"80 kişi 70 milyonu nasıl dinler"
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2009 11:02
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer, İletişim Başkanlığı'nda yaklaşık 80 kişinin çalıştığını belirterek, “Öyle bir paranoya oldu ki herkes dinleniyorum zannediyor. 80 kişi 70 milyonu nasıl dinler? Fiziksel, teknik olarak mümkün mü?” dedi.
Acarer, İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim Teknolojisi Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi, İstanbul Barosu ve Bilgi Güvenliği Derneği işbirliğiyle düzenlenen “2. İstanbul Bilgi Güvenliği Konferansı”nın açılışında yaptığı konuşmada, bilişim hukuku konusunda karar vericilerin gelişmeleri ve teknik detayları da iyi bilmesinin önemine işaret etti.
Baz istasyonlarının sökülmesi gerektiği yönündeki tartışmalara değinen Acarer, bu konuda karar vericilerin baz istasyonu olmadan mobil iletişim ve haberleşmenin olamayacağını bilmesi gerektiğini söyledi.
Acarer, “(Hem baz istasyonu olmasın, hem mobil iletişim olsun.) Böyle bir karar olmaz. Mümkün müdür bilmiyorum ama şöyle bir karar olabilir; mobil haberleşme olmasın... O zaman da insanlar nasıl haberleşir? Herhalde güvercinlerin ayaklarına kağıt bağlarlar veya dumanla haberleşirler. (Baz istasyonlarını sökün, mobil haberleşme devam etsin.) Eğer bunu yapan adam varsa Nobel ödülü vermek lazım” şeklinde konuştu.
YOUTUBE'UN YASAKLANMASI...
Konuşmasında, YouTube'un yasaklanmasına da değinen Acarer, hukuksal bazı gerçekler varken insanların araştırma yapmadan söylemlere girmesini doğru bulmadığını söyledi.
5651 sayılı İnternet Kanunu'nun altını çizen Acarer, şöyle devam etti: “Bununla ilişkilendirilen YouTube... Yasaklanma kararını okuyorum. 5651 ile ne ilişkisi var bulamadım. Nedir sorun? YouTube, Atatürk ile ilgili özel bir kanun nedeniyle yasaklandı. Atatürk diyoruz, din diyoruz, Türkiye'nin hassasiyetleri diyoruz... İnsanların buna saygı göstermesi lazım. Yabancıların da buna saygı göstermesi lazım. YouTube, bu kanun nedeniyle mahkeme tarafından yasaklandı. 32 karar var, daha birincisi uygulanıyor. 5651 olmasa da bu yasaklanacaktır. Bu özel bir kanun ile verilen bir karar. Ancak medyaya, konuşulanlara bakıyorsunuz ,'İnternet Kanunu çıktı youtube'u yasakladılar, sansür getirdiler.) Ne alakası var? İnternet Kanunu olmasa Youtube'de böyla bir video olsa YouTube yasaklanmaz mı? Yasaklanır. Bana göre bu, tehlikeli bir araç yüzünden otobanın trafiğe kapatılması, yasaklanması anlamına geliyor. Sizin yapacağınız şey, o tehlikeli aracı otoyolda götürmektense, o otoyolu araç nedeniyle kapatmaktansa o aracı kenara almaktır. Ama bunun detayının hukuksal olarak belirlenmesi lazım. Buradaki sorun ortaya konulurken, ilgisiz bir kanun ve ilgisiz kuruluşların suçlanmalarını anlayamıyorum. Bilim hukukunda düzenlemelerin yapılması gerekir, özellikle teknolojik gelişmelere göre...”
DİNLEME KONUSU...
Dinlemeler konusundaki tartışmalara da işaret eden Acarer, “İletişim Başkanlığımız var. Bu kuruluş dinleme yapmıyor. Bunu belki 100. kez söylüyorum. Dinleme yapmıyoruz. Türkiye'de dinleme yapma yetkisine sahip 3 kuruluş var, bunlar da özel kanunlarla kurulmuş. Bunların Türkiye'nin güvenliği açısından dinleme yapması da gerekir” diye konuştu.
İletişim Başkanlığı'nın dinleme yapma yetkisine sahip kuruluşların bir kişiyle ilgili yapacağı dinlemenin mahkeme üzerinden olmasına ve hakim kararının alınmasına, dinleme kararının mahkeme üzerinden gelmesine ve mahkemenin vereceği kararın şeklen uygun olup olmadığına baktığını anlatan Acarer, bu kapsamda İletişim Başkanlığı'nın 4 binin üzerindeki mahkeme kararına itiraz ettiğini kaydetti.
Tayfun Acarer, “İletişim Başkanlığı'nda yaklaşık 80 kişi çalışıyor. Öyle bir paranoya oldu ki herkes dinleniyorum zannediyor. 80 kişi 70 milyonu nasıl dinler? Fiziksel, teknik olarak mümkün mü? Burası zaten dinleme merkezi değil” dedi.
“ÇEKİRDEK AİLEYE İNTERNET DE KATILDI”
Elektronik imza ve mobil elektronik imzayla ilgili mevzuatı hazırladıklarını da hatırlatan Acarer, mobil elektronik imzanın önümüzdeki dönemde son derece hızlı artacağını, 3. nesil sistemlerin hizmete başlayışının yaklaşık 4. ayı olmasına rağmen, o tarihten bugüne kadar mobil elektronik imzanın elektronik imzayı ikiye katladığını bildirdi.
Türk arama moturu geliştirilmesi çalışmalarına yönelik eleştirileri doğru bulmadığını ifade eden Acarer, “(Niçin Türk arama motoru çalışması yapılıyor?) Ne zararı var? Bir tane Türk arama moturu çıksa ne olur? Bu başarılı olur ya da olmaz. Olsa ne zararı var?” şeklinde konuştu.
İnternetin günlük yaşantıda büyük değişimleri beraberinde getirdiğine dikkati çeken Acarer, “İnternet yaşantımıza öyle bir girdi ki günümüzde çekirdek aile tanımı bana göre değişti. Çekirdek aileye internet de katıldı. Artık çekirdek aile anne, baba, çocuklar ve internetten oluşuyor. Günümüzün hırsızları da sanal alem hırsızları oldu. Eskiden hırsızlar evlerimize camdan, kapıdan girerlerdi, şimdi ekrandan giriyorlar” şeklinde konuştu.
Tayfun Acarer, disiplinsiz hayat ne kadar zararlıysa, içeriği düzenlenmeyen internetin de kullanıcılar açısından o kadar zararlı olduğunun altını çizdi.
İnternetin güvenli hale gelmesinin dünya meselesi olduğuna dikkat çeken Acarer, spam üretiminde 2007'de Türkiye'nin yüzde 3,9 ile dünyada 8. sırada iken 2008'de yüzde 8'lik oran ile Rusya'nın ardından 2. sırada yer aldığını kaydetti.
Türkiye'de internet sağlayıcılarla birlikte Temmuz-Ekim arasında 5 ay süren çalışma ile spam'larda yüzde 98'lik düşüş yaşandığını vurgulayan Acarer, günlük 6,5 milyar civarındaki spam'in 300 binlere düştüğünü bildirdi.
“SICAK SAVAŞLARIN YERİNİ SİBER SAVAŞLAR ALDI”
Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Fırat ise konuşmasında, günümüzde aslında sıcak savaşların yerini siber savaşlar ve siber casusların aldığını ifade ederek, ülkeler ve kuruluşların artık siber güvenliğe ciddi yatırımlar yaptıklarını, devletlerin bilişim politikalarına siber güvenliğin de dahil edilmesi gerektiğini söyledi.
Bu konularda kapsamlı bir plan çerçevesinde hareket etmenin zorunlu olduğunu belirten Fırat, özel sektörün ve üniversitelerin bu alanda proaktif davranmalarının büyük önem taşıdığını vurguladı.
Mustafa Fırat, konferansa katılması beklenen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın TBMM'deki gündem değişikliği ve yoğunluğu nedeniyle katılamadığını bildirdi.
Bu arada toplantı sonrasında, Mustafa Fırat, Bilgi Üniversitesi Rektörü Halil Güven ve Erzincan Üniversitesi Rektörü Erdoğan Büyükkasap tarafından Bilgi Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren bilişim hukukuna ilişkin birimin benzerinin Erzincan Üniversitesi'nde de kurulmasına ilişkin protokol imzalandı.
Baz istasyonlarının sökülmesi gerektiği yönündeki tartışmalara değinen Acarer, bu konuda karar vericilerin baz istasyonu olmadan mobil iletişim ve haberleşmenin olamayacağını bilmesi gerektiğini söyledi.
Acarer, “(Hem baz istasyonu olmasın, hem mobil iletişim olsun.) Böyle bir karar olmaz. Mümkün müdür bilmiyorum ama şöyle bir karar olabilir; mobil haberleşme olmasın... O zaman da insanlar nasıl haberleşir? Herhalde güvercinlerin ayaklarına kağıt bağlarlar veya dumanla haberleşirler. (Baz istasyonlarını sökün, mobil haberleşme devam etsin.) Eğer bunu yapan adam varsa Nobel ödülü vermek lazım” şeklinde konuştu.
YOUTUBE'UN YASAKLANMASI...
Konuşmasında, YouTube'un yasaklanmasına da değinen Acarer, hukuksal bazı gerçekler varken insanların araştırma yapmadan söylemlere girmesini doğru bulmadığını söyledi.
5651 sayılı İnternet Kanunu'nun altını çizen Acarer, şöyle devam etti: “Bununla ilişkilendirilen YouTube... Yasaklanma kararını okuyorum. 5651 ile ne ilişkisi var bulamadım. Nedir sorun? YouTube, Atatürk ile ilgili özel bir kanun nedeniyle yasaklandı. Atatürk diyoruz, din diyoruz, Türkiye'nin hassasiyetleri diyoruz... İnsanların buna saygı göstermesi lazım. Yabancıların da buna saygı göstermesi lazım. YouTube, bu kanun nedeniyle mahkeme tarafından yasaklandı. 32 karar var, daha birincisi uygulanıyor. 5651 olmasa da bu yasaklanacaktır. Bu özel bir kanun ile verilen bir karar. Ancak medyaya, konuşulanlara bakıyorsunuz ,'İnternet Kanunu çıktı youtube'u yasakladılar, sansür getirdiler.) Ne alakası var? İnternet Kanunu olmasa Youtube'de böyla bir video olsa YouTube yasaklanmaz mı? Yasaklanır. Bana göre bu, tehlikeli bir araç yüzünden otobanın trafiğe kapatılması, yasaklanması anlamına geliyor. Sizin yapacağınız şey, o tehlikeli aracı otoyolda götürmektense, o otoyolu araç nedeniyle kapatmaktansa o aracı kenara almaktır. Ama bunun detayının hukuksal olarak belirlenmesi lazım. Buradaki sorun ortaya konulurken, ilgisiz bir kanun ve ilgisiz kuruluşların suçlanmalarını anlayamıyorum. Bilim hukukunda düzenlemelerin yapılması gerekir, özellikle teknolojik gelişmelere göre...”
DİNLEME KONUSU...
Dinlemeler konusundaki tartışmalara da işaret eden Acarer, “İletişim Başkanlığımız var. Bu kuruluş dinleme yapmıyor. Bunu belki 100. kez söylüyorum. Dinleme yapmıyoruz. Türkiye'de dinleme yapma yetkisine sahip 3 kuruluş var, bunlar da özel kanunlarla kurulmuş. Bunların Türkiye'nin güvenliği açısından dinleme yapması da gerekir” diye konuştu.
İletişim Başkanlığı'nın dinleme yapma yetkisine sahip kuruluşların bir kişiyle ilgili yapacağı dinlemenin mahkeme üzerinden olmasına ve hakim kararının alınmasına, dinleme kararının mahkeme üzerinden gelmesine ve mahkemenin vereceği kararın şeklen uygun olup olmadığına baktığını anlatan Acarer, bu kapsamda İletişim Başkanlığı'nın 4 binin üzerindeki mahkeme kararına itiraz ettiğini kaydetti.
Tayfun Acarer, “İletişim Başkanlığı'nda yaklaşık 80 kişi çalışıyor. Öyle bir paranoya oldu ki herkes dinleniyorum zannediyor. 80 kişi 70 milyonu nasıl dinler? Fiziksel, teknik olarak mümkün mü? Burası zaten dinleme merkezi değil” dedi.
“ÇEKİRDEK AİLEYE İNTERNET DE KATILDI”
Elektronik imza ve mobil elektronik imzayla ilgili mevzuatı hazırladıklarını da hatırlatan Acarer, mobil elektronik imzanın önümüzdeki dönemde son derece hızlı artacağını, 3. nesil sistemlerin hizmete başlayışının yaklaşık 4. ayı olmasına rağmen, o tarihten bugüne kadar mobil elektronik imzanın elektronik imzayı ikiye katladığını bildirdi.
Türk arama moturu geliştirilmesi çalışmalarına yönelik eleştirileri doğru bulmadığını ifade eden Acarer, “(Niçin Türk arama motoru çalışması yapılıyor?) Ne zararı var? Bir tane Türk arama moturu çıksa ne olur? Bu başarılı olur ya da olmaz. Olsa ne zararı var?” şeklinde konuştu.
İnternetin günlük yaşantıda büyük değişimleri beraberinde getirdiğine dikkati çeken Acarer, “İnternet yaşantımıza öyle bir girdi ki günümüzde çekirdek aile tanımı bana göre değişti. Çekirdek aileye internet de katıldı. Artık çekirdek aile anne, baba, çocuklar ve internetten oluşuyor. Günümüzün hırsızları da sanal alem hırsızları oldu. Eskiden hırsızlar evlerimize camdan, kapıdan girerlerdi, şimdi ekrandan giriyorlar” şeklinde konuştu.
Tayfun Acarer, disiplinsiz hayat ne kadar zararlıysa, içeriği düzenlenmeyen internetin de kullanıcılar açısından o kadar zararlı olduğunun altını çizdi.
İnternetin güvenli hale gelmesinin dünya meselesi olduğuna dikkat çeken Acarer, spam üretiminde 2007'de Türkiye'nin yüzde 3,9 ile dünyada 8. sırada iken 2008'de yüzde 8'lik oran ile Rusya'nın ardından 2. sırada yer aldığını kaydetti.
Türkiye'de internet sağlayıcılarla birlikte Temmuz-Ekim arasında 5 ay süren çalışma ile spam'larda yüzde 98'lik düşüş yaşandığını vurgulayan Acarer, günlük 6,5 milyar civarındaki spam'in 300 binlere düştüğünü bildirdi.
“SICAK SAVAŞLARIN YERİNİ SİBER SAVAŞLAR ALDI”
Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Fırat ise konuşmasında, günümüzde aslında sıcak savaşların yerini siber savaşlar ve siber casusların aldığını ifade ederek, ülkeler ve kuruluşların artık siber güvenliğe ciddi yatırımlar yaptıklarını, devletlerin bilişim politikalarına siber güvenliğin de dahil edilmesi gerektiğini söyledi.
Bu konularda kapsamlı bir plan çerçevesinde hareket etmenin zorunlu olduğunu belirten Fırat, özel sektörün ve üniversitelerin bu alanda proaktif davranmalarının büyük önem taşıdığını vurguladı.
Mustafa Fırat, konferansa katılması beklenen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın TBMM'deki gündem değişikliği ve yoğunluğu nedeniyle katılamadığını bildirdi.
Bu arada toplantı sonrasında, Mustafa Fırat, Bilgi Üniversitesi Rektörü Halil Güven ve Erzincan Üniversitesi Rektörü Erdoğan Büyükkasap tarafından Bilgi Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren bilişim hukukuna ilişkin birimin benzerinin Erzincan Üniversitesi'nde de kurulmasına ilişkin protokol imzalandı.