Güncelleme Tarihi:
John Kennedy 1961'de ABD Başkanı olduğunda, birçok Amerikalı, Sovyetler Birliği'yle girilen bu savaşı kaybettiklerini ve Rusların teknolojisinin kendilerininkinden daha üstün olduğunu düşünüyordu.
Aynı yıl, Sovyetler Birliği ilk kez uzaya insanları da gönderdi.
Rus kozmonot Yuri Gagarin, uzay aracıyla Dünya'nın çevresinde dönmüştü.
Bunun üzerine ABD, uzaydaki rakibi karşısında, uzaya olmasa da Ay'a ilk insanı gönderen ülke olmayı hedefledi.1962'de Kennedy, o meşhur konuşmayı yaptı: Biz Ay'a gitmeyi tercih ediyoruz!
Uzay yarışı devam etti ve 1965'te, Sovyetler Birliği Ay'a ilk uzay aracını gönderdi.
ABD ise hâlâ milyarlarca dolar harcadığı 'Apollo programı' üzerinde çalışıyordu.
ABD'nin uzay kurumu NASA, 17 adet Apollo'nun görevini yerine getirebilmesi için 400 bin kişiyi çalıştırdı ve 25 milyar dolar harcama yaptı.
Apollo 11 görevi için de üç adet astronot seçildi: Buzz Aldrin, Neil Armstrong ve Michael Collins.
Saturn 5 isimli güçlü roket, Apollo'yu ve üzerine yerleştirilen ay kapsülünü uzaya çıkardı.
Plan, Dünya'nın yörüngesini kullanarak ay'ın yörüngesine ulaşmak ve ardından, Armstrong ve Aldrin'in ay kapsülüne geçmesiydi. Collins Apollo'nun komuta ve servis kapsülünde kalırken, diğer iki astronot Ay'a inecekti.
ABD'nin, bu kapsamda sadece Dünya'nın yörüngesine yolculuğu test edecek olan ilk insanlı uzay aracı Apollo 1, 1967'de hazırdı. Ancak uçuş öncesi rutin kontroller sırasında komuta modülünde bir yangın çıktı ve üç astronot öldü.
Bunun üzerine insanlı uzay uçuşları aylarca ertelendi.
Apollo 11 görevi sırasında da, yeryüzündeki kontrol merkeziyle aralarında iletişim sorunları yaşandı. Hatta bilgisayarlar, astronotların daha önce hiç duymadığı bir alarm sesi verdi.
Ay kapsülü de, hedeflediği asıl alanda çok daha uzakta bir noktaya indi.
Tüm bu sorunlara rağmen, 20 Temmuz günü, Dünya'dan ayrıldıktan yaklaşık 110 saat sonra, Neil Armstrong Ay'a ayak basan ilk insan oldu. 20 dakika sonra onu Buzz Aldrin izledi.
Armstrong'un televizyondan yayımlanan sözleri tarihe geçti: Bu bir adam için küçük, insanlık için çok büyük bir adım!
İki astronot kapsülün dışında 2 saatten fazla zaman geçirerek Ay'ın yüzeyinden örnekler topladı, fotoğraflar çekti ve bazı deneyler yaptı.
Ay'ı keşfileri bittikten sonra ikisi de başarılı şekilde Apollo 11'e geri döndü. Dünya'ya dönüş yolculuğu başladı.
24 Temmuz'da ekip, Büyük Okyanus'a indi.
Ay'a ayak basan ilk insanları dünya çapında 650 milyon kişinin izlediği tahmin ediliyor. Böylece ABD, Sovyetlere karşı yarışta gücü tekrar eline aldığını tüm dünyaya göstermiş oldu.
Aynı zamanda çalkantılı bir on yıllık süreçten sonra, Amerikalıların özgüvenini yeniden kazanması için de önemli bir adım oldu. Kennedy suikasta uğramış, ırkçılık karşıtı protestolar ülke geneline yayılmış ve Vietnam Savaşı'ndaki zorluklar tepki çekmeye başlamıştı.
Gerçekte ne olduğunu bilmek mümkün mü?
1972'nin sonuna gelindiğinde, ABD Ay'a 6 kez insanlı uçuş sağlamış ve hepsinde başarıyla Ay'a ayak basılmıştı.
Bunların sahte olduğuyla ilgili komplo teorileri, bugün hâlâ konuşulsa da, NASA 2009'dan bu yana Ay'ın yörüngesinde bir keşif uçağı uçuruyor. Bu uçaktan gelen yüksek çözünürlüklü fotoğraflarda, insanların Ay'a çıktığını kanıtlayan ayak izleri, tekerlek izleri gibi şeyler de görülebiliyor.
Ay'dan getirilen taşlarda da jeolojik olarak kanıt bulmak mümkün.
ABD, bugün hâlâ Ay'a insan gönderek tek ülke konumunda.
Ancak Rusya, Japonya, Çin, Hindistan ve Avrupa Uzay Ajansı da uzay araçlarını inceleme amaçlı Ay'ın yörüngesine gönderdi ya da yüzeyine konmasını sağladı.
Bir ülkenin bunu yapabilmesi, teknolojik olarak üstün olduğunun göstergesi oluyor ve dünya üzerindeki "elit üyelerin" arasında yerini alıyor.
Aynı zamanda, Ay'daki kaynaklara erişim isteği gibi pratik sebepleri de var.
İki kutupta da bulunan buz, uzay araçlarının daha da derin inceleme yapmasını da kolaylaştırabilir. Çünkü içindeki hidrojen ve oksijen, roketleri ateşlemek için kullanılabilir.
Aynı zamanda Ay yüzeyinde altın, platinyum ve az bulunan metallerin çıkarılması için de çalışmalar yapılıyor ancak henüz bu yeraltı zenginliklerinin çıkarılmasının ne kadar zor olduğu bilinmiyor.