Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de ilk kez yapılan bu işlemin dünyada ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde uygulandığı belirtildi. DÜNYADA ’nükleer fiziğin’ en temel deneylerinden biri olan ’gama ışınları ile atom çekirdeğinden nötron ve proton koparma’ deneyi, Türkiye’de ilk defa Akdeniz Üniversitesi tarafından gerçekleştirildi.
Dünyada ilk kadavradan rahim nakli, Türkiye’de ilk çift kol ve ilk yüz nakillerini yapan Akdeniz Üniversitesi (AÜ), fen bilimleri dalında da önemli bir başarıya imza attı. AÜ Fen Fakültesi Fizik Bölümü ile Nükleer Bilimler Araştırma ve Uygulama Merkezi öğretim üyeleri ’gama ışınları ile atom çekirdeğinden nötron ve proton koparma’ deneylerini Türkiye’de ilk defa gerçekleştirmeyi başardı.
Deney bugün Antalya’da yapılan Üniversitelerarası Kurul Toplantısı’nda (ÜAK) AÜ Fen Fakültesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Boztosun tarafından açıklandı. Alanya- Konaklı Kongre Merkezi’ndeki ÜAK toplantısı öncesinde konuk rektörlere deney hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Boztosun, deneyi kendi makine- teçhizatları ve kendi hazırladıkları hedef çekirdekler ile yaptıklarını aktardı.
AÜ Hastanesi’nin hibe ettiği klinik elektron çizgisel hızlandırıcısı ile alüminyum, bakır, çinko, titanyum, kalay, kurşun ve kadmiyum gibi örnekleri ışınladıklarını dile getiren Prof. Dr. Boztosun, "Işınlanma sonrası eskiden beri simyacıların düşlerini süsleyen atom elementlerinin dönüşümleri, alüminyumun magnezyuma, bakırın nikele, çinkonun bakıra ve galyuma, titanyumun skandiyuma, kalayın indiyuma, kurşunun talyuma ve kadmiyumun gümüşe dönüşümleri gerçekleşmiştir" dedi.
Deneyde ayrıca, bu dönüşümlerin yan ürünü olarak pozitron formundaki küçük miktarlarda anti-madde oluştuğunu vurgulayan Prof.Dr. Boztosun, yeni oluşan atom çekirdeklerinden yayılan gama ışını, madde (elektron) ile anti-maddenin (pozitron) birleşiminden çıkan saf enerjinin, germanyum gama ışını dedektörü ile tespit edildiğini belirtti. Prof. Dr. İsmail Boztosun, deneyde atom çekirdeklerinin her birine ait karakteristik enerji seviyelerinin gözlendiğini ve bunların oluşumlarının yüksek güvenirlilik derecesinde ispatlandığını da aktardı.
Dünyada 1970’lerden beri süregelen fotonükleer reaksiyon deneylerinin ülkemizde de yapılabileceğini gösteren bu büyük başarılı deneyin gelecekte yakalanacak başarı silsilesi için bir ilk adım olarak görülebileceğini dile getiren Prof. Dr. Boztosun, Türkiye’de ilk kez yapılan bu işlemin dünyada ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde uygulandığı kaydetti.
BULUŞ DEĞİL BİLİMSEL BAŞARI
Türkiye’nin ilk fotonükleer reaksiyonu deneyini 14 kişilik ekibiyle 8 ay gibi bir sürede yapan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Boztosun, çalışma hakkında bilgi verdi. Yapılan işin bir buluş değil bilimsel bir başarı olduğunu belirten Prof. Dr. İsmail Boztosun, "Nükleer reaksiyonlar ilk kez 1909’da, fotonükleer reaksiyonlar ise ilk kez 1970’de yapıldı. Bu çalışmanın önemi şu; biz kendi ülkemizde kendi bilim insanımızla kendi makine teçhizatımızla ilk kez fotonükleer reaksiyon yapmış olduk" dedi.
ELEMENTLER BİRBİRİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
AÜ Hastanesi’nde kullanım ömrünü tamamlamış bir cihaz olan klinik elektron çizgisel hızlandırıcısını (e-linac) alarak modifiye ettiklerini dile getiren Prof. Dr. Boztosun, "Yüksek enerjili gama ışınları elde ederek, bunları hedef çekirdeklere gönderip elementlerin birbirlerine dönüştürülebileceklerini göstermiş olduk. Bu sonuçlar literatürle oldukça uyumludur" diye konuştu.
YENİ PROJELERİN ÖNÜNÜ AÇACAK
Yapılan deney sayesinde tıp ve tarım gibi birçok alanda yeni uygulama ve projelerin ülkemizde de geliştirilebileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Boztosun, "Tıpta örneğin radyasyon onkolojisinde hali hazırda kullanılmaktadır, tarımda zirai mücadelede, tohum ıslahı gibi verimliliği artış çalışmaları yapılmaktadır. Bu tür halihazırda kullanılan uygulamaları başka araştırma- geliştirme projeleriyle ülkemize kazandırarak yeni projeleri ortaya çıkarmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.
BİRÇOK ALANDA KULLANILABİLİR
Türkiye’de de bu tür çalışmaların yapılabilmesinin ardından ise özellikle tıpta teşhis ve tedavi amaçlı kullanılan radyo izotopların üretimi aşamasına geçilebileceğini kaydeden Prof. Dr. Boztosun, "Nükleer dediğimiz teknoloji jenerik bir teknolojidir. Siz bu amaç için geliştirmiş olduğunuz herhangi bir sistemi birçok başka alanda uygulayabilirsiniz. Amacımız ülkemizde bu tür inovasyona yönelik çalışmaları yapmaktır" dedi.