A'dan Z'ye Bulut BiliÅŸim

Genel olarak terminal client mantığına benzer  şekilde çalışan (ekran, klavye, mause ve ağ bağlantısından ibaret kendi donanınmarı ile işlem yapmayan bilgileri başka bir sunucudan isteyen basit makinalar)  teknolojidir. Bulut bilişimi (Cloud Computing) bir ürün değil daha çok teknolojilerinizi çalıştırabildiğiniz platform (hizmet) olarak düşünebiliriz. 

Küçük ve orta ölçekli firmaların sunucularını barındırdıkları sistem odaları holding ve büyük ölçekli firmaların ise veri merkezleri bulunuyor. Sunucuların fiziksel güvenliğini elektrik kesintilerine karşı önlemler, internet bağlantıları, soğutma sistemleri, donanım taleplerine cevap verebilmek, lisans maliyetlerini düşürmek, yangın, doğal afetlere karşı çeşitli tedbirler almak ve bu sunucuların yönetimlerinden sorumlu personeller bulundurmak gibi maliyetler şirket bütçesinde büyük giderler olarak görülmektedir.

Sistem odaları veya veri merkezleri bünyelerinde tutmak yerine bulut teknolojisini kullanarak daha düşük maliyetlere daha fazla hizmet alınabilir. Özellikle büyük dataları iÅŸleyip sonuçları üzerinde analizler yapabilecek güçlü sunucular yüksek maliyetler çıkarmaktadır. Bu tür hizmetlere ihtiyacı olup finanse  edecek bütçesi olmayanlar için bulut biliÅŸim oldukça kullanışlı ve ekonomiktir. Bulut biliÅŸim hizmetinin pazarlamada kullandığı sihirli sözcük ve can alıcı noktası " Kullandığın kadar öde" sloganıdır.Â

Belirli dönemlerde yoğun çalışan sistemleri güçlendirip normal sürelerde donanımsal olarak düşürmek maliyetli bir iş ancak bulut bilişim (cloud) hizmeti veren firmalar bu işlemi başarılı bir şekilde yapabiliyorlar. Sistemin esnekliği sayesinde yoğun trafik altında otomatikman genişleyen bir sunucu parkına dönüşüp yoğun olmadığı  durumlarda da küçülebilen bir yapı kurgulanabilir. Hepimizin bildiği gibi özellikle ÖSYM tarafından yapılan sınav, sonuçları açıklandığı ilk saatlerde sistem yoğunluğu kaldıramadığı için sorgulamalara cevap veremiyor oysaki yoğun saatlerde genişleyebilen bir yapıda olan sistemler bu tür sorunlar ile karşılaşmaz. Firmaların prestij ve saygınlığını negatif yönde etkileyen bir durum oluşmaz.

Aslında kullandığımız bir çok teknoloji cloud ortamında fakat biz farkında değiliz. Örneğin Google mail servisi Microsoft mail servislerini hepimiz kullanıyoruz ama bu hizmetlerin blut ortamında olduğunun farkında değiliz. Gün geçtikçe daha da yaygınlaşıp hayatımıza girecek bir hizmetitir. Hayatımızı kolaylaştıran bu hizmetlerin yaılması hızla devam etmektedir.

Hatırlarsanız akıllı telefonlar çıkmadan önce telefon değiştirmek başlı başına bir eziyet idi. Rehber ve özel bilgileri yeni telefona aktarmak kolay bir işlem olmadığını hepimiz biliyoruz. Teknolojiyi kullanan kişiler bu tür işlemler ile vakit harcamak istemiyor. Kullanıcı adı şifre ile giriş yaparak heryerden bilgilerine ulaşmak isteniyor. Apple firması bu işlemi başarılı bir şekilde iCloud sayesinde yapabilmektedir. Telefon veya tebletinizi değiştirdiğinizde yeni ürüne icloud üzerinden login olmanız durumunda daha önceki tüm bilgileriniz (rehber, fotoğraf, sms indirilen uygulamalar vs.) tüm  ayarlarınız ile birlikte yeni cihazınıza yükleyip kullanıma devam edebiliyoruz. Cloud teknolojisi sayesinde büyük bir karmaşadan kurtulmuş oluyoruz. Cloud'un sağladığı faydalardan biriside sürekli güncel teknoloji kullanıyor olmasıdir. Örneğin mail servisinizi veya veritabanı himetini clouddan  almanız durumunda güncelleme işlemlerini kesintisiz olarak yapılıyor.Sunucu hizmetini datacenter veya sistem odalarından alan firmalar ise aldıkları hizmetin güncelliğini koruyabilmesi için sistem mühendisleri tarafından peryodik olarak güncellenmesi gerekmektedir.

Tabiki bu teknolojiyi kullanmanın avantajları kadar dezavantajları da var. Ülkemizde bulunan internet sağlayıcıları teknolojiyi yakından takip etmesine rağmen hala istenilen seviyede değil. internet bağlantı hızı almış olduğumuz hizmetin kalitesini düşürebilir. Bunun için hızlı ve kesintisiz bir bağlantıya ihtiyacımız var. Zaman zaman yapılan siber saldırılar ve alt yapının yeteri derecede stabil durumda olmaması cloud da bulunan sunucu ve servislere erişim yavaşlar veya kesilmeler yaşanır. Erişim yavaşlığı hizmet alacak kişileri düşündürmektedir.

Yasalarımıza göre muhasebesel verileri cloud ortamında tutmak yasak olması diğer bir negatif durumdur. Cloud firmalarına olan güven çeşitli siber saldırılar sonucunda kişisel bilgilerin internet ortamına servis edilmesi ile sarsıldı. Bunların dışında verilerin cloud ortamına şifrelenerek gönderilmesine rağmen cloud firması çeşitli yöntemler ile dataya erişebilir düşüncesi, Cloud firmaları izinsiz veri kopyalayabilmesi ihtimali gibi nedenlerden dolayı cloud a geçişi yavaşlatmaktadır. 2011 yılında Cloud hizmeti veren bir kaç firmanın yaşadığı teknik sorunlar olaylara yeni bir pencerede bakmamızı sağladı.. Irlanda da bulunan Amazon tesislerine yıldırım düşmesinden dolayı Microsoft’un bazı hizmetlerine yaklaşık iki gün boyunca erişilemedi. Aynı dönemde yaşanan bir diğer sorun ise Blackberry firmasının cloud üzerindeki hizmetlerinde yaşanan sıkıntıdan dolayı 62 saat boyunca internet, e-posta, blackberry messenger hizmetlerine ulaşamadı. (2011 yılında 55 milyon Blackberry kullanıcısı bulunuyordu) Bu tarz büyük firmalar yaşanan teknik sorunu çözmelerine rağmen sistemlerin toparlanması bir kaç gün alabiliyor.

Her sistem gibi bulut bilişimin de eskiklikleri aksaklıkları var. Bilişim alanındaki büyük firmalar kendi bulut ortamlarını kullanıp küresel piyasayada girmeye başladılar. Tabiki hizmet kalitesine göre gerekli rotayı kullanıcılar belirleyecek. Özellikle kobiler için ne kadar avantajlı olduğunu zamanla göreceğiz. Kabul etmeliyiz ki gelecekteki kişisel bilgisayarlar ekran, klavye, mause ve inernete bağlanabilmesi için modem veya wireless bağlantısı yapan donanımlarından oluşacak. Tüm bilgiler cloud ortamnda hatta işletim sistemleri bile cloud ortamından servis edilecek durumda olacak.