Yok Birbirimizden Farkımız

Çok da güzel görüntüler vardı.

Maç başlamadan önce Garden Party vardı sanki RTE Stadı'nın yeşil çimleri üzerinde.

Herkes birbirinin boynuna sarılmış muhabbet ediyorlardı.

Sırtlarında smokinleri ile ellerinde içki bardakları eksikti nerdeyse.

Bir tarafta Denizli ile Vural dertleşiyor, diğer tarafta Murat ile Rüştü hasbihal ediyorlardı.

Üzülmez ile Koray, Bobo ile de G.Güleç kareyi tamamlamışlardı.

Kolay değil tabii, yıllarca beraber top koşturmuşlar, kader birliği etmişler, yenmiş, yenilmişlerdi.

"Hiç büyük takım çalıştırmadım" diye dert yanan Yılmaz Vural, futbolcularının çoğunun daha önce şampiyonluk mücadelesi vermiş olduğunu unutmuş olmalı. Birkaç sezon önce Beşiktaş'ın formasını terletenlere, transfer etmek isteyip de alamadığı Cenk ile Murat Erdoğan'ı ilave ederseniz söylemek istediğimi anlayabilirsiniz. Daha önce şampiyonluğa oynayan bu futbolcuların takımı Kasımpaşaspor, ligde üst sıralarda olması gerekir bizce. 2 takım futbolcularının formalarını değiştirsek, hangi takım daha başarılı olur, irdelemek gerekir.

Kasımpaşalı Keller...

Kurtlar Vadisi'ndeki Feller...

Ernst...

Murat Erdoğan...

Bir de Koray...

Ortak özellikleri var. Hepsinin kafaları ışıl ışıldı !

Biraz da geleceğimi gördüm onlarda ya neyse.

Ama olsun, "işleyen asfaltta ot bitmezmiş".

Ama Koray'ın ki biraz farklı. Çok üşümüş olmalıydı ki, Arnold Schwarzenegger'in bilekliğini takmıştı boynuna.

Emre Toraman vardı ama geçen haftanın Beşiktaşlı yıldızı İ.Toraman yoktu bu hafta. Mum ile arattı kendisini. Sene başından beri 4 stoperle oynayan Beşiktaş, ilk kez İ.Kaş'a kaldı. Onda da havasını aldı.

Maça Denizlispor maçına oranla daha ofansif bir kadroyla başladı Mustafa Denizli. Piyonu Ekrem'i sol kanattan alıp, hiç ama hiç başarılı olamadığı sağ kanadın en arkasına atmıştı yine. Yerine de Yusuf'u nöbetçi bırakmıştı. Aklınca 3 puanı garantilemek istemiş. Kadroyu görünce o dakka anladım puan kaybedeceğini Beşiktaş'ın. Ne zaman Ernst'li, Fink'li, Toraman'lı 11'ini bozarsa kalesinde goller görerek puan kaybediyordu çünkü. Ne zaman bu kadro bozulursa sıradanlaşıyor, özelliğini kaybediyor Beşiktaş. Goller yiyor, oyundan düşüyor, fizik güç zaafiyetine uğruyor, basitleşiyor.

Maçın 4. ve 19. dakikalarında Murat Şahin ile karşı karşıya kalan Holosko birinde kötü vurdu, diğerinde saha küçük geldi. Eğer Rüştü'nün kritik kurtarışları olmasaydı, 1 puanı bile rüyasında görürdü Beşiktaş. Hızlı oynama uğruna boyuna top kaybettiler. Hızlı oynamak ile telaşlı oynamak arasında fark olduğunu anlamış olmalıydı Siyah Beyazlı futbolcular.

Kim ne derse desin takır takır futbol oynadı Kasımpaşaspor. Ne futbolu çirkinleştirdi, ne de geriye yaslandı. Hatta galibiyeti daha çok hak eden taraftı. Özellikle 2. yarıda 1-0 öne geçene kadar sahanın mutlak hakimi idiler. Öne geçince kimyaları bozuldu bir anda. Derken Mustafa Denizli'nin oyuncu değişiklikleri geldi geç de olsa. Hazretleri yine herkesi şaşırtırcasına sahanın en iyilerinden Ernst ile gol pozisyonlarına girebilen tek futbolcusu Holosko'yu çıkardı oyundan. Yerlerine kimin girdiği pek de önemli değildi. O anda esas girmesi gerekenlerden biri olan Nobre, Gökhan Keskin'in yanında oturuyordu nedense.

Tabata ile Nihat oyuna girer girmez Tabata'nın asisti ve Tello'nun golü ile beraberliği yakaladı Beşiktaş. Hemen akabinde de Kasımpaşa defansının müzmin hastalığı sonucunda Bobo ile öne geçti Kara Kartallar. Herkes Mustafa Denizli'nin mucizevi değişiklikleri ile maça damgasını vurduğunu düşünürken, gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu düşünce, İ.Kaş marifetiyle yerle bir oldu bir anda. Sivok'un sakatlık sebebiyle oyun dışında kalmasıyla ( ki başka türlüsüne ihtimal vermiyorum ), defansta alışılmış kurgusu bozulan Beşiktaş son dakikalarda yediği golle şampiyonluk yolunda büyük yara aldı. Yenilen 2 golde de İ.Kaş'ın şahsi hataları vardı. Genç futbolcunun kendisini bir an önce toparlaması şart, aksi takdirde Beşiktaş'tan Kasımpaşa'ya giden futbolculara bir yenisi eklenecek. Hem de İspanya aktarmalı olarak.

Müsabakanın son dakikaları çok daha heyecanlı idi. Top bir o kalede bir bu kalede, gözlerimizin pası silindi. Son dakikada Tello, kaçırdığı golle siyah beyazlı taraftarlara saç baş yoldurdu. Olan da Beşiktaş'ın 2 puanı ile, Denizlispor galibiyeti için verilen 500 bin USD'ye oldu.!!!