Güncelleme Tarihi:
Gür, kayak sporuna başlamadan önce çok iyi kondisyona sahip olunması gerektiğini kaydederek, kayak yapmanın çabukluk, kuvvet, dayanıklılık ve aerobik yetenek istediğini anlattı.
Yaralanma riskini azaltabilmek için söz konusu özelliklerin geliştirilmesine yönelik çalışılması gerektiğini aktaran Gür, 1970'li yıllara göre yaralanmalardaki düşüşlerde teknolojik ekipmanların önemli rolü olduğunu dile getirdi.
"Özellikle bağlamalar çok önemli" diyen Gür, şöyle devam etti:
"Bağlamalar kayakçının boy, kilo, kayak düzeyi, geçmişi ve kondisyon düzeyine göre ayarlanmalıdır. Çalışmalar göstermiştir ki bir düşüşü takiben kayakların çıkmasından dolayı bağlamalarda yapılan sıkılaştırmalar, takip eden düşmelerde kayakların ayaktan çıkmasını engelleyerek ciddi yaralanmalara neden olmaktadır. Teknolojideki radikal değişiklikler, özellikle rekreasyonel sporcuların kayaklarını daha iyi kontrol etmeleri ve daha rahat dönüş yapmalarına olanak sağlayacak duruma gelmiştir. Daha sert ve yüksek konçlu yapısı ile kayak botları ise vücut hareketini daha doğru ve hızlı şekilde kayağa aktarma olanağı vermektedir. Bütün bunlar da kayakçıya kayaklarını daha iyi kontrol etme şansı tanımakta, daha iyi kaymasını sağlamakta ve düşme, dolayısıyla yaralanma riskini azaltmaktadır.
YÜZDE 80 DÜŞMEKTEN YÜZDE 20 ÇARPIŞARAK YARALANIYOR
Yüksek ve sert botlar her ne kadar kaval kemiği kırıkları, ayak bileği sorunlarını azaltmış olsa da buna paralel diz sorunlarında dramatik artışlara neden olmaktadır."
Kayak yaparken yaralanmalara neden olan etkenlere de değinen Gür, "Kayak yaralanmalarının yüzde 75-80'i düşmekten kaynaklanıyor. Çarpışmalar ise yüzde 10-20'lik yer işgal etmektedir. Kayak liftleri yüzde 1-9'luk oranla diğer yaralanma nedenidir. Özellikle liftlerden biniş ve iniş sırasında yaralanmalar olmaktadır. Yorgunluk, kötü kayma tekniği, kontrolü kaybetmek, hızlı kaymak, ekipman yetersizlikleri, kurallara uymamak ise bu nedenlerin oluşmasında önemli etkenlerdir. Sık görülen yaralanmalar arasında ise değişik bölge kemik kırıkları, bağ zorlanmaları, diz ve diz kapağı çıkıkları, el, başparmak ve omuz yaralanmaları ile kafa travmalarıdır" ifadesini kullandı.
DOĞRU KAYAK YAPMA TEKNİKLERİ
Gür, kayağa yeni başlayanları aceleci olmamaları, doğru kayma tekniğini öğrenmeden kalabalık ve zor parkurlarda spor yapmamaları konusunda uyardı.
"Doğru kayma teknikleri için gerekli dersler alınmalı" diyen Gür, şöyle konuştu:
"Gerekli ve doğru ekipmanları temin edip kişisel özelliklere uygun hale getirmeli. Fiziksel olarak hazır olunmalı. Yorgun ve isteksiz olunduğunda kaymaya devam etmemeli. Hızlı kaymaktan çok, düzgün teknikle kaymaya konsantre olunmalı. Diğer kayanlarla yarışma eğiliminde olmamalı. Yaralanmalardan korunmak için düşme tekniklerini öğrenmeli. Kafa yaralanmalarından korunmak için kask takmalı. Kayak pisti kurallarına uyulmalı. Ekstrem hava ve zemin şartlarında kaymaktan kaçınmalıdırlar. Ayarsız şekilde başkalarının kayağını kullanmak, yaralanma riskini yüzde 800 artırır."
Gür, bir kaynağa göre dünyada yıllık kayak yaralanmalarının 525 bin civarında olduğunu, bunların yüzde 10-20'sinin ön çapraz bağ yaralanmalarının oluşturduğunu aktardı.
Bağ yaralanmalarının üçte birinin ameliyat gerektirdiğine işaret eden Gür, "Bin kayak yapılan gün başına yaralanma oranı ise 2-3 olarak ifade edilmektedir. Buna karşın Dünya Sağlık Örgütünün rakamlarına göre her gün yaklaşık 3 bin 500 kişi trafik kazalarından hayatını kaybediyor. Her yıl on milyonlarca kişi trafik kazalarından yaralanmaktadır. Dolayısıyla kayak yaralanmalarını trafik kazalarıyla karşılaştırmak doğru bir yaklaşım olmayabilir. Kayak kaynaklı ölüm oranı ise 1,5 milyonda 1 olarak ifade edilmektedir. Egzersizde travma kaynaklı ölüm çok nadirdir. Bütün branşlarda ölümle sonuçlanan egzersiz kaynaklı ani ölümler sıklıkla yüzde 80 kalp kaynaklıdır ve 100 binde 1-2'dir" diye konuştu.