Taraftar Emre'yi psikolojik olarak bitirdi

Güncelleme Tarihi:

Taraftar Emreyi psikolojik olarak bitirdi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2017 22:26

Agresif futbol yapısıyla tanınan; hakemlere sürekli itiraz eden Emre Belözoğlu’nun Kadıköy’de F.Bahçe karşısındaki kötü oyununda ve mülayim halinde maç öncesi onu alkışlayarak konsantrasyonunu bozan taraftarların rolü büyüktü.

Haberin Devamı

1- İlhan Cavcav’ı kaybettik. cAVCAV efsanesini nasıl yorumlarsınız? modeli örnek sunulabilir mi? 

2- Cüneyt Çakır’ın Yasin’den yardım istemesinin hakemlikte yeri var mı?  

3- Geçen hafta “g.saray uzun vadede iflas eder” deDiniz ama haftası bile dolmadı. Çekirge haddinden fazla mı sıçradı?

4- Demirören, “Beşiktaş’tan PARAMI ALSAM o da başka yorumlanır” dedi. Haklı mı?

5- F.Bahçe-başakşehir kötüydü ama Advocaat istediğini aldı. kâğıtlar yeniden mi karıldı?

6- Beşiktaş, yeniden lider. ligin sonuna kadar rakiplerine dikiz aynasından bakabilir mi? 

7- Fenerbahçe’ye karşı Emre’nin futbolu çok tartışıldı. Siz ne düşünüyorsunuz?

MEHMET Y. YILMAZ:

- Haftanın En Önemli Olayı: Cüneyt Çakır’ın Yasin’e danışması.
- Haftanın hocası: Igor Tudor.
- Haftanın takımı: Fenerbahçe.
- Haftanın futbolcusu: Eto’o
- Haftanın hakemi: Yaşar Kemal Uğurlu...

Haberin Devamı

MEHMET Y. YILMAZ

1- KiMSE, iLHAN CAVCAV GiBi  OLMAYA ÇALIŞMADI

 

Rahmetli Cavcav’ın örnek alınacak yönleri de vardı, uzak durulması gereken yönleri de. Bizim geleneklerimizde ölünün arkasından kötü konuşulmaz, onun için örnek alınması gereken yönlerini söyleyelim: Kulübünün parasını çarçur etmedi. Aracılara, menajerlere para kaptırmadı. Genç oyuncuları bulmayı başardı, onları parlatıp kulübünün yıllarca ayakta durabilmesini sağlayacak geliri elde edebildi. Çok sayıda genç oyuncunun yetişmesine olanak sağlayacak eğitim düzenini kurabildi. Ankara’daki diğer kulüplerin durumuna bakın, bir de Gençlerbirliği’ne bakın. Farkı yaratan İlhan Cavcav’dı. Model olarak bu yönlerini sunabiliriz. Şunu da söyleyeyim, kimse onun gibi olmaya çalışmadı.

 

2- HAKEMLiK, SAHADA AÇIK OTURUM YAPARAK OLMAZ

 

Futbolcunun hakeme yardım etmesi, hakemin sorularına muhatap olması anlamına gelmez. Futbolcu, fair play kurallarına uymalı, hakemi aldatmaya çalışmamalı, hakemin kendisi lehine açıkça yanlış bir karar verdiğini görürse de söylemeli. Bu iş saha ortasında açık oturum yapmakla olmaz.

 

Haberin Devamı

3- ÇEKiRGE, BiR-iKi YILDIZ SAYESiNDE SIÇRAMIŞTI

 

Galatasaray’ın bir oyun planının olmadığını başından beri söylüyoruz. Daha önce çekirgenin sıçrayabilmiş olmasının nedeni bir iki yıldızının maçı döndürme kabiliyeti ve hakem kararlarıydı. Bu kez yıldızlar ortaya çıkmadı, hakem de tam tersine Galatasaray’ın fişini çekti. Beklediğimiz bir durumdu zaten.

 

4- YÖNETiCiLER, BORÇLARI KENDi CEPLERiNDEN ÖDESiNLER

 

Demirören, Beşiktaş Kulübü’nden alacaklı değil, borçlu esasen. Verdiğini söylediği borcu, hatalı transferler, teknik direktörlere tahammül edememekten kaynaklanan yüksek tazminatlar gibi nedenlerle verdi ve o hataları yapan da kendisiydi. Bir yasa yapılmalı; yöneticiler kendi döneminde meydana gelen bu tür tazminatları ceplerinden ödemek zorunda kalmalı.

 

Haberin Devamı

5- FENERBAHÇE, YARIŞTA KALMAYI TEKRAR BAŞARDI

 

Futbol kalitesinden elbette söz edemeyiz, bir mücadele vardı sadece. Bu galibiyet, Fenerbahçe’nin yarışta kalması için gerekliydi, onu başardı. Benim fikrim değişmiş değil, Beşiktaş hâlâ şampiyonluğun en önemli adayıdır. Galatasaray’ın işi ise hepsinden çok daha zor.

6- HEP SÖYLEDiM EN BÜYÜK ADAY BEŞiKTAŞ’TIR

Şampiyonluğun en büyük adayı Beşiktaş, bunu hep söylüyorum. İyi transferler de yaptılar, birinci yarıda sakatlıklar nedeniyle çektikleri sıkıntıları yaşamazlar diye düşünüyorum.

7- TÜRKiYE’DE KiM HEP AYNI TOPU OYNUYOR Ki?

Futbolcunun her maçta aynı şekilde oynayamayabileceğini bilenlerin kampındanım.Türkiye’de hangi futbolcu hep aynı performansı sergiliyor ki Emre’den de bunu bekleyelim?

Haberin Devamı

UĞUR VARDAN

 

Haftanın En Önemli Olayı: Namağlup takım kalmaması.
Haftanın hocası: Igor Tudor.
Haftanın takımı: Fenerbahçe.
Haftanın futbolcusu: Iasmin Latovlevic.
Haftanın hakemi: “Sisteme ben de dahil oldum” diyen Cüneyt Çakır!

UĞUR VARDAN

 

1- İLHAN CAVCAV, TARiHiMiZE DÜŞMÜŞ ÖZEL BiR NOTTU

 

‘Rahmetli’ Cavcav, bir dönemin için rol modeliydi. Merkezden uzak, (‘has’ Gençlerbirliği’nden Tanıl Bora’nın deyimiyle) ‘başaltı takımlar’ için başarının, ayakta kalma ve yarınlara uzanmanın ifadesiydi. Afrika membağını ilk olarak keşfetme, ucuza aldığı oyuncuları yüksek bedellerle satma ve kulübü bu tür hamlelerle döndürme, en önemlisi de çalışanlarının haklarını terleri kurumadan ödemedeki hassasiyetiyle futbol tarihimize düşülmüş özel bir nottu. ‘Endüstriyelleşme’ safhasındaysa bu tür modellerin yaşaması zor.

 

Haberin Devamı

2- SiSTEM CÜNEYT ÇAKIR’I DA ARTIK KENDiSİNE BENZETTi

 

Belki hakemlikte değil ama insanlıkta yeri var galiba. Bu hareket Premier Lig’de olsa bambaşka anlamlarla taçlandırılır, futbolun farklı hikâyeleri arasına katılırdı, ama burası komplolar, kendi fikrinden ve zikrinden başkasına hayat tanımayanların mücadele alanı. Üstelik Cüneyt Çakır’ın Karabükspor lehine verdiği penaltı, kendisinin de bu fikri ve yükü taşıyamadığının göstergesiydi. Çakır da nihayetinde insan ve arada bir yurt dışında maç yönetse de gerçek adresi burada. Dolayısıyla sistem onu da kendisine benzetmiş durumda, yönetimi çok kötüydü.   

 

3- TEK ÇARE SON HAFTALARA YARIŞIN İÇİNDE GiRMEK

 

G.Saray’da sorunlar sonsuz; yönetim, teknik direktör, oyuncu kadrosu; hepsi ayrı bir dert. Ama şampiyonluk ihtimalleri, gerçek bir yüzleşmeyi erteliyor. Şu notu düşmek durumundayım: 74 Dünya Kupası’ndan beri Hollanda futbolunu iyi kötü izlerim, Reikerink’in Hollandalı olduğuna dair kuşkularım had safhada. Hele hele Advocaat gibi bir kıyas düzlemi varken. Oyuncu seçimleri, değişiklikleri, oyunu okuma becerisi, hamle zamanları vs. her şeyi ne yazık ki çok kötü. En basiti: Bir hafta önce 45 dakikada kendisini kanıtlamış Rodrigues’i kullanamaması. G.Saray için tek çare var, son 5-6 haftaya şampiyonluk yarışının içinde girmek.   

 

4- DEMiRÖREN HANGi TARiHSEL iZLE TFF BAŞKANI OLDU?

 

Bu durumu oluşturan koşullar, sistemin temel dinamiklerini tanımak açısından önem taşıyor. Kendi camiasınca her maç “Yeter” tezahüratlarına muhatap olan, görev yaptığı 2004-2012 arasında onca bütçeye rağmen sadece bir şampiyonluk yaşatan, onca kıymetli hocayı “Arkasındayız” dedikten bir sonra kapı önüne koyan bir başkan, hangi tarihsel iziyle federasyonun başına geçti, bunun cevabı öğrensek önce. Borç konusu bence bu aşamada bir detaydan öte bir şey değil. 

 

5- FENERBAHÇE’NiN Ki ‘HENÜZ PES ETMEDiM’ DEMEK

 

Beşiktaş, Alanya deplasmanında takılsaydı “Kâğıtlar yeniden karıldı” diyebilirdik, ama şimdiki görüntü F.Bahçe’nin “Henüz pes etmedim” ısrarının ifadesi gibi. F.Bahçe, bu maçta ne kadar iştahlı olduğunu gösterdi ve sonraki haftalar için kendisine bir hedef belirledi. Kaybetse camia açısından kaosun başlangıcı olacaktı, lakin Abdullah Avcı’nın deyişiyle kaosu sahada yarattı ve istediğini aldı. Avcı içinse bu maç bence ‘level atlama’ fırsatıydı, bir maç her şeyin ifadesi olamaz ama bu kez sanki oldu; bence Abdullah Hoca bu sınavın üstesinden gelemedi.

6- EN HEYECAN VEREN TAKIM BEŞiKTAŞ

Bakmaması için hiçbir sebep yok. Beşiktaş, en heyecan verici takım. Futbolun kimi ifade biçimleri var; güzel gibi, işlevsel gibi. Kartal, bu iki ifadeyi belli oranda aynı potada eritiyor. Lakin bu oran, yerel sular için geçerli, zaten daha fazlasını başarsalardı Şampiyonlar Ligi serüveni de devam edebilirdi.

 

7- BU TOPRAKLARDA DUYGUSALLIK BiR REFLEKSTiR

Emre, tecrübesiyle duygusal davranmaması gereken bir isim. Ama bu toprakların en önemli reflekslerinden biri duygusallık... Emre, çok kötüydü, ama asıl kötü performans Avcı’nındı. Çünkü takımı Emre’nin üzerine kurdu. Beşiktaş maçında da Belözoğlu sakatlanıp çıktığında takımın dengesi bozulmuştu.

 

UĞUR MELEKE:

· Haftanın En Önemli Olayı: Türk futbolunun en renkli figürü Cavcav’ı kaybetmemiz.
· Haftanın hocası: Rıza Çalımbay.
· Haftanın takımı: Adanaspor
· Haftanın futbolcusu: Iasmin Latovlevici.
· Haftanın hakemi: Halil Umut Meler.

UĞUR MELEKE:

 

1- GENÇLERBiRLiĞi’Ni OKUL YAPTI

 

Çocukluğu Beştepe’de, o zamanlar tesisleşmemiş Gençlerbirliği barakalarında, Ankara Atatürk Anadolu’da geçmiş biri olarak, kırmızı-karaya özel bir sempatim var doğal olarak. Herkes Yugoslav ve Macarlara gittiğinde Afrika’ya açılması, Gençlerbirliği altyapı düzeneğini üst yapıya hazırlayan gerçek bir okula dönüştürmesi, fahiş maaş rüzgârına kapılmadan futbolculara ayakları yere basan paralar ödemesi ve bu sayede kâr eden bir kulüp yaratması... Şüphesiz ki herkesin örnek alması gereken bir kulüptür Gençlerbirliği.    

 

2- CÜNEYT ÇAKIR, ÇOK YORGUN

 

Önce yardımcısına baktı, ama yardım alamadı, çünkü Bahattin Duran cezalı, onun yerinde Emre Eyisoy vardı. Kısa süreli bir çaresizlik yaşadı ve hakemlikte yeri olmayan bir davranış sergiledi maalesef. Çakır, çok yorgun ve dinlendirilmeli. Tek hatası o pozisyonu Yasin’e danışmasıydı, penaltı kararı doğruydu. Türkiye’de nedense bazı uygulamalar global örneklerinden farklı, birisi de bu: Hem kendin topla oynamamak, hem de rakibin oynamasını engellemek nizami kabul ediliyor bu ülkede! O zaman kuvvetli bir futbolcu, kalçası sağlamsa 90 dakika saklayabilir topu bu mantıkla. Bir köşede bitirebilir bir maçı!

 

3- KAHRAMANLA NEREYE KADAR

 

G.Saray uzun süredir oyunuyla değil, yıldızlarıyla kotarıyordu maçları. Her hafta bir kahraman çıkaramayacağı, sonsuza kadar sıçrayamayacağı belliydi. Riekerink’in de sezon başındaki çizgisinden geride olduğunu, özgüvenini neredeyse tamamen kaybettiğini ve artık çok basit doğruları bile uygulamaktan aciz kaldığını üzülerek gözlemliyorum... Ama sonra G.Saray yöneticisinin maç sonu açıklamada kullandığı dili görüyorum, kısmen anlıyorum Riekerink’in neden gerilediğini. Bu yönetici standardıyla tecrübesiz bir antrenörün gelişim göstermesi ihtimal dışı zaten.

 

4- KULÜPLER YASASI DEĞiŞTiRMELi

 

TÜRK futbolunun patronu olarak onun gündemi Beşiktaş’tan alacağını tahsil etmek değil, bir daha bir kulüp başkanının bir kulübü kendisine borçlandırmasını engellemek olmalı. Acilen, Spor Kulüpleri Yasası değişmeli, bir yönetici sadece kendi dönemindeki sigorta-vergi borçlarından değil, tüm borçlardan sorumlu olmalı. Kulübü kendisine 100 milyon borçlandırıp, ceketini alıp gidememeli.

 

5- RADiKAL DENEME YAPALIM

 

Sadece bu maç değil, tatmin etmeyen; ülke futbolu geriye gidiyor. 41 faul, 41 ayrı itiraz; 10 sarı kart, 10 ayrı kavga! Futbolu kurtarmak için gelin radikal kararlar alalım: 2 yıl yöneticilerin hakemlere dair olumlu-olumsuz görüş beyan etmesini yasaklayalım. Ya da herhangi bir görüş beyan edene 250 bin-500 bin gibi caydırıcı bir ceza verelim. 2 yıl deneyelim bunu. İnanın yöneticiler konuşmadı diye bir şey kaybetmeyeceğiz. 2 yılın sonunda ülke futbolu daha medeni olmazsa, tamam, kaldırın bu uygulamayı. Yine konuşsunlar zengin fanatikler.

 

6-SANTRFOR ALINMASI LAZIM

 

DÖRT şampiyonluk adayının 6 puanlık marja sıkışması, yarışın yeniden start alması gibi bir şey. Şüphesiz ki en öndeki Beşiktaş, en avantajlısı, ama en gerideki Fenerbahçe de dahil, bence hepsi hâlâ yarışın içinde. Beşiktaş, 1 hafta içinde bir forvet transferi yapmazsa orta vadede işleri zorlaşabilir. Talisca en uçta değil, bir tık arkada verimli. Quaresma-Babel’in kadrodaki tek gerçek alternatifi Aras. Beşiktaş’a hem kenar hem santrfor oynayabilen bir alternatif gerekiyor bence.

 

7- BiR ANORMALLiK YOKTU

 

PERFORMANSINDA bir anormallik görmedim. Emre’nin hırçınlığını, öfke kontrolünü hâlâ da eleştiririm. Ama Emre, mahallede gazozuna oynasa, terinin son damlasına kadar bırakır o sokağa. Üstündeki formaya göre oynayan biri değil, hırslı bir sokak çocuğu gibi her maçta sonuna kadar savaşır Emre.  

 

MEHMET ARSLAN

 

- Haftanın En Önemli Olayı: Cavcav’ı kaybetmemiz. Bakalım mirası korunacak mı?
- Haftanın hocası: Igor Tudor.
- Haftanın takımı: Kardemir Karabük
- Haftanın futbolcusu: Quaresma.
- Haftanın hakemi: Halil Umut Meler.

 

1 -BORÇSUZ KULÜP OLUYORMUŞ

 

Milyonlarca taraftara sahip kulüpler milyonlarca liralık ürünler satarken, borç batağında. Bunların hiç birine sahip olmayan Gençlerbirliği ise, ayakta. Bu nasıl açıklanır? Cavcav sistemiyle mi? Tek adam düzenin sürdürülür olduğunu düşünmüyorum. Sistemden daha öte Gençlerbirliği’ne adanmış bir ömür, Cavcav denilince. Cavcav, şunu gösterdi, “Borçsuz kulüp yönetmek mümkün.”

 

2- CÜNYET ÇAKIR, YILANA SARILDI

 

“hakemler mükemmel olsa ligimiz tadından yenmeyecek!” Hadi canım siz de. Yöneticilerin hangisi futbolcularına, “Sakın ha hakemi de, rakibi de aldatma dürüst ol” diyor? Aksine, her hareketleri mübah görülüyor. Ne yapsın Çakır? Denize düşmüş, o da yılana sarılıyor.

 

Çakır’ı ve hakemleri koruduğumu sakın düşünmeyin. Kelimenin tam anlamıyla berbatlar. Ama insaf diye de bir şey var.

 

3- 10. HAFTA iFLAS EDERDi

 

10. hafta iflas etmeliydi, ama 3. sırada. G.Saray tıpkı ligimiz gibi. Seyirci yok, hakemi, futbolu ve futbolcusu ve hocası kötü. Ama seyrediyoruz. G.Saray da böyle. Çekirgenin sıçramaya devam edeceğini düşünüyorum. 

 

4- DEMiRÖREN iŞi HEP HATA

 

1-TFF başkanın bir kulüpten alacaklı olması hata.

 

2-O parayı TFF başkanıyken tahsil etmesi hata.

 

3-Alacaklı olarak başkanlığa devam etmesi hata.

 

4-O parayı şimdi “Hibe ediyorum” dese o da hata.

 

Görüldüğü gibi, bu kadar hatanın olduğu yerde bir tek doğrunun da çıkması mümkün görünmüyor. 

 

5- DERBi MAÇI ÇÖZER

 

Kazanamasa F.Bahçe’de kağıtlar yeniden dağıtılacaktı. Favorilerim sırasıyla, 1-Beşiktaş, 2-F.Bahçe, 3-G.Saray, 4-Başakşehir. En disiplinlisi F.Bahçe, ancak açık ara en iyi oynayanı Beşiktaş. Vodafone Arena’daki derbide ya yarış kızışır ya da biter.  

 

6- GOLCÜ, 3. YILDIZI DA GETiRiR

 

Tartışmasız en iyisi Beşiktaş. Eto’o transferi bence şampiyonluğun anahtarıydı. Bu tür bir transfer, 3. yıldızı da çok rahat getirir Beşiktaş’a...

 

7- EMRE OYUNDAN ÇIKMALIYDI

 

F.bahçe seyircisi akıllı bir hamleyle Emre’yi psikolojik olarak etkiledi. O da itiraf ediyor zaten. Maç başlamadan tüm konsantrasyonunu kaybetti Emre. Burada 2 şey devreye girebilirdi:

 

1-AVCI, oyundan alabilirdi.

 

2-Emre, 2. yarı çıkabilirdi.

 

İkisi de zor karardı. Ama bu olay seyircinin etkisini göstermesi bakımından çok önemli bir olay. Hangi tarafta olduğuma gelince, tabii ki profesyonel oyuncu duygusal davranmamalı. Buna hoşgörü ile yaklaşmam mümkün değil.

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!