Bir bardak su lütfen!

Güncelleme Tarihi:

Bir bardak su lütfen
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2014 14:02

Dünyayı kimi zaman domuz gribi veya kuş gribi gibi salgınlar tehdit eder. Bilim bu salgınlara karşı aşılar geliştirir ve toplumu kendilerini nasıl korumaları hakkında aydınlatır. Ancak kanımca insanlığı, H1N1 virüslerden çok sermayenin çevre duyarsızlığından kaynaklanan para kazanma virüs tehdit etmektedir.

Haberin Devamı

Milyonlarca yıl yerkürenin kazandığı doğal dengenin bozulmasını kimi çevreler hiç umursamaz. Buzullar erirse erisin önemi yoktur. Onlar için önemli olan deniz dibindeki ham petrolü özellikle kuzey kutbu deniz yatağında saptanan petrolü ucuza çıkartmaktır. İklim bilimcilerini uyarılarını dinlemezler Kyoto protokolünü imzalamazlar, tehlikede olan kendi sağlıkları değil gezegenin geleceğidir.

Küresel ısınmanın büyük boyutlu iklim değişiklerine neden olacağı, neden-sonuç ilişki ekseni üzerinde kurgulanan iklim modellerinin ortak tahminidir. Toplum bu değişimlerin kendi yaşam kalitesine etkilerini en fazla su bağlamında hissedecektir. Günümüzde tropik bölgelerin ortalama sıcaklığı kutup bölgesinden 25, orta enlem bölgelerinden 15 santigrat derece yüksektir. Sera gazlarının yani CO2 salınımına karşı etkin önlemler alınmadığı takdirde, sıcaklığın tropik bölgelerde okyanuslarda ve kıyılarda minimum, orta enlemlerde ve özellikle kutuplara yaklaştıkça daha yüksek değerlerde artacağı tahmin edilmektedir. Bu tahminleri günümüz meteorolojik ölçümler doğrulamaktadır. 2003 de Avrupa 500 senenin en sıcak yazını yaşamıştır. 2007 Mayıs ayının sonunda başlayan sıcaklık dalgası eylül başlarına kadar sürmüştür. 2013-2014 senesinde de güney yarı küre susuz bir yaz geçirmektedir. Küresel ısınma toplumu şimdiye kadar görmediğimiz uygulamalar ile karşı karşıya bırakmıştır. 1952-53 kışını çok kişi anımsar, İstanbul boğazından buz kütleleri Marmara denizine kadar erimeden geçmişlerdir. Kaç senedir İstanbul'a doğru dürüst kar yağmıyor.

Yağış rejimlerinde sıcaklık artışının neden olduğu değişimler, toplum yaşamını derinden etkilemektedir. Isınan hava normalden fazla nem tutuğu için, yağışlar azalıyor. Birçok iklim modeline göre orta ve yüksek enlem bölgelerinde yağmur mevsimleri uzarken; tropik, subtropik kuzey Afrika ve Akdeniz coğrafyasında azalmaktadır. Türkiye iklim değişiklerinden en fazla etkilenen ülkelerin başında yer gelmektedir. İklim değişikleri ve onun olası etkileri konusunda Birleşmiş Milletler örgütünde çok sayıda bilim insanının ve uzmanın katıldığı çalışmalar yapılmıştır. Bunlar arasında Nicolas Stern başkanlığında hazırlanan rapor

‘The Economics of Climate Change’ başlığı ile yayınlanmıştır. Rapor Birleşmiş Milletler bünyesinde yapılan tüm çalışmalara atıf yapmıştır. Ayrıca bu konuda bir başvuru belgesi olan IPCC( İnternational Panel of Climate Change) raporlarını, OECD gibi diğer benzer çevre duyarlı kuruluşların çalışmalarını referans alınarak hazırlanmıştır. İklim değişikleri konusunda, çok sayıda akademisyen ve uzmanın katkısı ile yapılan en kapsamlı yayıdır. Bu kitabın 39’uncu sayfasında çizilen harita Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir. Umarım yetkililer ve bakanlık uzmanları bunun farkındadırlar.

Haberin Devamı

Bir bardak su lütfen

Haberin Devamı

Haritanın düşey ekseninde, 90 güney, 90 kuzey enlemi: yatay ekseninde ise 180 batı 180 doğu boylamı gösterilmiştir. Model verilerine dayanılarak 21’inci yüzyılın sonlarına doğru yerkürenin nasıl bir yağış rejimine sahip olacağı tahmin edilmiştir. Mavi ve mavinin açılan tonları 2-2,5 santigrat sıcaklık artışına karşın yağışların %75 oranında artacağı bölgeleri, kahverengi ve onun açılan tonları yağışların azalacağı bölgeleri göstermektedir. Bu haritanın mutlaka gerçeği yansıtacağının garantisi yoktur, ancak sıcaklık artışının hangi bölgelerde kuraklığa neden olacağını yaklaşık da olsa vermektedir. Avrupa’da sıcaklık aratacak fakat yağışlarda artacaktır. Yağış artışını kontrol etmek mümkün fakat sıcaklık artışı, o bölgeler için yaşamsal bir tehlike doğurmayacaktır. Görüldüğü gibi Türkiye küresel ısınmadan en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer almaktadır. 2 santigrat derece sıcaklık artışı Akdeniz bölgesindeki yağışların %30, 4 santigrat artışın %40-50 azalmasına neden olacağı tahmin edilmektedir. Bu ülkemiz için bir felakettir, önemle üzerinde durması gereken bir bulgudur.

Kuraklığı yağmur duasına çıkarak çözmenin imkânı yoktur. Belediyeler toplumun su gereksinimine çare olacak su havzalarını kayıplarını en aza indirecek ıslah çalışmaları yapmak durumundadır. Daha da kötüsü bu havzalarda yapılaşmaya izin vererek toplumun geleceğini tehlikeye atmamak gerekir. Konya ovasının veya Çukurova’nın veya Bafa ovasının çölleştiği bir Türkiye’de çocuklarınızın, torunlarınızın yaşamasını istemiyorsanız küresel ısınma konusunda tavrınızı koymanın zamanı gelmiştir. Özellikle burada yaşayan çiftçiler küresel ısınmaya karşı önlem almamak en fazla size zarar verecektir. Yarın her şey çok geç olabilir. Cem Seymen'e selam.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!