Güncelleme Tarihi:
TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erman Karaca ve TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay’ın katıldığı etkinlikte; Avrupalı şirketlerin %93’ünün hem kendi ülkelerinde hem de dünyada resesyon beklentisinde olduğu açıklandı. Hem Avrupalı hem de Türk şirketlerin ortak beklentisi ve isteği, devletlerinin çalışan ücretlerine katkı yapması ve vergilerin ertelenmesi yönünde şekilleniyor.
14 Avrupa ülkesinden 14 STK’nın katkı verdiği ve Türkiye verileri için Dijital Türkiye Platformu’nun (DTP) aracılık ettiği raporun sunumunu Türkiye Bilişim Vakfı Projeler Koordinatörü Seda Çakmak yaptı. İçerisinde pek çok önemli tespit ve gelecek beklentilerinin yer aldığı ve bir anlamada içinde bulunduğumuz durumun özellikle AB ülkeleri teknoloji ağırlıklı endüstrisi ve Türkiye karşılaştırmasının yapıldığı raporun öne çıkan başlıkları oldukça dikkat çekiyor.
Avrupalı şirketler neler bekliyor?
Çakmak’ın paylaştığı bilgilere göre araştırmaya katılanların %77’si salgının sektörlerini olumsuz etkilemesini beklerken, %35’i ise çalışan sayılarında azalma bekliyor ve %74’lük önemli bir kesim de sınır ötesi ticarette aksamalar olduğunu belirtiyor. Asıl dikkat çeken sonuçların başında ise katılımcı şirketlerin %93’ü bu pandeminin hem kendi ülkeleri adına hem global olarak bir resesyona yol açacağını düşündüğünü ifade ediyor. Avrupalı şirketlerin ayrıca etkin önlemler olarak devletlerinden; çalışan ücretlerine katkı, vergi erteleme, ulusal ve AB genelinde uzaktan yönetilebilir ihalelere çıkılması ve özellikle dijital eğitim ve altyapı yatırımlarının desteklenmesi yönünde beklenti içinde olduğu görülüyor. Ülkemizde de nasıl olacağı çok merak edilen evden çalışma konusunda ise şirketlerin %82’sinin çalışanlarının evden çalışma koşullarının sağlandığı belirtmesi dikkat çekiyor.
Türk şirketlerin öngörüleri neler?
Yaşanan sorunlar özelinde araştırmanın Türkiye tarafındaki sonuçlarına bakıldığında ise katılımcı şirketlerin %63’ü müşterilerinin durumunda bir belirsizlik olduğunu, bu doğrultuda %57’lik kesimin ise sipariş iptalleriyle karşılaştığını açıkladığı görülüyor. Pazarlarında yatırım kararlarının askıya alındığını ifade edenlerin oranı ise %40 olarak ortaya çıkıyor. Türk şirketlerinin %64’ü çalışanlarının evden tam kapasite çalışabildiğini belirtirken, dijital endüstrinin geneli de kamu ve özel ihalelerin tabana yayılmasının önemini belirtiyor. Öte yandan, Türk şirketlerinde hijyen önlemlerinin ve kriz takımlarının hızla oluşturulması sağlandığı da vurgulanıyor.
Resesyon konusunda beklentilerini ortaya koyan şirketlerin %83’ü çalışan ücretlerinin devlet tarafından desteklenmesi ve %74’ü ise vergi ertelemesi yapılması gerektiğini belirtiyor. COVID-19’un mücbir sebep kapsamına alınması belirtenlerin oranı %74 olurken, düşük faizli kredi beklentisi ise %52 oldu.
Bilişim sektöründeki iddiamızı yükseltmede 4 kritik faktör öne çıkıyor
Toplantıda daha sonra söz alan TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erman Karaca da konuşmasında Digital Europe araştırmasının krizin tüm ülkeler için korkutucu boyutlarını gözler önüne serdiğini hatırlatarak, “Salgının başladığı günlerden bu yana olumsuz haberlerden hepimiz çok yorgun düştük. Olumsuzluklara bakmak yerine bu süreçte olumlu neler olduğuna bakarsak geleceğe ilişkin elimizde ne yapmamız gerektiğine ilişkin bir yol haritası olabilir. Bu salgın bize dijital teknolojilerin hayatımızdaki önemini bir kez daha gösterdi. Salgın öncesinde hem donanım hem yazılım olarak yatırımlarını yapmış olan firmalar, uzaktan çalışmaya geçerek, faaliyetlerini dijital ortama taşıyarak, iş süreçlerinde büyük kopuşlar olmadan bu süreçleri atlatma imkanını buldular.Buna karşılık, bu yatırımları yapamamış olan birçok KOBİ ve birçok küçük esnaf ya bu süreçte önemli ticari kayıplara uğradı, ya da yüksek sağlık riski almak zorunda kaldı. Almanya, Kore, Japonya, İsveç, Norveç, Hong Kong gibi bazı ülkeler hem mücadeleye erken başlayarak hem de teknolojiyi iyi kullanarak attıkları adımlarla salgının ilerlemesinde önemli başarılar elde ettiler. Salgının yol açtığı zararın atlatılmasında bilgi ve iletişim teknolojileri anahtar rolü oynayacağına göre, bu alandaki performans açığımızı en kısa sürede kapatma gayretinde olmamız gerektiği aşikar. Bilişim sektöründeki iddiamızı yükseltmede 4 kritik faktör; insan sermayesi, yazılım, donanım ve altyapı. Ekonominin süratle ayağa kalması ve gelecek risklere hazırlıklı olmak için bu dört alanda mutlaka ilerleme sağlamamız gerekiyor. Bu nedenle her şeyden önce bilişim sektöründeki firmaların açıklanmış olan teşviklerden yararlanabiliyor olması gerekir” şeklinde konuştu.
Pandemi nedeniyle aramızda açılan mesafeleri, bilgi iletişim teknolojileri ile kapadık
Toplantıda son olarak söz alan TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay ise “Bugünlerde, pandemi nedeniyle aramızda açılan mesafeleri, bilgi iletişim teknolojileri ile kapadık. Ve şunu da gördük ki ülkelerin kendi kendilerine yetebilmeleri için yerli üretim kapasitelerinin güçlendirilmesi ve bilgi iletişim teknolojileri çok önemli. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin en önemli bileşeni elektroniktir. Elektronik sektörü bütün sektörleri kesen ve diğer tüm sektörleri de geliştiren, verimliliği artıran bir sanayi dalı. Türkiye, 90’ların ortasında telekomünikasyon sektöründe %50’nin üzerinde bir yerlilik oranına sahipti. 2003 yılında savunma sanayinde yerlilik oranı %20’lerde iken, bugün %70’leri bulması sağlanarak büyük başarı elde edildi. 2010’lu yıllarda Türkiye başka bir hamle yaptı. 4G teknolojisini ülke kaynakları ile tasarlayabileceğini ispat etti. Bu, sahip olduğumuz yerli bilgi, mühendislik, tasarım ve üretim gücünün ispatıdır. Biz Türk insanı olarak kafamıza koyarsak yaparız. Şimdi de aynı şekilde bu yerlileşmeyi elektronik sanayine taşımalıyız. Bu kapsamda, TESİD olarak yerlilik için geçmişimizdeki birikimimizle geleceğimizin gençlerini uygun bir ekosistemde bir araya getirmek için çalışıyoruz. Diğer yandan sektörün büyük firmaları ile KOBİ firmalarını buluşturarak geliştirici bir sinerjinin yaratılmasını teşvik ediyoruz. 2019 yılında yayınlanan “Milli Teknoloji Hamlesi”ne çok inanıyorum ve destekliyorum. Geçmişte yapabildiğimizi gösterdik, bugün pandemi sırasında da yerli firmalarımız bir kez daha neler yapabileceğimizi ispatladı. Şu anda dünyada yıkıcı bir etki ile karşı karşıyayız. Ve her zaman bu yıkıcılık sonrasında inovasyon gelmiştir. Şimdi de daha da iyisini yapmak üzere tüm paydaşlar olarak gayretimizi artırmalı, gerekli destekleri almalıyız.”