Güncelleme Tarihi:
GLOBAL kriz süreci işsizlik ve ülkelerin fakirleşmesiyle gündeme gelirken, bir yandan gıda güvenliği endişelerini, bir yandan da tarımsal verimliliğin önemini artırdı. Daha fazla büyümek istiyen çiftçilerin imdadına ise, bankalar yetişti. Çiftçilerin artan finansman ihtiyacı, bankacılık sektöründe yeni bir rekabet alanı yarattı.
GLOBAL kriz, asıl olarak işsizlik, bireylerin fakirleşmesi, ülkelerin yüksek borcu ya da iflası, finans ve birçok alandaki büyük kuruluşların zor duruma düşmesi gibi ana başlıklarla gündeme gelse de, küresel ısınma ile birlikte yoğunlaşan gıda güvenliği endişelerini de artırdı. Dolayısıyla tarım ve hayvancılık alanındaki yatırımlar ve bunların finansmanı günümüzde daha da önem kazandı. Bugün artık tarım ve hayvancılık gıda güvenliği ile direk ilgili olmaları nedeniyle her ülke için daha da stratejik bir alan haline geldi.
Teknoloji ve Ar-Ge 2023 yılı hedefleri kapsamında tarımsal büyüklük açısından dünyanın ilk 5 ülkesi arasına girmeyi hedefleyen Türkiye, son dönemde tarımsal kalkınmaya dönük projeleriyle dikkat çekiyor. Kamu sektörünün çiftçilere dönük teşviklerinin yanı sıra, özellikle bankacılık sektörünün tarımsal yatırımlara yönelik ürün ve hizmetlerini artırmaları söz konusu. Modern çağa kadar tarımda ana belirleyici iklim iken, bugün artık teknoloji ve Ar-Ge yatırımları tarımsal üretim ve hayvancılıkta çiftçinin fark yaratmasına olanak veriyor.
61.8 milyar dolar
Bunun farkına varan çiftçinin kredi ihtiyacı artarken, tarım bankacılığı da bankacılık sektörünün en hızlı büyüyen alanlarından biri haline geldi. Tarım sektörü sadece beslenmeyle doğrudan ilgisi nedeniyle değil aynı zamanda yarattığı istihdam ve milli gelir içindei yapı açısından da önemli bir alan. Türkiye’de sanayileşme ile birlikte tarımın milli gelir içindeki payı azalsa da, tarım sektörünün büyüklüğünde bir küçülme söz konusu değil. Milli gelirin 230 milyar dolar civarında olduğu 2002’de, tarım sektörünün payı yüzde 10.3 iken, 2010’da sektörün payı yüzde 8.4’e düştü. Ancak bu sektörün küçüldüğü anlanıma gelmiyor. Çünkü 2012’de 734 milyar dolara ulaşan milli gelirin içinde tarım sektörünün büyüklüğü 61.8 milyar dolara yükseldi.
Yeni rekabet alanı
Tarım sektörü, ülke ekonomisinin büyümesine paralel olarak büyüme gösterirken bir yandan da tarımda kişi başı gelir de artıyor. Gıda Tarim ve Hayvancılık Bakanlığı verileri göre, 2002’de 1000 dolar civarında iken, 2010’da tarım sektöründe kişi başı gelir, 3 bin 566 dolara çıktı. Tarımda çalışan nüfus azalırken, gelir artışı bu alandaki verimlilik artışına da işaret ediyor. Tarımsal kalkınma anlayışı içinde artan tarımsal desteklerin yanında bankaların geliştirdiği finansman ürünlerinden yararlanan çiftçinin son teknolojiye dönük yatırımları rekabet gücü arttı. Aradığı finansal gücü bankalardan bulan çiftçiler, KOBİ’lerle birlikte bankacılar için yeni bir rekabet alanına dönüştü.
Dünyanın 7’inci büyüğü
EKONOMİK Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı’nın (OECD) 2011 raporuna göre, Türkiye 2002’de 23.7 Milyar dolarlık tarımsal büyüklüğe sahip iken, dünyada 190’ın üzerinde tarımsal ekonomik büyüklük açısından 11’inci sırada yer alıyordu. 2010’da ise, 61.8 milyar dolarlık büyüklüğe sektör dünyanın 7’inci büyüğü oldu. Dünya Bankası verilerine göre ise Türkiye 6’ıncı büyük tarım ülkesi.
916 milyon TL hibe desteği
TARIM ve hayvancılık sektöründe teknolojik yatırımları artırmak, üretimin daha yüksek katma değerli hale gelmesini sağlamak amacıyla 2006 yılında başlatılan Tarımsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi projesi kapsamında, 2011 yılına kadar 3 binin üzerinde proje desteklendi. Bu projelerin büyük bir çoğunlu tarıma dayalı sanayi tesisi kurulmasını içeriyor. 3 binin üzerinde projeye 567 milyon lira hibe desteği sağlanırken. Projenin 2015’e kadar desteklenmesi sağlanıyor. Bunun dışında 78 bin projye verilen 35 çeşit makina ve ekipman desteği ile de 349 milyon TL hibe ödenirken, toplamda tarımsal kalkınma konusunda sulama sistemlerine dönük yatırımlara verilen desteklerle birlikte 2011’e kadar yapılan toplam hibe 916 milyon TL’yi buldu.
2023’te ilk 5’e girmek
GIDA Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye’nin 2023 vizyonu kapsamında tarımda dünyanın ilk 5 ülkesi arasına girmek istediğini açıklamıştı. Buna göre Türkiye 2023’e kadar, tarımsal büyüklük olarak 150 milyar dolara ulaşmayı planlıyor. Bunun 40 milyar dolarının ihracat olarak gerçekleşmesi hedefleniyor.
Hem ithalat hem ihracat artıyor
TÜRKİYE’de 2002 yılında toplam tarım ürünü ihracatı 4 milyar dolar iken, bu rakam 2011’de 15 milyar doları aştı. Ancak bu süre içinde ihracattaki artışın yanında tarımdsal ürün ithalatında da artış görüldü. Bunda farklı sanayi dallarında kullanılan ham kauçuk, dokuma elyafı, kösle, deri, kürk, mantar, odun gibi ürünlerin de tarımsal ürün sayılması ve bunların ithalatının da tarım ürünleri ithalatı arasında görülmesinin payı var. Örneğin 2010 yılında 12.5 milyar dolar olan tarımsal ürün ithalatının içinde yer alan 4.5 milyar dolarlık tekstil sektöründe kullanılan hammaddeler çıktığında ithalatın 8 milyar dolar olduğu görülüyor.
İstihdam azaldı, verimlilik arttı
TARIM sektörünün büyük ancak milli gelir içindeki payının az oluşu bir gelişmiklik göstergesi olarak görülüyor. Aynı şekilde toplam istihdam içindeki payının az olması da sektörde katma değerli üretimin seviyesine işaret ediyor. Örneğin, ABD’de çalışan 100 insanın 1-1.5’i, Avrupa Birliği’nde (AB) ise, çalışan 100 kişiden 4-4.5’i tarımda çalışıyor. Türkiye’de de tarım sektöründe çalışan nüfus giderek azalıyor. 1980’lerden önce nüfusun yürısından fazlası bu alanda çalışırken, bugün Türkiye’de çalışan nüfusun 4’te biri tarım ve hayvancılık alanında istihdam edilmekte.
7 milyar lira teşvik verildi
TARIM sektörü Türkiye’de devlet tarafından sürekli olarak desteklenen sektörlerden biri. Çoğu hibe olan teşviklerin yanında bankaların sektöre yönelik kredi ürünleri de bu alandaki büyümeyi tetikliyor. 2011 yıl sonu itibariyle Türkiye’de çiftçiye verilen desteklerin rakamsal büyüklüğü 6 milyar 990 milyon TL ile 7 milyar liraya yaklaştı.
7 üründe dünya birincisiyiz
*BİRLEŞMİŞ Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, Türkiye birçok üründe dünya sıralamasında üst sıralarda yer alıyor.
*Fındık, kayısı, incir, kiraz, vişne, ayva ve haşhaş tohumu gibi 7 üründe dünya birincisi olan Türkiye’nin karpuz, kavun, çilek, pırasa, bal ve fiğden oluşan 6 üründe üretim sıralamasında ikinci, mercimek, elma, salatalık, yeşil biber, yeşil fasulye, kestane, Antep fıstığında ve koyun sütünden oluşan 8 üründe ise üçüncü sırayı alıyor.
*Türkiye domates, mandalina, ıspanak, ceviz, nohut ve bal mumumdan oluşan 6 üründe dünya dördüncüsü, şeker pancarı, çay, patlıcan, böğürtlen, keçiboynuzu, zeytin ve vanilyadan oluşan 7 üründe dünya beşincisi, üzüm, kuru soğan, şeftali ve aspir üretiminde ise altıncı sırada.
*Armut, limon, greyfurt, arpa, pamuk, ayçiçeği, çavdar ve yeşil soğanda 7’inci, badem ve koyun etinde 8’inci, kabak, marul ve kivide 9’uncu, buğday, havuç, portakal, karnabaharda 10’un sırada yer alan Türkiye, 17 üründe ise 11’incilikle 19’unculuk arasında bulunuyor.
Yılda bir ödemeli 60 aylık kredi
Tarım bankacılığının önemi giderek artıyor
TARIM Bankacılığı bankaların yeni bir büyüme fırsatı olarak yoğunlaştıkları bir alan. İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat İnce, tarım kredilerinin bu yılın ilk yarısında geçen yıla göre büyüme kaydettiğini ve 1 milyar TL’yi aştığını söyledi.
İŞ Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat İnce, Türkiye’de bankaların hemen hepsinin tarım bankacılığını önemli bir büyüme alanı olarak gördüğünü belirterek, “Türkiye için kritik öneme sahip bir sektör olan tarımın bu öneminin önümüzdeki dönemde yükseleceği ve finans kurumlarının tarımdaki rollerinin buna paralel olarak daha da artacağı öngörülüyor” dedi.
İş Bankası olarak, reel kesime tam destek vermek şeklinde bir misyonlarının bulunduğunu belirten İnce, “Bu çerçevede, tarım sektöründeki üreticilere yönelik faaliyetlerimizi artıracağız” diye konuştu.
Uluslararası işbirliği
Tarımsal projelerin finansmanında ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğine gittiklerini kaydeden İnce şunları söyledi: “Avrupa Birliği (AB) tarafından, ortak tarım politikasının yürütülmesine ve tarım sektörü ile kırsal alanların sürdürülebilir gelişimine katkıda bulunmayı amaçlayan IPARD Programı ile desteğe konu tarımsal üretim ve yenileme projeleri, AB tarafından aktarılan hibe tutarları ve çalışmaya ayrılan ulusal bütçenin toplamı ile desteklenmektedir. Bu doğrultuda, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) ile Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı – Kırsal Kalkınma Bileşeni (IPARD) Programı kapsamında imzaladığımız protokol çerçevesinde İş Bankası olarak tarım ve kırsal kalkınma projelerine destek oluyoruz.”
1 milyar TL’yi aştı
2012’nin ilk 6 aylık verilerine göre İş Bankası’nın tarım kredilerinde pazar payının yüzde 3.3 oluduğunu söyleyen İnce, “Bu rakam geçen yılın aynı döneminde yüzde 2.6 idi. 2011’in ilk 6 aylık verilerine göre tarım sektörüne kullandırdığımız nakdi kredi tutarı 746 milyon TL iken, bu yılın aynı döneminde bu rakam 1 milyar TL’yi aştı. Dolayısıyla 1 yılda sektör yüzde 12 büyürken bankamız yüzde 40 oranında bir büyüme kaydetti.”
Tarım kredilerinde genel kredilendirme kriterlerinin yanı sıra arazinin büyüklüğüne baktıklarını ifade eden İnce, “Ayrıca verimi, üretim için gerekli girdilerin fiyatları, üretilen ürünün birim fiyatı, hasat zamanı, piyasası gibi ürüne has pek çok özellik de değerlendirmeye dahil ediliyor” şeklinde konuştu.
Tarıma özel bölüm
İŞ Bankası bünyesinde 2011 yılı sonunda Ticari Bankacılık Pazarlama Bölümü bünyesinde tarım bankacılığına özel bir ihtisas birimi kurulduğunu kaydeden Suat İnce, “Bu birim ile tarım bankacılığına yönelik mevcut konsantrasyonun artırılması hedefleniyor. Halihazırda, pek çok tarımsal ürün ve hizmet ile sektöre hitap eden bankamızın barım bankacılığı ihtisas birimi ile tarım sektörüne yönelik bankacılık anlayışı ve altyapısını sürekli olarak geliştiriyoruz” diye konuştu.
Entegre tesise özel destekler
TARIMSAL işletmelere başta tarıma özel kredi ürünleri olmak üzere her türlü finansal destek sağlandığını belirten Suta İnce şunları anlattı: “Tarımsal İşletme kredisi, Tarımsal Arazi Kredisi, Traktör Kredisi, Seracılık Kredisi, IPARD Programı kapsamında projelerin kredilendirilmesi, İmece Kart gibi ürünlerimizi örnek olarak verebiliriz.
Toprak Mahsulleri Ofisi ile imzalanan protokoller kapsamında kullandırılan Makbuz Senedine Dayalı Kredilerde son yıllardaki lider konumumuzu sürdürüyoruz. Diğer taraftan, Ziraat Odaları ve Birlikler ile de yakın ilişki içinde olmaya çalışarak, ürünlerimiz kampanyalar ve iş birlikleri ile üreticilerimize ulaştırıyoruz.”
Hayvancılık faaliyetlerine de destek verdiklerini söyleyen İnce, “Bu alanda da özel kredilerimiz bulunmakta olup; hayvan alımından, entegre tesis kurmaya, süt üreticiliğine kadar hayvancılığın pek çok alanına yönelik finansal desteğimiz hız kesmeden sürüyor” dedi.
6 ay-1 yıl sonra ödemeli kart
ÇİFTÇİLERE yönelik kredi kartı ürünlerine de değinen İnce, “İmece Kart ile üreticilerimiz gübre, tohum, mazot, yem ve ilaç gibi tarımsal girdileri 6 aya varan faizsiz dönem avantajı ile karşılayabilmekte. Anlaşmalı üye işyerlerinde ödeme yapılmasında kullanılan bankamatik kartı özelliğindeki İmece Karta bağlı tarımsal kredinin vadesi hasat dönemine uygun olacak şekilde azami bir yıl olarak belirlenebililiyor” diye konuştu.
Kiralık meralar bilgisayardan tespit edilecek
GIDA, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hayata geçirdiği Mera Bilgi Sistemi Projesi (MERBİS) ile Türkiye’nin 81 ilindeki mera ve çayırlık alanların online takibi artık mümkün.
Proje kapsamında Türkiye genelinde bugüne kadar 2.6 milyon hektarlık alan kayıt altına alınırken, proje ile mera, çayır alanları, hayvan verileri gibi bilgilere ilişkin sayısal veriler sistem üzerinden, arazi yüzeyi de uydu üzerinden görüntülenebilecek.
Meralarda verimlilik
Bu şekilde mera kiralamak isteyen ya da bilgi edinmek isteyen bir çiftçi ya da yatırımcı, yurt genelinde ıslah edilen meralar, ot verimi, meralarda ne kadar hayvan otlayabileceği gibi bilgilere elektronik ortamda bir tıkla ulaşabilecek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Çayır Mera ve Yem Bitkileri Dairesi Başkanı Mesut Akdamar, MERBİS sistem ile meralara ilişkin bilgileri online ve kullanılabilir hale getirerek vatandaşların kullanımına açtıklarını söyledi.
Google Earth’ten bakacak
Akdamar, bu şekilde bir çiftçinin ya da yatırımcının bir ildeki kiralanabilecek mera alanlarını, tahsis amacı ile değiştirilen meraları, ıslah ya da işgal edilen meralara ilişkin bilgilere ulaşabileceğini kaydetti. Tahsis kullanım hakkıyla ilgili sorguların da yeni sistemde mevcut olacağını ifade eden Akdamar, yaptıkları yenilikle sayısal verilerin yanı sıra arazi yüzeyinin de internetten Google Earth programından uydu ile görüntülenebileceğini belirtti.
4.3 milyon hektar alan
Akdamar, şu ana kadar tespit ve tahditleri yapılmış (sınırları belirlenmiş) 2.6 milyon hektarlık bir alanın mera bilgi sistemine ilişkin şu detayları aktardı: “İlk etapta tahditleri bitmiş 1.7 milyon hektarlık alana ilişkin bilgileri de sisteme aktarmayı planlıyoruz. Bu şekilde sınırları belirlenmiş 4.3 milyon hektar alanın kaydı yapılmış olacak. Sistem sürekli güncellenecek. Çalışmaların önümüzdeki bir kaç hafta içinde tamamlanması bekleniyor.”
Sistem nasıl işleyecek
SİSTEMİN işleyişini bir örnekle açıklayan Mesut Akdamar, şöyle konuştu: “Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesinin bir köyünde mera kiralamak isteyen bir çiftçi, google earth’den bu meranın durumunu görebilecek, mera başka biri tarafından kullanılıyor mu, herhangi bir işgal durumu var mı, hepsini öğrenebilecek. Bunun yanı sıra meralarda ne kadar hayvan otlayabileceği ile ilgili bilgiler de sistemde yer alacak.”
İki Kıbrıs kadar alan kayıt altında
PROJENİN uygulayıcısı mühendislik firması Netcad’in Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Savacı da, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın projenin ilk aşamasını 2007’de uygulamaya koyduğunu hatırlatarak, projenin Türkiye çapında hayata geçirildiğini söyledi.
Projeyle birlikte 81 ildeki toplam 123 bin 416 adet mera parseli girişinin, iki Kıbrıs adası büyüklüğüne denk gelen 20 bin kilometrekarelik mera arazisinin kayıt altına alındığını bildiren Savacı, sisteme kaydedilen 2 bin 345 çayırın ise toplamda 48 kilometrekarelik bir alanı kapladığını, ayrıca projeyle sisteme kaydedilen köy sayısının 14 bin 482, hayvan sayısının ise 10 milyon 189 bin 961 olarak gerçekleştiğini kaydetti.
Savacı, projenin ikinci aşaması olan ve bu yıl içinde uygulama geçen “MERBIS II” kapsamında da Mera Kanunu doğrultusunda Tarım İl Müdürlüklerinde gerekli uygulamaları, analizleri, güncellenen, eklenen ve yenilenen bütün verilerin dinamik olarak merkezde bulunan veri tabanına bağlı ve otomatik olarak yapabilmesi amaçlandığını söyledi.
Turkcell’den çiftçiye ‘akıllı tarım’ çözümleri sunuyor
TEKNOLOJİNİN giderek daha büyük bir pay aldığı tarım sektöründe, son yıllarda GSM operatörlerinin hizmet ve ürünleri dikkat çekiyor. Tarım sektörüne yönelik faaliyetleri Akıllı Tarım adı altında toplayan Turkcell, verdiği hizmetlerle bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimliliklerinin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlaması süreçlerinde üreticiyi yeni teknolojilerle destek sağlıyor. Turkcell Kurumsal Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş, bu alandaki faaliyetleri ile, “Turkcell’li çiftçiler, M2M (makineler arası iletişim) tabanlı Akıllı Tarım teknolojileri ile rekabetin yoğun olduğu tarımsal üretim alanında avantaj elde ediyor, bu çözümlerin getirdiği verimlilik artışıyla da ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor” dedi.
Çiftçiye kolay hayat
Akıllı Tarım çözümlerimizin yanı sıra yaklaşık iki yıl önce başlattıkları ‘Çiftçi Paketi’nde 1 milyonu aşan çiftçiye ulaştıklarını belirten Selen Kocabaş, şunları anlattı: “Turkcell Çiftçi Paketi; tarımsal faaliyet gösteren Turkcell’lilerin faydalanması için özel olarak hazırlanmış, mobil bilgilendirme ve eğitim uygulamaları, avantajlı tarife, sektöre özel indirimler ve marka anlaşmalarından oluşan bir paket. Amacı, mobil teknolojiyi çiftçilerimizin hizmetine sunarak Türkiye çiftçisinin hayatını kolaylaştırmak ve işini daha kolay yapmasına destek olmak.”
Uzaktan kumandayla tarım
Selen Kocabaş, Turkcell’in uzaktan kumandayla yürüttüğü tarım sektöründeki faaliyetlerini ve yararlarını şöyle sıraladı:
*Seralar, tohum depoları, açık alan üreticiler gibi tarım sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlara Sıcaklık Takip ve Uyarı Sistemi entegrasyonuyla, hızla soğuyan havalarda don ve hastalıklara karşı erken önlem alınmasını sağlanıyor.
*Alarm durumunda ilgililere uyarı mesajı göndererek ve sahip olunan iklimlendirme sistemlerinin otomatik olarak devreye alınması sağlanır.
*Uzaktan yönetim ve takip mantığıyla seraya gitme zorunluluğunun ortadan kalkmasıyla enerji tasarrufu sağlanır.
Hayvan ölümlerinin önüne geçilebilir
MEVCUT su pompası panolarına kolayca adapte edilebilen GPRS tabanlı çözümler sayesinde pompa kontrollerinin tek bir merkezden ve bir yazılım üzerinden gerçekleştirileceğini kaydeden Selen Kocabaş, “Bu sistemle su satış işlemi için ön muhasebe ve raporlama yapılabilir, olası kaçak kullanımlara karşı cihazlar ve yazılım çeşitli alarmlar üretilebiler” dedi.
Kocabaş, sistemin hayvancılığa yönelik çözümlerini de şöyle anlattı: “Sıcaklık değerlerinin ve çevresel etkilerin takibinin önemli olduğu tavuk çiftlikleri, yumurta Üretim çiftlikleri, meralar, et üreticileri gibi noktalarda makinelerarası iletişim çözümlerinin kullanılmasıyla çevre sıcaklığının hayvanlar üzerinde olumsuz etkileri azaltılabilir. Böylece alarm durumunda yetkili kişilerin SMS ile uyarılması ve mevcut iklimlendirme sistemlerinin kontrol edilmesi sağlanır. Yem tüketim isteği kontrol altına alınabildiği gibi, süt verimliliği artar. Civciv ölümlerinin önüne geçilir. Süt ve süt ürünleri üretimi dağıtımı ve satışını gerçekleştiren kuruluşlarda kontrol ve verimlilik artar.”
Beyaz et festivaline katıldık
TÜRK çiftçisi ve tarım/hayvancılık sektörünün temsilcileri ile her fırsatta bir araya gelmeye çalıştıklarını kaydeden Selen Kocabaş, “En son 6-9 Eylül tarihleri arasında 6’ncı Bolu Beyaz Et Festivaline GSM operatörü olarak katıldık ve Hem Çiftçi Kulübü, hem de Akıllı Tarım çözümlerimizle sektörün yanında yer aldık” dedi.
Makineden makineye iletişim sağlıyoruz
M2M (makineden makineye) teknolojisine dayalı Turkcell Akıllı Tarım çözümlerinın, hem bitkisel hem de hayvansal üretime destek için kurgulandığını kaydeden Selen Kocabaş, “Örneğin bitkisel üretimde Seralar, tohum depoları ve tarlalara Sıcaklık Takip ve Uyarı Sistemi entegrasyonu ile ürün ve enerji kaybının önüne geçiyoruz. Sorun henüz yaşanmadan önüne geçmiş oluyoruz” şeklinde konuştu.
Yıllık 2 milyon ton sütün üretimine katkı
Tarımsal yatırım kredilerinin yarısının hayvancılık alanındaki faaliyetlere gittiğini belirten Cesur şöyled devam etti: “Yeni yatırımlar ile kurulan işletmeler hem yeni teknolojiyi barındırıyor, hem de ölçek ekonomisine katkı yapacak kapasitelere sahipler. Artık 5 bin sağmal başın üzerinde kapasiteye sahip damızlık süt sığırcılığı tesislerimiz var. Bu işletmelerdeki süt üretiminde yağ oranı gibi üretim kalitesi unsurları kontrol altında tutularak endüstri için uygun hammadde temini de sağlanmış oluyor. Son iki yılda süt sığırcılığı konusunda aracılık ettiğimiz yatırımların ülkemiz yıllık süt üretimine katkısı yaklaşık 2 milyon ton. Bu yıllık süt üretimimizde yüzde 15’lik bir artış demek.”
195 bin çiftçi ile yüz yüze görüştü
TARIM sektöründe 59 yıllık deneyimi olan Şekerbank, gerçekleştirdiği Anadolu Tur’larında bugüne kadar 195 bin çiftçiye ulaştı. Şekerbank İşletme ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı, Ali Haydar Yıldız, bu süreçte 6 bin 500 köye tek tek ziyaretler gerçekleştirildiğini söyledi.
ŞEKERBANK İşletme ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı, Ali Haydar Yıldız, tarım sektörünün Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 9’unu, istihdamın da
Ticari kaygının ötesi
Şekerbank’ın, tarımın finansmanı misyonuyla ve Anadolu’daki binlerce üreticinin küçük birikimleriyle kurulmuş bir banka olduğunu hatırlatan Yıldız şöyle konuştu: “Hem müşterilerimiz ve çalışanlarımız hem de şube ağımız ile yerele en yakın, ‘Anadolu Bankacılığı’nı gerçek anlamda uygulayan bir bankayız. Sayılı büyük kredi yerine ihtiyacı olan binlerce kişiye ulaşarak finansman sağlıyor, toplumsal kalkınma vizyonuyla tabana yaygın bankacılıkla ülkemiz ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Dolayısıyla bizim için tarım bankacılığı bu anlayışın devamı olan, ticari kaygının çok daha ötesinde bir misyon.”
6 bin 500 köye gittik
Yıldız, tarım bankacılığında 59 yıllık deneyimle, çiftçilerin ihtiyaçlarını - anlayıp onlara özel çözümler geliştirmek amacıyla, her yıl geleneksel olarak Anadolu Turu saha çalışmaları düzenlediklerini kaydetti. Bu çalışmalarda üreticileri ve sorunlarını dinlediklerini belirten Yıldız, şöyle devam etti: “Çiftçilerin ihtiyaçlarını tespit ediyoruz ve onlar için geliştirdiğimiz ürün-hizmetlerimizi yüz yüze görüşerek anlatıyoruz. Bu yıl beşincisini gerçekleştirdiğimiz Hasat Kart Anadolu Turu kapsamında, uzman ekiplerimiz 55 il, 91 ilçe ile 1271 köyü ziyaret ettik. 40 bine yakın çiftçiye tarım sigortasının önemini anlattık. Şekerbank’ın tarım bankacılığı uzmanları, 2008 yılından bu yana her yıl gerçekleştirdikleri tarım sektörüne yönelik Anadolu Turları kapsamında, 6 bine 500’e yakın köy ziyareti ile 195 bin çiftçi ile görüştü.”
Yüzde 2.8 pazar payı
2011 yılında Şekerbank’ın tarım kredilerinin hacminin bir önceki yıl sonuna göre yüzde 54 artış gösterdiğini söyleyen Yıldız, “2012 Haziran sonu itibariyle bu artış 2011 yıl sonuna göre yüzde 26 oldu. 2010 yılında tarım kredileri hacmimiz 387 bin TL iken 2011 yıl sonunda 530 bin TL, 2012 yılı Haziran sonu itibariyle ise 665 bin TL olarak gerçekleşti. 2011 yıl sonu bilançosuna göre kendi nakit kredi portföyümüz içerisinde tarım kredilerinin payı yüzde 7.2 iken 2012 yılı Haziran sonu itibariyle bu oran yüzde 7.6 oldu. Aynı tarih itibariyle özel bankalar toplamı içerisindeki bu alandaki pazar payımız ise yüzde 2.08 seviyesinde gerçekleşti” diye konuştu.
Enerji tasarrufuna 30 milyon lira kredi
EKOKREDİ Tarım ürünüyle Şekerbank’ın bugüne kadar 2 bini aşkın çiftçiyi ve üreticiyi enerji tasarrufu ile tanıştırdıklarını söyleyen Halit Haydar Yıldız, “Bu alanda 30 milyon TL’ye yakın kaynak kullandırdık. Bu kapsamda çiftçilerimiz, seraların yalıtımı, sulama kuyuları için güneş panellerinin kurulması ve su tasarrufu için sulama sistemleri gibi tarım sektörüne yönelik kredi ihtiyaçlarını EKOkredi Tarım ile karşılıyorlar” dedi.
Organik tarıma da destek veriyor
ŞEKERBANK’ın organik tarımı da desteklediğini söyleyen Halit Haydar Yıldız, “Organik tarım-sera kredisi ile üretim tekniklerini modernleştirerek, tarımsal üretimde verimliliğin artırılmasını hedefliyoruz. Zirai işletmelerin ve çiftçilerin, tarım-sera kredisiyle sera yalıtımlarını, organik tarım ve seracılık faaliyetlerine ilişkin yatırımları ile bu kapsamdaki tüm harcamalarını finanse etmeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Ekipmandan arıcılığa her alanda kredi imkanı
HALİT Haydar Yılzıd, Şekerbank’ın tarım bankacılığındaki başlıca ürünleri arasında Traktör, Tarımsal Ekipman, Bahçe-Tarla, Modern Sulama Ekipmanları, Damızlık Süt Sığırcılığı ve Büyükbaş Hayvan Besiciliği, Küçükbaş Süt Hayvancılığı ve Küçükbaş Besiciliği, Et ve Yumurta Tavukçuluğu Kredisi ile Arıcılık kredilerinin bulunduğu söyledi. Bu ürünlerle tarımsal faaliyetlerdeki her türlü ihtiyacı kredilendirdiklerini kaydeden Yıldız, şöyle konuştu: “Yine tarımın bir başka alanı olan su ürünleri avcılığı ve yetiştiriciliği yapan müşterilerimize yönelik “Su Ürünleri İşletme Kredisi” ve “Su Ürünleri Yatırım Kredisi” ürününü çıkardık. Söz konusu kredi ürünleri ile müşterilerimize hem kısa vadeli işletme harcamaları için finansman desteği sağlıyor hem de uzun vadeli yatırımları için kredi imkanı yaratıyoruz.” Bir diğer yeni ürünümüz Nakliye Aracı Kredisi ile üreticimize hasadını pazara ve/veya Yaş Sebze ve Meyve Hallerine kendi aracı ile zaman ve ürün kaybına uğramadan taşımasına imkan sağlıyoruz. Bunları yaparken de çiftçinin ürün çeşitliliğini göz önüne alarak borçlarını hasat zamanında, ürüne uygun vade ve faiz oranı ile destekleyerek zorlanmadan ödemesini sağlıyoruz.
Girdi maliyetlerindeki artisan finanse edilmesi önemli
ÇİFTÇİLER için öne çıkan önemli konulardan birisinin de kaynak maliyetlerindeki artış olduğunu vurgulayan Halit Haydar Yıldız şunları anlattı: “Üreticinin girdi maliyeti (mazot, gübre vb.) sürekli artarken, ürün fiyatlarının zaman zaman gerçek değerini bulamaması, gelir-gider arasındaki makasın sürekli açılmasına ve üreticinin üretimini devam ettirebilmesi için sürekli bir kaynağa ihtiyaç duymasına neden olUYOR. Üretici, tarımdan sağladığı gelirle ancak yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayabilmekte, tarımla ilgili yeni modern araçların, yöntemlerin kullanılması gibi konularda yatırım yapamamakta. Bu noktada tarımın finansmanı tartışılmaz derecede önem kazanıyor. Tarım sektörünün finansmanında kamunun yanında özel bankacılık sistemi de muhakkak yer almalı, tarımsal destekleme ödemeleri ve sübvansiyonlu tarımsal kredi kullandırım imkanı özel bankacılık sistemine de açılmalı.”
Çiftçiye nakit akışında rahatlık
Başta süt hayvancılığı olmak üzere besi, damızlık, dam kurulumu, yeni tesis, ekipman, süt sağım üniteleri, ilave gereksinim konusu arazi alımları gibi büyük baş hayvancılık gelişimine destek verdiklerini söyleyen Atakan, “Özellikle işletme ihtiyacı olan tüm nakit akışlarında üreticiyi rahatlatmaktayız. Özellikle bu dalda üreticinin istediği vade ve hacimde krediler analiz edilerek, rasyonel olarak hesaplanmakta, uygun tutar ve düşük maliyetle finansman sağlanması hedefleniyor” şeklinde konuştu.
Dünyada ve Türkiye’de tarım ve tarımsal sanayinin öneminin arttığını belirten Atakan, şöyle devam etti: “Tarımda verimlilik esasına bağlı olarak gerek mekanizasyonunun sağlanması gerek modern üretim teknolojilerini arttırmaya yönelik arge çalışmalarını içeren bir çok özel ya da kamu teşviklerinin hızla ve artarak yapılacağını düşünüyoruz. Zira artan Dünya nüfusu, küresel ısınmanın getirdiği olumsuzluklar ve gıda arzında yaşanan zorluklar tarımda büyümeyi teşvik edecek olgu ve girişimleri hızla artıracak.”
Tarım kayıt altına girdikçe ‘bankacılığı’ da büyüdü
TÜRKİYE’de 2000’li yıllara kadar çiftçiler, bankacılık ihtiyaçlarını büyük oranda kamu bankaları ve tarım kredi kooperatifleri tarafından sağlarken, bugün tarım bankacılığı bankacılık sektörünün en hızlı büyüyen alanlarından biri. Bunda sektördeki hızlı büyümenin yanı sıra, teknoloji yatırımlarındaki artışın ve sektörün kayıt altına alınmasının payı büyük. Yapı Kredi Perakende Bankacılık Pazarlama Grup Direktörü Mehmet Cemalcılar da, tarım sektöründeki kayıtlı iş oranının artmasının bankaların bu alandaki faaliyetlerinin artışında önemli bir etken olduğunu belirtti.
Sanayi ile entegrasyon
Eskiden çiftçilerin kamu bankalarıyla kooperatiflerin yanı sıra eş-dost ve hatta bayilerden borçlandığını hatırlatan Cemalcılar, bu yöntemlerin banka kredisinden daha pahalı olduğunu vurguladı. Tarım sektörünün kayıt altına alındıkça ve geliştikçe çiftçilerin bankacılık sektörü için daha da önemli bir kitle haline geldiğini söyleyen Cemalcılar, şunları söyledi: “Yasal altyapı gittikçe gelişiyor. Ayrıca gıda sanayindeki gelişmeler daha kaliteli tarımsal ürünleri zorunlu kılıyor. Bu da tarımın sanayi ile entegrasyonunu güçlendiriyor. Sektörün geliştiği ve dönüştüğü bu ortamda bankaların sektörün büyümesine çok açık bir faydası var.”
İlk kriter kayıt içi
Tarım kredilerinde Yapı Kredi olarak aradıkları ilk kriterin şirketin faaliyetlerinin kayıt altında olması olduğunu kaydeden Cemalcılar şöyle konuştu: “İlk kriterimiz üretimin kayıt altında olması. Yani çiftçilerimiz, üretim konusuna göre ziraat odası ve/veya Tarım Bakanlığı’na kayıtlı olmalı. İkinci kriterimiz üretim kapasitesinin ekonomik olarak asgari sürdürülebilir seviyede olması. Bu iki kriterde, üretim miktarının hobi olarak nitelendirilecek veya kendi ihtiyacını karşılayacak düzeyden fazla olması bekleniyor.”
Tarıma 31 milyar TL
2011 yıl sonu verilerine göre Türkiye’de tarım sektörüne kullandırılan kredilerin payı önemli ölçüde arttı. 2011’de yaklaşık 31 milyar TL tarım kredisi kullandırıldı. 2012 yılı için tarım kredilerinde yüzde 20’lik bir büyüme ile toplam kredi tutarının 38 milyar TL’yi aşacağı öngörülüyor. Yapı Kredi’nin 2012’nin Haziran ayı itibariyle 30 bini aşkın çiftçiye kredi kullandırdığını belirten Cemalcılar, “Toplamda 540 milyon TL tarım kredisi kullandırdık. Bir önceki yıla göre yüzde 50’nin üzerinde bir büyüme sağladık. 2012 yılı boyunca bu büyümenin artarak devam etmesini bekliyoruz.”
Tarıma özel strateji
YAPI Kredi’nin, tarımsal bölgelerde 250’ye yakın şubesinin bulunduğunu belirten Mehmet Cemalcılar, “Tarımsal alandaki üreticilere sağladığımız finansal desteğimizi artırmayı sürdürüyoruz. Bu anlamda, 2011 yılında tarım bankacılığı alanında oluşturduğumuz yeni bir stratejiyle bölgelerimizde ve genel müdürlüğümüzde tarım segmentine özel birimler kurduk. Bu birimlerde hizmet veren uzmanlık alanı ve eğitimi tarım sektörü olan Yapı Kredi Tarım Bankacılığı ekibimiz, tarım sektöründe faaliyet gösteren müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda oluşturduğumuz farklı ürünlerle çözümler sunarak, tarımsal finansman konusunda danışmanlık hizmeti veriyor.”
Hayvancılıkta ‘et’ ve ‘süt’ kredisi
HAYVANCILIK ile uğraşan üreticilere yönelik özel kredilerinin bulunduğunu belirten Mehmet Cemalcılar, “Bunlardan biri olan Besicilik Kredisi ile et amaçlı büyükbaş veya küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan işletmelere anapara artı faiz tek ödemeli kredi kullandırıyoruz. Bir diğer yeni ürünümüz olan Süt Hayvancılığı Kredisi ile büyükbaş ve küçükbaş süt hayvancılığı yapan işletmelere yem, bakım, ilaç, aşılama, su, elektrik gibi işletme sermayesi ihtiyaçlarına yönelik kredi desteği sağlıyoruz. Bunlara ek olarak, hem hayvancılık sektörüne yatırım yapmak isteyen yeni üreticiler hem de mevcut işletme kapasitesini artırmak isteyen üreticiler, 5 yıla varan vadelerle Hayvan Alım Kredisi ürünümüzden yararlanabiliyor” şeklinde konuştu.
Verimli kart ile harcama
MEHMET Cemalçılar, çiftçilere yönelik kredi kartı uygulamalarıyla ilgili ise şu bilgileri verdi: “2011 yılında çiftçilere özel hizmete sunduğumuz “Verimli kart” tarım sektöründeki anlaşmalı üye işyerlerinde yapılan tohum, yem, gübre, akaryakıt alımlarında kullanılabiliyor. Tarım sektöründe sunduğumuz diğer bir kart olan TMO kart ise üreticilerin Toprak Mahsulleri Ofisi’nden yapacağı ürün tahsilâtlarına aracılık ediyor.”
Ölçek en büyük sorun
ÖLÇEK sorununun tarım sektörünün en öncelikli konularından biri olduğunu belirten Mehmet Cemalcılar sektöre ilişki nsonurları şöyle sıralada:
*Mevcut durumda çok parçalı, küçük arazilerin fazla oluşu nedeniyle işletmeler için değer artırıcı yatırımlar yapmak ekonomik ve kolay olmuyor. *Bu nedenle üreticilerimizin toprakları artık bölmemesi, çok parselli arazileri bir araya getirecek yatırımlar yapması gerektiğini düşünüyoruz. *Kamu kurumlarının arazi toplulaştırması için çalışmaları artırmış olması bu anlamda sevindirici bir gelişme.
*Ayrıca küresel ısınmanın da en zarar verdiği ve daha fazlasını vereceği alan maalesef tarım sektörü.
*Şu anda en önemli konu su kaynaklarının korunması ve ekonomik kullanılması.
*Sulama sistemlerinin verimliliğinin artırılması, mümkünse damla sulamaya geçilmesi gerekiyor.
*Benzer şekilde tarımsal mekanizasyon da her bölgede olmasa da belirli yörelerde hala sektörün önemli bir problemi olarak karşımıza çıkıyor.
Devlet teşviğini olumlu görüyoruz
GIDA, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın üretim konusuna göre, arazi veya üretim miktarına bağlı olarak birçok hibe verdiğini hatırlatan Mehmet Cemalcılar şu bilgileri verdi: “Son zamanlarda proje bazında eş-finansmana dayalı hibelerde de ciddi artışlar var. TMO’nun müdahale alımları zaten yıllardır söz konusu. Bunlardan başka devletimizin gereken yer ve zamanda gerekli önlem ve desteğini farklı şekillerde sağladığını görüyoruz. Tarım sektörü zaten bu desteklerin sayesinde önemli mesafeler katetti. Ekonomik açıdan sürdürülebilirliği artıracak her türlü destek ve teşviği olumlu görüyoruz.”
Mekonizasyon önemli sorun
TARIMSAL mekanizasyon ve kapasite sorununun belirli yörelerde hala sektörün önemli bir problemi olduğuna dikkat çeken Mehmet Cemalcılar şöyle konuştu: “Bu nedenle Yapı Kredi olarak yatırım kredilerinde en önemli vizyonumuzu çiftçinin büyümesine, refahına katkıda bulunacak bir tarım bankacılığı hizmeti sunmak olarak belirledik. Bu noktadan hareketle tarımın dinamiklerine uygun ve çiftçiyi yormayacak bir kredi politikası benimsiyoruz. Tarım Bankacılığı olarak hayvan alım kredilerinden, tarımsal makine ve ekipman kredilerine, sera yapım kredilerinden traktör alım kredilerine kadar geniş bir yelpazede yatırım kredilerimiz ile çiftçilerimizin ihtiyaçlarına uygun ürün-hizmetler sunuyoruz.”
Tarım kredileri 31 milyar TL’yi aştı
TARIM sektörüne bankaların finansman desteği gün geçtikçe artıyor. 2012 Haziran ayı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre bankaların tarıma sağladığı kredi miktarı 2011’in aynı dönemine göre yüzde yüzde 13 artarak 31.9 milyar TL’ye ulaştı. TEB KOBİ Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Turgut Boz, TEB’in tarım bankacılığında,2012’de 2011 Haziran ayına göre yüzde 83.7 oranında büyüdüğünü belirterek, “Yüzde 3.85 olan pazar payımız ile 2012 yılı içinde kamu ve özel bankalar içinde en iyi gelişen bankayız ve Tarım kredileri büyüklüğümüz 1.5 milyar TL’lere yaklaştı” dedi.
Tarım stratejik alan
TEB tarım bankacılığı olarak tarıma özel önem verdiklerini, orta ve büyük boy tarımsal işletmeleri finanse ettiklerini söyleyen Boz, şunları anlattı: “Hem ülkemiz hem de dünya için tarımın stratejik önemi artıyor. Doğru finansman modelleri, kalite ve verimlilik politikaları ile desteklediğimizde tarım sektörümüzü bulunduğumuz noktanın çok daha ilerisine taşıyabileceğimizi düşünüyoruz.”
Tarım ürünleri yoğun
Türkiye’de tarım sektörünün hızlı bir yapılanma, konsolidasyon ve modernleşme süreci içerisinde oluğunu kaydeden Boz, “Bu sürece paralel olarak bankaların tarımın değer zincirini (üretim-sanayi-ticaret) göz önüne alarak tarımsal işletmelerin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak ürünlere yoğunlaştıklarını görüyoruz. TEB de bu trendle uyumlu olarak tarımsal iş modellerini sürekli güncellemekte ve organizasyon yapısını büyüttü” şeklinde konuştu.
Hasattan hasada ödeme imkanı
TARIM bankacılığı faaliyetlerinde sektörün gerçeklerini dikkate alan bir anlayış ile, uygun ürün ve fiyatlama yaptıklarını kaydeden Boz, “Her alt-üretim tipine özel finansman çeşidi sunarak müşteriler ile kalıcı bir ilişki kurmayı istiyoruz. Bu kapsamda bünyemizde ziraat mühendislerini de barındırıyoruz. Amacımız, sektörün ve üreticinin ihtiyaçlarına uygun, tarımsal üretimin şartlarını ve dinamiklerini esas alan ürünler geliştirebilmek. Bu anlamda işletme ve yatırım kredilerimiz ile üreticinin yanında yer alıyoruz. Tohumdan gübreye, mazottan yeme tüm tarımsal ihtiyaçları karşılıyoruz. Bütün bunların ödemeleri de hasattan hasada yapılabiliyor.”
Köy köye gezip çaylar TEB’den dedik
TEB tarafından düzenlenen Sektörel Gelecek Stratejisi Konferansları’na 2011 yılında “Tarım Sektörü” ile devam edildiğini söyleyen Turgut Boz, şunları kaydetti: “Sektörün önde gelen temsilcilerinin katılımıyla yapılan çalışmada sektörün hedefleri belirlenmiş ve geniş bir bilgi paylaşımı platformu oluşturulmuştur. Bunun yanında üreticimizin yanında olmak ve sorunlarını dinleyerek çözümler üretmek adına köy köy dolaşarak gerçekleştirdiğimiz “Çaylar TEB’den” etkinliklerimiz devam etti.”