Güncelleme Tarihi:
NORVEÇ karşısında oynadığımız futbol, aldığımız sonuç seyredenleri ümitsizliğe iterken, bence erken ümitsiz olmak doğru değildir. Milli Takımımız öylesine arzudan uzak, isteksiz bir oyun anlayışı içinde olunca bu maçın başlığına ancak, ‘‘Gazozuna maç’’ diyebildim. Benim bildiğim Milli Takımımız, değil Norveç'le, amatör kümedeki bir takımla bile oynasa, işi ciddiye alınması gerektiğidir.
Her neyse, Milli Takımımız, Norveç karşısında bu kadar basit goller yerken, savunmamızın da hiç de iç açıcı olmadığını söylemek isterim. İlk yarıda Riise'nin atmış olduğu golde Abdullah'la başlayan savunma hatamızı Ümit'le ve Ogün'le birleştirip bu oyuncunun ayağından kazanılan Norveç golünde tek suçsuz olarak kalecimiz Fevzi'yi gösterebilirim. Aynı Fevzi ikinci yarıda kalesinde görmüş olduğu golde ise, tüm savunmamızla birlikte hatalar zincirinin bir halkası da bu kez kendisi olmuştur.
KAFAMIZA GÖRE
Adına hazırlık maçı diyoruz, rakibimize göre futbol oynamayı yeğlememiz lazım diyoruz. Ama her ne hikmetse fiziksel üstünlüğü olan Norveç karşısında futbol anlayışımız rakibe göre değil, bizim futbolcuların kafasına göreydi. Kendi yarı sahamızda küçük küçük paslar yaparak rakibimizin savunmada yerli yerine oturmasını sağladık.
İlk yarıda kalabalık Norveç savunması arasında kaybolan Hakan Şükür, arkadaşları tarafından da hiç destek alamazken kenar ortalar kendisine hiç gelmeyecek kadar az sayıdaydı. Rakibimiz iki net gol pozisyonu buldu, ikisini de gole çevirdi. Bizim takımımızda ise oyun anlayışı beklenilen düzeyde olmazken hücum bölgelerinde gol pozisyonu üretmekte bir hayli zorlandı. Gol şutu hiç atmadı ve rakibini zorlayamazken fiziksel gücüyle de ezilen taraf olduk. Kısacası bizim futbolcularımızın gazozuna maç anlayışı zaten bu neticeye uygun düştü.