Güncelleme Tarihi:
ERÜ İletişim Fakültesi Nurcan Çetinsaya konferans salonundaki panele teknik direktör Yılmaz Vural, TSYD Ankara Şubesi başkanı Kerem Öncel, TRT spikeri Tansu Polatkan, Marmara Üniversitesi ögretim görevlisi ve Türkiye Gazetesi spor yazarı Hasan Sarıçicek, TSYD Kayseri temsilcisi ve DHA Kayseri Bürosu şefi Oktay Ensari konuşmacı olarak katıldı. ERÜ Halkla ilişkiler Müdürü ve spor yazarı Üstün Tuncer'in moderatörlük yaptığı panelde konuşan Kerem Öncel, "8 Mart 1857 yılında emeğine sahip çıkan fabrika işçisi kadınlardan 29 öldü. 1910 yılında onlara hakları teslim edildi. Kadınlar, analarımız, bacılarımız, kardeşlerimiz aslında bir gün değil her gün övgüye layıklar. Onların kadınlar gününü dün de kaldı ama çok taze daha hepimizin adına kutluyorum" dedi.
Öncel, gençlere önerilerde bulunduğu konuşmasında, "İletişim Fakültesindesiniz ve dolayısıyla bizim yaptığımız panellerde buranın önemi büyük. Kayseri Erciyes üniversitesi gerçekten övgüyü hak eden bir yer. Kimsenin üstüne basmayın, mesleğinizde iyi olmak için gayret sarf edin. O meslek sizi bir yerlere taşır. Vaktinizi boşa harcamayın lütfen. Sosyoloji ve felsefe ile ilgilenin. Dil öğrenin ki ayrıcalığınız olsun. Türkçeyi iyi kullanmaktan bahsetmiyorum. Bu birinci göreviniz olacak. Bu ülkenin ulusal dili Türkçedir.
Birbirimizle iletişimizi sağlayan ana dilimiz o dur. Tabi başka dillerde konuşuluyor çok kozmopolit bir ülkede yaşıyoruz bunu söylemiyorum. Sadece birbirimizi anlamamız için anadilimiz önemli. Özgür üniversite demek düşüncelerin özgür olarak ifade edildiği yerdir. İnandığınız doğruları söylemekten hiçbir zaman kaçınmayın. O gazetecileri unutmayın o gazetecilerden birisi de Çetin Emeç'tir. Bizim yolumuz özgürlüğe inanan, kamunun yararı için yazan ve bunun için hayatı vermekten çekinmeyen Çetin Emeç, Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu gibi gazetecilerdir" ifadelerini kullandı.
VURAL: "NASIL DAYI BULUNUR BÖLÜMÜ AÇILSIN"
Teknik Direktör Yılmaz Vural ise, eğitim sistemini eleştirerek, "Gençler İngilizce öğrenecek, yurt dışı eğitimi alacak, kendini geliştirecek, aileler zorluklara rağmen paralı okullarda çocuklarını yetiştirmeye çalışacak ve sonuç olarak kimse bu yaptığı ile bir yere gelmeyecek, kurduğu ilişkilerle bir yere gelecek. Maalesef Türkiye'miz bu hale geldi. Dolayısıyla ben yönetici arkadaşlarıma şöyle bir rica da bulunuyorum. Ne olursunuz her şey tamam da bir de başkan bir bölüm açın okula, bu bölümün adı da 'Nasıl Dayı Bulunur' olsun. Çünkü dayısı olmayan bir yere gelemiyor. Çok kötü bir şey maalesef Türkiye'miz de bir alışkanlık haline geldi. Kimse CV ile bir iş yapamıyor.
2005 yılında olimpiyatlarda biz başarılı olmayınca o zaman hükümet Spor Liseleri açın, yani bizde yetiştirdiğimiz sporcuları branşlaştıralım bu konu da iyi eğitelim, baktık doğru fakat pratiğin içerisinde çok kötü bir uygulama var. Sordum müdüre,' Kardeşim sen hangi bölümden mezunsun? 'Ben edebiyatçıyım' dedi. Allah aşkına, nasıl kabul ediyorlar bunları? İlla müdür olacaksan, nerede olursan ol kardeşim, burada neden oluyorsun? Failatun, failatun, mefaiul mi öğreteceksin burada?" diye konuştu.
Sporun, özellikle de futbolun sadece bir spor olmadığını, çok önemli bir sosyal olay olduğunu da vurgulayan Vural, "Bakın dünyada hangi sosyal olay bu kadar farklı insan gruplarını, farklı meslekleri, farklı inanışları bir araya getirebilir. Müslüman'san o gelir, Hristiyansan o gelir, sağcıysan sağcı, solcuysan solcu o gelir toplantına, ama futbol herkesi getiriyor. Dekan ve öğrenci golden sonra birbirine sarılabiliyorlar, Holding patronu ile işçi sarılabiliyorlar. Orada kimlikler dışarıda kalıyor. Tuttuğunuz takımın aidiyet duygusuyla onun sevincini ve üzüntüsünü birlikte yaşıyorsunuz, böyle bir şey var mı? Dolayısıyla Türkiye de maliye, savunma, ekonomi önemlisi ise spor da önemli olmalı. O mantık, öyle mantık olabilmeli ve buna ciddiyetle yaklaşılmalı. Yani böyle şeyleri hep sözlemlendirirseniz maalesef bir pratiğin içerisinde iseniz de bir şeyleri eleştirmiş konumuna düşersiniz ve benim gibi de işsiz kalma riskiniz var. Bunu göze alırsanız, böyle şeyleri ifade etmeye çalışın" şeklinde konuştu.
Paneli, Ankara'daki ATO Congresium'da düzenlenen Dünya Salon Okçuluk Şampiyonası'nda Genç Kızlar Makaralı Yay milli takımıyla birlikte altın madalya alan Kayserili milli okçu Gizem Elmaağaçlı da izledi.