Güncelleme Tarihi:
Peki Juno neyin peşinde olacak, görevi, ne kadar sürecek, bugüne nasıl gelindi?
Sorularla "Gaz Devi"ne yolculuk...
Şu ana kadar gezegenin çekirdeğine en çok yaklaşabilmiş olan uzay aracı Juno'nun amacı, Jüpiter'in nasıl oluştuğunu ve yıllar içinde nasıl değiştiğini anlayabilmek.
Çevresi çok kalın bir gaz ve bulut katmanıyla kaplı olan Jüpiter hakkında bilinenler oldukça sınırlı.
Jüpiter büyük ölçüde, Güneş'te de bulunan hidrojen ve helyum gazlarından oluşuyor.
Ama çekirdiğinin katı mı yoksa gazdan mı oluştuğu net değil.
Juno bu bulutların kimyasını, ısısını ve hareketlerini inceleyecek.
Gezegenin atmosferinde ne kadar su ve amonyak bulunduğunu anlamaya çalışacak.
Bilim insanları Jüpiter'i araştırarak, Güneş Sistemi'ndeki ve hatta diğer güneş sistemlerindeki gezegenlerin nasıl oluştuğuna dair ciddi bulgular elde etmeyi umuyor.
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA tarafından 1,1 milyar dolara üretilen Juno 2011'de fırlatılmıştı.
Juno, gezegeni oluşturan bulutların yaklaşık 5 bin kilometre üzerinde yaklaşık 1 yıl boyunca salınacak.
Bu süre içinde gezegenin yörüngesini 32 kez dolaşması planlanıyor.
Güneş Sistemi'ndeki ilk gezegenlerden biri olduğu tahmin edilen Jüpiter'in yaklaşık 4 buçuk milyar yıl önce oluştuğu düşünülüyor.
Jüpiter'in atmosferini görünür kılan özel bir ışık tutulsa, dünyadan bakıldığında gökyüzünde ayın yaklaşık iki katı büyüklükte bir gezegen görürdük.
Uzay aracı adını Yunan mitolojisindeki Jüpiter tanrısının eşi Juno'dan alıyor.
Uzay aracında, inceleyeceği nesneyi uzaktan algılayabilen sekiz sensör var.
Juno uzay aracının 3 de yolcusu var: Yunan tanrısı Jüpiter, eşi Juno ve İtalyan gök bilimci Galileo Galilei'nin Lego oyuncakları. Ancak Lego figürler plastikten değil, uzay aracındaki aşırı sıcaklık şartlarına uyum sağlayabilmeleri için alüminyumdan yapılmış.
Juno'da ayrıca gezegenin fotoğraflarını çekecek bir kamera da bulunuyor.
Gezegene daha önce gönderilen tüm uzay araçları, gezegenin güneşten uzaklığı nedeniyle nükleer enerjiyle çalışıyordu. Ancak Juno güneş enerjisiyle çalışıyor.
Uzay aracındaki üç güneş panelinde 18.000 güneş enerjisini toplayan hücrecik bulunuyor.
Jüpiter görevinin en zorlu kısmı Juno'yu yörüngeye yerleştirebilmekti.
Dünya'dan beş yıl önce fırlatılan Juno, gezegene yaklaşırken hızını düşürmek ve Jüpiter'in manyetik çekim alanına girebilmek için roket motorunu ateşledi.
Daha önce hiçbir uzay aracı Jüpiter'e bu kadar yaklaşmamıştı.
Görevi yürüten NASA'ya bağlı Jet Propulsion Laboratory'den (JPL) Steve Levin, Jüpiter'i "Güneş Sistemi'nin en büyük ve en kötü gezegeni" olarak tanımlıyor.
Jüpiter'in bu kötü şöhreti, çevresini saran radyasyondan ve büyük manyetik alandan kaynaklanıyor.
Gezegene yaklaşabilmekle ilgili en büyük sorunlardan biri çevresindeki radyasyon şeritleri.
Radyasyondan korunabilmesi için Juno, titanyum kalkanıyla kaplandı. Ancak kimse aracın gezegenin yaydığı radyasyon ve çok hızlı dönüşünün neden olduğu türbülansla başa çıkıp çıkamayacağını net olarak bilmiyor.
Jüpiter ile ilgili en çok merak edilen şeylerden biri de gezegene bakılınca görülen büyük kırmızı leke. Leke yıllar geçtikçe küçülüyor.
Araştırmanın öncülerinden Scott Bolton da, bu misyonla özellikle Jüpiter'de yer alan Büyük Kırmızı Leke'yi anlamak istediğini söylüyor: "O Büyük Kırmızı Leke'yi çok seviyorum. Değiştiğini görüyoruz ve çocukluğumda ilk gördüğümde yaşadığım şaşkınlıktan bu yana küçülüyor."
"Bu kadar uzun sürmesi, -yüzyıllar öncesine uzandığına dair kayıtlar var- çok derin kökleri olduğu anlamına geliyor. Dünyada bir kasırga gibi görünüyor ama tam olarak böyle işlemediğini biliyoruz çünkü Dünya'daki kasırgaların bir okyanusa ve sıvıdan beslenmeye ihtiyacı var, sonra değişip karada ilerliyorlar. Jüpiter ise tamamen gaz."
NASA, radyasyondan zarar görüp işlevsiz hale gelmezse Juno'yu 2018 yılı Şubat ayına kadar görevde tutmayı planlıyor.
Kameranın çektiği görüntülerin ise gelecek birkaç ay içinde kademeli olarak çözünmesi bekleniyor.
Birçok uzay misyonunda olduğu gibi, uzay aracı son güne kadar komuta edilecek ve sonunda Jüpiter'in atmosferine salınacak.