Güncelleme Tarihi:
Akılla fiziğin, kaba güçle tekniğin savaşıydı Polonya maçı. Aynı hızardan çıkmış, ağaç gölgesini andıran fizikleriyle bastığı yeri titreten, tuttuğunu koparan, vurduğunu deviren konuk takım, final vizesini tekme-tokat almaya kararlıydı. Ve bu yüzden oyunun hemen başında kısa bir süre bocaladık. Belçikalı hakemin de hoşgörüsüyle saldıran Polonya, Ümitlerimiz'e gözdağı vermek ister gibiydi. Ama Yasin'in direkte patlayan şutu, kuru gürültüye pabuç bırakmayacağımızı ortaya koydu. Hemen ardından Ahmet Dursun'un inanılmaz güzellikteki golü, finalin müjdecisi oldu.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Polonya sınavı Ümitlerimiz için çok uzun soluklu bir yolculukta 180 dakikalık moladan öte birşey değildi.
Nitekim rotasını aylar önce, ‘‘Sydney 2000’’ olarak belirleyen Ümit Milli Takımımız, bu molada yakıt ve yiyecek ikmali yapıp ilk büyük liman olan Avrupa Şampiyonası Finalleri'ne yelken açtı. Bu başarıyı alkışlamamak mümkün değil. Çünkü bu bir ‘‘İlk’’tir. Ve ben, ‘‘Raşit'in aslanları’’nın finallerde ilk 4'e girip Olimpiyat Stadı'na bayrağımızı çekeceğine inanıyorum.