Güncelleme Tarihi:
Spor Toto Süper Lig’de yaşanan şike skandalı sonrasında her fırsatta zarar ettiğini söyleyen Digiturk’le ilgili bir hikaye bu... Hikayemizin kahramanı, 12 aylık taahhüt vererek ve konu TV izlemek olduğunda hatırı sayılır bir para ödemeyi kabul eden bir vatandaş.
Bu vatandaş, Digiturk’ün “kendi paketini kendin yap” uygulaması ile kendine uygun bir paket hazırlıyor. Paketin detayları arasında, Taraftar Paketlerinden birini seçmesi durumunda, SporMax ve Premier League TV’nin de kendisine hediye edileceği yazıyor. O da, taraftarı bile olmadığı bir Anadolu takımının paketini seçiyor (3 büyüklere göre 3 kat daha ucuz olduğu için ve sırf SporMax ile PLTV’yi hediye almak için). Yine aynı vatandaş tam bir NBA tutkunu. NBA TV Digiturk’te olduğu için Spor Paketi isimli bir paketi de listesine ekliyor. Bu olay, geçtiğimiz yılın Mart – Nisan ayları civarında yaşanıyor.
Başlangıçta her şey güzel, her şey söylendiği gibi... Sonra şike skandalı patlıyor. Ve ne olduysa bundan sonra oluyor. Önce SporMax kapatılıyor, yerine LigTV 2 ve 3 isimli 2 kanal açılıyor. Daha önce SporMax’te yayınlanan yabancı lig maçları bu kanallara aktarılıyor. Premiere League TV ise yerli yerinde duruyor.
Bir gün telefonuna ve posta kutusuna birer mesaj düşüyor bu vatandışın. Ama bu “bir gün”, aboneliğin başlamasının üzerinden 6 ay bile geçmemişken geliyor; taahhütün bitmesine daha 6 aydan fazla zaman varken. Bu mesajda, 7 TL daha öderse, Lig TV 2, Lig TV 3 ve PLTV kanallarını izleyebileceği yazıyor. Ama vatandaşa zaten hediye edilmemiş miydi bu kanallar? TV’sini açıyor ve gerçekten de bu kanalların olmadığını görüyor.
İşte o anda sonu gelmez “telefonla destek” maratonu başlıyor. Vatandaş destek hattını arıyor, 10 dakika boyunca 15-20 saniyelik bir Lig TV rekalm müziğini defalarca dinliyor ve sonunda müşteri temsilcisine bağlanıyor. Durumu anlatıyor ve müşteri temsilcisi not aldığını, 3 iş günü içerisinde kendisine dönüleceğini söylüyor.
3 gün geçiyor, 5 gün geçiyor... Arayan soranyok. Sekizinci günün sonunda dayanamayan vatandaş, 10- 15 dakika daha Lig TV reklamının kulağında “patlamasını” göze alarak bir kez daha telefona sarılıyor. Telefondaki müşteri temsilcisine durumu bir kez daha anlatıyor. “Aaaa, aramadılar mı sizi?” cevabını alıyor. Bir daha ileteceğim diyor. Vatandaş “mağdurum” dedikçe o da “haklısınız, sizi arayacaklar” diyor. Süre yine 3 iş günü...
Yine günler geçiyor; 3 -5 derken vatandaşın telefonu altıncı günde çalıyor. “Tamam cevap geldi sonunda” diye telefonu açan vatandaşın karşısında bir müşteri temsilcisi var. Diyor ki: “Yeni kampanyamız var, sadece 7 TL’ye Lig TV 2 ve 3 ile PLTV’yi izleyebilirsiniz.” Vatandaş diyor ki “ama benim bir şikayetim vardı, o ne oldu?” Temsilci “biz o konuda bir şey diyemeyiz, size dönerler” diyor.
3 gün daha geçiyor ve telefon tekrar çalıyor. Bu sefer yetkili bir bayan var hattın ucunda. Diyor ki: “Bir şikeyetiniz olmuş ama yeni uygulamamız bu şekilde. Bu kanalları izlemek istiyorsanız 7 TL aylık ücret vereceksiniz. Size hediye edilen kanal SporMax’ti ama o kapandı.””Ama” diyor vatandaş tekrar. “Benim taahhütüm falan filan...” “Yok” diyor bayan, o kanalları bir süre hediye vermiştik, artık öyle bir uygulama yok.” Sonuçta SporMax’te yayınlanan maçlar “isim değişikliği” yapılarak farklı kanallara gidince vatandaşın hakkı da uçmuş oluyor. PLTV halen yayında ama o da elinden alınıyor. Böylece sorun, “mükemmel bir menavra” ile kapanmış oluyor Digiturk’ün gözünde.
Verilen taahhütü bozmanın cezasına gelince... Paket kapsamında aylık 10 TL indirimle, 9,90 TL’ye verilen Digiturk Plus kutusu için, her geçen ay başına bu farkın kat ve kat fazlası isteniyor. Şuradan bukadar indirim almışsınız, buradan bu kadar indirim almışsınız, hepsini ödemek gerekir derken ortaya çıkan tablo: “Taahhüt süresi bitene kadar normal faturaları ödemekle o an Digiturk’ü kapattırmaya çalışmak nerdeyse aynı fiyata geliyor!”
“En azından NBA maçlarını seyredebiliyorum” diyen vatandaşa bir sürpriz de NBA TV’den geliyor. NBA TV’nin Digiturk’le anlaşması bitiyor ve yeni anlaşma D-Smart’la yapılıyor. Ve bir sonuç daha: NBA TV de uçup gidiyor...
Tüm bu yaşananların sonunda vatandaşın elinde kalan şunlar: Yabancı ligleri ve Türkiye Basketbol Ligi’ni 12 ay boyunca seyretme hakkı verilen pakette artık hiçbiri yok. Tabi tüm bunların HD kanalları da yok. Bu durumda HD alıcının da pek bir anlamı kalmıyor aslında vatandaşın gözünde. Bonus olarak, NBA TV seyretmek için alınan Spor Paketi’nde de artık NBA TV yok.
Bu hikayeden alınacak derslere gelelim... Siz siz olun, eğer Digiturk üyesiyseniz ya da yeni üye olmayı düşünüyorsanız sakın 12 ay taahhüt vermeyin. Bu 12 ayda öyle inanılmaz değişikliklerolabiliyor ki, süre sonunda elinizde kalanlar, başta aldığınızı düşündüklerinizden çok farklı bir hale gelebiliyor. İkinci ders ise, sizi arayıp “şunu şunu hediye edeceğiz” gibi laflar edilirse, bu lafları bir kez değil, iki kez düşünün. Yarın bir gün size “hediye vermiştim ama...” diye başlayan yeni cümleler kurmaları hiç de uzak bir ihtimal değil...
Bu arada kim mi bu hikayede bahsedilen vatandaş. Çok bir önemi var mı sizce? Eğer var diyorsanız söyleyeyim, bu satırları yazanın ta kendisi... Ama bir başkası da olabilirdi bu satırları yazan... Bence önemli olan “yeni uygulama” adı altında yapılan bu garip işlerin bir gün bizim ülkemizde de sona ermesi...
twitter.com/tcemsinanoglu