİÇER’in yanı sıra 1 subay 8 astsubay olmak üzere toplam 9 bakım personelinden oluşuyor. Ekip, merak edilen soruları sizler için yanıtladı.
F-16 hangi amaca yönelik üretildi, SOLOTÜRK için neden bu uçak tercih edildi?
F-16, 4. nesil savaş uçağı. 25’ten fazla ülke tarafından kullanılıyor. 1987 yılından bu yana da ülkemiz, bu uçağı aktif olarak kullanıma aldı. F-16, “Side Stick” kullanılarak üretilen ilk savaş jeti. Bu özellik yüksek “G”li manevralarda pilotun hâkimiyet sağlaması için önemli. Kanopisi tek parça şeffaf yüzeyden oluşuyor. Bu da pilotun görüş alanını arttırıyor. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra F-16, “Fly By Wire” kullanılan ilk uçak. Yani pilotun komutlarıyla hareket yüzeyleri arasına bir bilgisayar giriyor. Bunlar F-16’nın seçiminde etkili olan kriterler arasında.
Gösteri uçuşlarında kullanılan uçaklarda ne gibi değişiklikler yapılıyor?
Gösteri uçaklarımız normal muharip uçaklarla aynıdır. Hiçbir değişiklik yapılmıyor. Ödüllü tasarımı kendisine has. Bunun dışında gösterilerimizde kullanmak üzere kanat uçlarımıza duman üreteçleri takıyoruz.
Dünyada sadece SOLOTÜRK’ün yapabildiği adınızla anılan kalkışından söz eder misiniz?
SOLOTÜRK kalkışı, kalkış ve tekerlerin toplanmasından hemen sonra 10 metrede terse geçip tırmanmaya devam ettiğimiz manevramızdır. Dünyada tek yapabilen gösteri ekibiyiz. Bu hareketi zor kılan uçağın ters kumanda bölgesinde kullanılmasıdır. Daha da zor kılan diğer kısım ise, bu hareketi kalkış esnasında düşük irtifada yapıyor olmamız.
Çıktığınız en yüksek irtifa nedir? Gösteriler hangi irtifa ve süratte gerçekleştiriliyor?
50.000 feet, gördüğüm en yüksek irtifa. Gösterilerimiz, minimum 100 feet ve üzeri irtifalarda, 100 knot ve 1200 knot hız aralığında olacak şekilde gerçekleşiyor.
Hareketin 3 eksende aynı anda yapılıyor olması. Kanatçık tonosu ve fıçı tonosunun birleştirilmesi diyebiliriz.
Gösteriler sırasında “Red- Out” veya “Black-Out” yaşadınız mı? En fazla pozitif ve negatif kaç “G” ye maruz kaldınız?
Bunlara yakın olarak havacılıkta tünel görüşü olarak tabir ettiğimiz etrafın kararması ve sadece kısa bir görüş alanının oluştuğu durumu yaşamaktayız. Bunun bir sonraki aşaması bahsettiğiniz Black-Out’tur. Profesyonellik gereği biz tünel görüşüne girdiğimizde kendimize uygun durumlar oluşturup üzerimizdeki “G” yükünü azaltıyoruz. Bir sonraki aşamaya geçmemeye gayret ediyoruz. Uçuş eğitimlerimizde bu zorlu durumu aşmak için çeşitli manevralar geliştiriyoruz.
Kısa bilgi: Pozitif G kuvveti kanın vücudun baş tarafından alt kısımlarına doğru akışına sebep olarak beyne giden kan miktarının G kuvveti ile orantılı olarak azalmasına yol açar. Bu durum görüşte daralma, görüşün tamamen kaybolması, hatta bayılmaya sebep olabilir. Bu duruma Black-Out denir. Bazı manevralarda da tam tersi olan kanın vücudun alt kısmından baş kısmına doğru artarak yol alması yaşanabilir bu duruma da Red-Out denir.
Uçmak çocukluk hayalimdi. Hep gerçekleştirmek istediğim idealdi. Gittiğimiz illerde bulunan hava üslerinden uçakları izlemek hoşuma giderdi. Daha o yaşlarda pilot olmaya karar verdim. Ailem aldığım kararlarda bana hep destek oldu. Dolayısıyla Hava Kuvvetlerine katılma kararı aldığımda beni teşvik ettiler. Bu kararı aldığım yıllarda daha önce hiç tanışma fırsatı bulamadığım ama hep onlardan birisi olmak istediğim pilotları kendime örnek aldım.
Bu bir bayrak devir teslimi. Bizler bu bayrağı bizden sonra gelene teslim edeceğiz, onlar da bir sonrakine. Ama kurum bakidir. Ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ayrılmaz parçası olan Türk Hava Kuvvetleri onları bekliyor. Öncelikle şu an okudukları okulları başarıyla bitirmeleri gerekmektedir. Disiplinli, sağlıklı ve özverili çalışmaları, hayallerine kavuşmalarına yardımcı olacaktır. Bunlara ek olarak mutlaka düzenli olarak spor yapmalılar.
Sizi heyecanlandıran yaşadığınız herhangi bir olay var mı?
Gösterilerimizin her biri bizi heyecanlandırmaya yetiyor. Orada bulunan binlerce kişinin gözünün ve gönlünün üzerinizde olduğunu bilmek apayrı bir heyecan. Aşağı indiğimizde o bakışlarla göz göze geldiğimizde, o güzel sözleri duyduğumuzda tüm yorgunluğumuz geçiyor.
MSÜ Hava Harp Okulu, liselerden öğrenci almaktadır. Millî Savunma Üniversitesi’nin yapmış olduğu sınavda başarılı olan öğrenciler sağlık, spor ve Öğrenci Seçme Uçuşu gibi birtakım mülakatlara katılırlar ve tüm aşamaları geçenler MSÜ Hava Harp Okulu’na girmeye hak kazanırlar. Mezun olan her subay da sağlık kriterlerini tekrar geçtiği takdirde uçuş okuluna gider. Pilot adayı subaylar, üç farklı tip uçakta eğitim aldıktan sonra pilot brövesi almaya hak kazanırlar. Bu eğitim yaklaşık 2 yıl sürer. Pilot olmayı başaran subaylar, Hava Kuvvetleri envanterinde yer alan uçaklarda eğitim almak üzere filolarda görevlendirilir. Eğitimlerini de başarıyla tamamladıktan sonra Türk Hava Kuvvetleri’ne hizmet etmek üzere çeşitli birliklere atamaları çıkar.
Serap TORUN
twitter.com/seraptorun73