Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2002 20:39
Oyun davranışlarının çokluğu ve taklit yetenekleriyle yunuslar, denizlerin en akıllısı kabul edilir.
Yunusların ve denizaslanlarının dil öğrenme konusunda gri Afrika papağanlarından daha yetenekli oldukları görüldü. Ronald Schusterman tarafından eğitilen Rocky adındaki denizaslanı, her el ya da kol işaretinin bir isim, sıfat ya da fiile karşılık geldiği, 190 işaretten oluşan bir sözcük dağarcığına sahip.
Bir denizaslanının birbirinden farklı, bu kadar çok sayıda işareti anımsaması ve belirli bir sözdizimi içinde (sıfat, özne - isim, fiil) her birinin anlamını bilmesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir olgudur.
En zeki tür
Kendiliğinden ortaya çıkan oyun davranışlarının çokluğu ve taklit yetenekleri ile yunuslar çoğu insan tarafından deniz memelilerinin en akıllısı olarak görülür. Şişe burunlu yunusların, eğitilmesi en kolay yunus ve en zeki yunus türü oldukları düşünülür. Çeşitli toplumsal etkinlikler sırasında çıkardıkları çok farklı sesler bu hayvanların birbirleriyle sesli olarak iletişim kurdukları kanısının doğmasına yol açtı.
Yaralanmış yüzücülerin ya da birbirlerinin su yüzünde kalmasına yardım ettiklerine dair anlatılanlar yunusların empati kurma yeteneklerinin de olduğunu düşündürüyor. Her iki varsayımı da kanıtlamaya yarayacak somut kanıtlar yok: Doğuştan gelen programlar bu davranışları açıklayabilir. Yunusların zihinsel yetileri konusunda bilinenler esas olarak dil öğretme deneylerine dayanıyor.
Araştırmacı Louis Herman, bir grup şişe burunlu yunusu soyut olarak kodlanmış talimatlara tepki vermek üzere eğitti. Herman'ın denek yunuslardan biri sözcükler yerine akustik sinyallerle eğitildi, iki denek de işaret dilini yorumlamayı öğrendi. Yunuslar gerek işaret dilini, gerekse akustik sinyalleri belirli bir sözdizimi dilbilgisine göre yorumlamayı öğrendiler.
İşaret dilinin öğretildiği deneylerde iki farklı sözdizimi kuralı başarı ile uygulandı. Bunların birisi özne - sıfat, özne - isim, fiil, nesne - sıfat, nesne - isim (‘‘dip boru yerleştirmek yüzem çember’’), diğeri ise özne - isim, özne - sıfat, nesne - isim, nesne - sıfat, fiil (‘‘boru dip çember yüzey yerleştirmek’’) biçimindedir. İlk kural basit bir İngilizce cümlenin yapısını yansıtırken, ikincisi Almanca'daki temel cümle yapısına uyuyor.
Her ne kadar sözcük dağarcıkları sınırlı ise de (yaklaşık otuz beş sözcük), yunusların beş sözcükten oluşan cümleleri çözümleme konusundaki yetenekleri dikkat çekicidir.
Sözcükleri kavrıyor
Üstelik yunuslar sözcüklerin anlamlarını da anlamaktadır: Örneğin ‘‘çember’’ sözcüğü yalnızca eğitimde kullanılan çemberi değil, renkleri, biçimleri ve büyüklükleri ne olursa olsun bizim kafamızdaki ‘‘çember’’ kavramına uygun düşen çok çeşitli, yeni nesneleri de tanımlamakta kullanılmaktadır.
Ancak Herman geliştirdiği yöntemi yunusların mantık yürütme, problem çözme ve hatta verilen sözlü talimatları sesle yanıtlama gibi diğer olası yeteneklerini araştırma amacıyla henüz kullanmadı.
Kaynak: Hayvan Zihni James L.Gould Caroly Grant Gould Tübitak Popüler Bilim Kitapları.
Mantık ve Dil
Diğer türler üzerinde egemenlik kurmamızı sağlayan özellikler açısından insan kuşkusuz hayvanlar aleminin (bir olasılıkla, bildiğimiz evcil kedilerin dışında) en zeki üyesidir. İnsanlar tarih boyunca zihinsel üstünlüklerini, dil kullanma yeteneğinde ifadesini bulan, belki de bu yetenek sayesinde var olan mantıklı düşünme kapasiteleri ile açıkladı.
Hayvanların iletişim sistemleri konusunda yapılmış çok sayıda kapsamlı araştırmanın ortaya koyduğuna göre, en azından doğal ortamlarında yaşayanlar arasında, bizden başka hiçbir tür bildiğimiz anlamda bir dile sahip değildir.
Bizi diğer hayvanların yeteneklerini doğru olarak değerlendirebilmekten alıkoyan en önemli güçlük de budur.
Konuşmak için gerekli olan fiziksel donanımdan yoksun olsalar bile bizim gibi mantıklı çıkarsamalar yapabilen türler var mıdır? Temelde bizimkine çok benzeyen zihinsel süreçleri çok farklı biçimlerde ifade eden başka iletişim sistemlerinden söz edilebilir mi?
Belki diğer türler arasında da mantık yürütme ve dil kullanma potansiyeline sahip olanlar vardır ama ilk insanların bir dil geliştirmelerini zorunlu kılan türden çevresel baskılardan uzak kaldılar. En azından birkaç diğer türde mantıklı bağlantılar kurabilme yetisinin ne ölçüde gelişmiş olduğunu saptamak için hayvan zihnine açılan bir penceremiz olması gerekir.
Bazı araştırmacılar hayvanlara bizimkine benzer bir dil sistemi öğretmeye çalıştı, bazıları hayvanların gruplandırma, kavram oluşturma ve kavramlar arasında bağlantı kurma yeteneklerinin bulunup bulunmadığını (ve varsa bunların nasıl yapıldığını) ortaya çıkarmak için daha geleneksel yöntemler kullandı.