Güncelleme Tarihi:
Yetişkin hayatının büyük bir bölümünü depresyonla mücadele ederek geçiren Anna depresyon ilaçlarından psikoterapiye, hatta elektroşok tedavisine kadar birçok yöntem denemişti.
Ancak bu tedaviler kısa süreli yarar göstermiş, depresyondan tümüyle kurtulamamıştı. Anna ayrıca 183 kilo ile obezite sorunu yaşıyor, hareketi kısıtlanıyor, bu ise depresyonunu daha da ağırlaştırıyordu.
Mide küçültme ameliyatı olmuş, ancak bununla da az kilo vermişti. Doktorlar depresyonuna son çare olarak beynine elektrot takmaya karar vermişti. Bu Parkinson ve epilepsi hastalarında yaygın kullanılan bir yöntemdi.
Bu tedavi Anna'nın depresyonunu büyük ölçüde azalttı; hatta mide ameliyatından daha fazla kilo vermesini sağladı.
Beyne müdahale
Dünya çapında büyük bir sorun olan obezite tedavisi için de yeni bir kapı aralayan bu tedavi, bazı durumlarda beynin bağımlılık ve benzeri davranışlara karşı yeniden ayarlanabileceği tartışmalarını başlattı.
Beynin elektrot yoluyla uyarılması tartışmalı bir konu olmakla birlikte yeni bir tedavi değil. 1930'larda epilepsi tedavisinde bu yöntem kullanılmaya başlanmıştı.
Bu yolla beynin bazı kısımları yakılarak küçük yaralar açılıyor, istem dışı hareketlerin tedavisinde de buna başvurulabiliyordu.
Nörolog Antonio Egas Moniz ise depresyon ve benzeri psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmek için hastalarının beyninden bazı kısımları kesip çıkarıyordu. Bunun için daha çok geleceği planlama ve kişilik oluşumundan sorumlu olan ön loba müdahale ediyordu.
Birçok durumda başarı da sağlamıştı; ancak kişilik değişimi bu tedavinin yan etkisi olarak görülüyordu. 1949'da Nobel ödülü alan bu çalışmasıyla nörologların beynin hangi kısımlarına elektrotla müdahale edilebileceğini anlamasına yardımcı olmuştu.
Anti-psikoz ve anti-depresan ilaçların yaygınlaşmasıyla bu yöntemlere daha az başvurulur oldu.
Parkinson hastalığının beyin stimülasyonu yöntemiyle tedavisine 2002'de izin çıkmış, bugüne kadar bu yolla 40 bin hasta tedavi edilmişti. Daha sonra ağır depresyon hastalarında da bu yola başvurulmaya başlandı.
Bu yöntem, hastanın kafatasında bir delik açılmasını, genellikle hasta uyanıkken elektrot yerleştirilip beynin bir bölgesi uyarılırken etkisinin tespit edilmesini içeriyor.
Anna gibi depresyon hastalarında uyarılan kısım beynin ödül merkezidir. Depresyon hastaları zevke ilgisini kaybetmiştir. İlgili bölge uyarıldığında hastanın buna duygusal tepki verdiği gözlenir.
Obezite tedavisi
Bazı insanlardaki obezite sorunu beyindeki ödül sisteminin değişmiş olmasından kaynaklanır. Yiyecek, alkol veya uyuşturucu bağımlılığı olan insanı o nesneye çeken şey beynin ödül merkezidir. Beynin genellikle mantıklı davranmamızı sağlayan bölgesi, bu merkezin davranışlarımızı kontrol etmesine engel olur. Ama bazen bu ödül merkezinin öne geçtiği olur.
Sıçanlar üzerinde yapılan deneylerde uyarı yoluyla beynin ödül merkezinin engellendiği görülmüştü. Ancak bu konudaki çalışmaların devam etmesi gerekiyor.
Parkinson hastalığı için yapılan beyin uyarısı uygulaması hastanın yaşam kalitesinin diğer tedavilerden çok daha fazla gelişmesini sağladı. Bu yöntemin saplantılı davranışlar ve aşırı tiklerin tedavisinde de kullanıldığı oluyor.
Benzer olumlu etkileri yakında depresyon ve obezite tedavisinde de görebiliriz. Polonya'da bir üniversitede beyin cerrahı olan Piotr Zielinski beynin uyarılması yoluyla bazı obezite hastalarını tedavi etti. Bir tümörün beyinde açlık ve tokluk hissini kontrol eden bir bölgeyi tahrip etmesi nedeniyle yemekten başka bir şey düşünemeyen bir hastası bu tedaviyle biraz kilo kaybetmiş, daha da önemlisi hayatı değişmiş, eğitime başlamış, ailesinden gizli yemek yemeye son vermişti.
Bağımlı beyin
Ancak uzmanlar beyin uyarısı yoluyla obezite tedavisine hala son çare olarak başvurulduğunu söylüyor. Bu pahalı ve beyne ağır müdahale gerektiren bir yöntem ve daha çok yiyecek bağımlılığı olan hastalara uygulanıyor.
Bu tür hastalar, bağımlısı oldukları nesneleri tüketmekle beynin ödül merkezini harekete geçirmiş ve belli bir mutluluk ve heyecan duymuş oluyor, ancak bunu yapar yapmaz bu bölgedeki aktivite azaldığından, bağımlılık duydukları nesneleri sürekli daha fazla tüketme ihtiyacı duyuyor.
Bu nedenle uzmanlar, yemeğe karşı tepkisini yeniden düzenlemek üzere obezlere beyin eğitimi programı uyguluyor.
Bugün dünya çapında 650 milyon yetişkin ile 340 milyon çocuğun obezite sorunu yaşadığını ve yılda 2,8 milyon ölüme yol açtığını göz önünde bulundurursak bu tür teknikler daha ucuz ve daha az müdahale gerektiriyor.
Beynin uyarılması yoluyla ağır vakaların tedavisi ise sıkça başvurulmasa da hastaların yaşamında önemli olumlu değişiklikler sağlayabiliyor.