Yıldızların jesti

Güncelleme Tarihi:

Yıldızların jesti
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2005 01:58

Tsunami faciasına yardım için sahaya koşan futbolcularımız bununla yetinmemişlerdi. Takım arkadaşlarından topladıkları yaklaşık 100 milyar lirayı (100 bin Yeni Türk Lirası) makbuz karşılığında federasyona teslim ettiler.

TSUNAMİ faciası için İnönü Stadı’na koşan 4 bin kişinin iliklerini donduran bir soğuk vardı.

Güney Asya’ya yardım için tam 45 profesyonel futbolcu bir kuruş almadan yardıma koşmuştu. Tıpkı soğuk hava gibi tribünlerin boşluğu da içimizi yaktı. Ama o geceyi düzenleyenlerin, yardım için İnönü’ye koşan, ‘O güzel insanlar’ bu büyük sınavdan alınlarının akıyla çıktılar ve bize sımsıcak bir gece yaşattılar.

Bakın neler oldu önceki gece...

* * *

23’ü yerli, 22’si yabancı 45 futbolcunun uçak biletlerini Futbol Federasyonu karşıladı. Süper Lig’de yer alan 18 takım oyuncuları İstanbul’da Ceylan Intercontinental Otel’de konakladı. Otel bu oyuncular için herhangi bir ücret talep etmedi.

* * *

Gecenin programı en ince detayına kadar düşünülmüştü. Oyuncuların saat kaçta otelde toplanacakları, kaçta otobüsle stada hareket edecekleri, saygı duruşunun saati, yeri, fotoğraf çekiminin nerede yapılacağı... Hepsi kulüplere ve teknik adamlara Can Çobanoğlu tarafından bildirildi. Takımların antrenman programları aksamasın diye, Ankara, Trabzon ve Rize’den gelen futbolcular ilk yarı forma giydi. İkinci yarının hemen başında da escort eşliğinde havalanına gönderildi ve uçaklarına yetiştirildi.

* * *

Oteldeki toplantı görülmeye değerdi. Brezilyalı futbolcular hep bir arada oturuyorlardı. Onları görenler, ‘Brezilya Milli Takımı’nın kampına geldik’ diyorlardı. En neşeli olan futbolcu ise Johnson’du.. Özellikle Fenerbahçeli futbolcular ona takılmadan edemiyorlardı;

- Sana muz verelim, bizim takımdan oyna...

* * *

Afetzedelere yardım için sahaya koşan futbolcularımız bununla yetinmemişlerdi. Kendi aralarında topladıkları yaklaşık 100 milyar (100 bin yeni Türk Lirası) lirayı makbuz karşılığında federasyona teslim ettiler.

* * *

İnönü Stadı’nın soyunma odaları da görülmeye değerdi. Espriler, kahkahalar birbirini kovalıyordu. Yabancı dil bilen Türk oyuncular, yabancı karmasının soyunma odasına dalıyor, ‘Ben lisan biliyorum. Ben de yabancı sayılırım. Sizin takımda oynayacağım’ diyordu. Johnson’u görenler, yine ona takılıyorlardı;

- Sen Türk sayılırsın, ne işin var orada? Haydi bizim takıma.

* * *

Fenerbahçeli Ümit Özat’ın pek çok lakabı var.. ‘Başkan’ bunlardan biri.. ‘Kocakafa’ ise Gençlerbirliği’nden kalma lakabı. Futbolcu arkadaşları dün, Gençlerbirliği’nden Ali Öztürk’ü gösterip Ümit’e takıldılar;

- Senin yerine genç biri geliyor..

Ümit, ‘Gelsin’ deyip esprinin önünü kapamak istedi. Ama arkadaşlarını durduramadı;

- Senin yerini dolduracak ama futbolculuğuyla değil, kocakafasıyla.

* * *

Yabancılar Karması’nın iki hocasından biri olan Hagi bir ara Cordoba ve Mondragon ile sohbete başladı. Onlara maç taktiği veriyordu;

- İkiniz de Kolombiya Milli Takımı’nın kalesini koruyorsunuz. Bu akşam ikiniz de sahaya çıkın. Yarım yarım durun kalede, yarım yarım koruyun kaleyi.

* * *

Alex ile Rüştü bu kez ayrı ayrı takımda oynayacaklardı. Brezilyalı, Rüştü’ye döndü, ‘Aynı takımda oynasaydık sana gol attırmazdım’ diye takıldı.

Rüştü gülümsedi, ‘O zaman biz de senin ayaklarını bağlarız’ dedi.

Ama Alex’in yanıtı gecikmedi;

- Ellerimle oynarım ben de...

* * *

Daum ile Hagi dünkü maçta Yabancılar Karması’nın başında sahaya çıktılar. İkili maçtan önce kısa bir sohbete daldı. Sohbetin konusu Türk futboluydu.

- Türkiye’de futbol için ne yapmak lazım.

- Taraftar ve medya baskısından nasıl korunmalı.

- Altyapıya nasıl daha çok özen gösterilir.

* * *

Soyunma odalarından çıkış vakti gelmişti.. Maçın hakemi Orhan Erdemir’e futbolcular seslendi;

- Hocam vakit tamam. Haydi çıkalım artık..

Erdemir, ‘Tamam’ deyip gülümsedi ve sahaya doğru yürümeye başladı.. Futbolcuların da arkasından geldiklerini sanıyordu..

‘Hoopp hocam nereye’ sesleriyle kendine geldi.. Futbolcular Erdemir’i yalnız bırakmış, katıla katıla gülüyorlardı.

* * *

Bu güzel geceye katkıda bulunan kuruluşlardan biri de DMC idi. DMC’nin ünlü sanatçıları Mahsun Kırmızıgül, Suat Suna,DenizArcak ve Abidin, maç öncesi söyledikleri şarkılarla futbolseverleri coşturdu.

Bu unutulmaz maç sonunda 353 bin 248 YTL (353 milyon 248 milyon TL) gelir elde edilirken, giderleri ise 48 bin 180 YTL’yi buldu.

Seninle uğraşılmaz

Milli Takımlar Menajeri Can Çobanoğlu, gecenin en çok yorulan ismiydi. Maçın bol gollü ve şova dönük geçmesi için elinden geleni yapıyordu.

İki takımda faulden uzak ve gol için oynayacaktı. Ama bir ara Yabancılar Karması daha atak oynayınca, Daum ve Hagi’ye döndü, ‘Maç berabere bitsin’ önerisini getirdi.

Daum gülümsedi, ‘Hayır’ dedi ve ekledi, ‘Biz kazanır gideriz’

Çobanoğlu, ‘Bakarız o zaman’
yanıtını verdi.

Ve maç 7-7 berabere bitti. Daum, Çobanoğlu’na bağırıyordu;

- Seninle uğraşılmaz..

Ve ardından da kahkayı basıyordu.

Ev sahibi Yanal...

gecenin en sıcak ismi Milli Takımlar Teknik Direktörü Ersun Yanal’dı. Yanal, yabancı ve yerli tüm oyunculara inanılmaz bir sıcaklıkta yaklaştı. Daum ve Hagi ile sohbeti görülmeye değerdi. Federasyon yöneticisi Davut Dişli, SerdarGüzelaydın ve Mehmet Baydur ‘TürkMilli Takımı’nın Teknik Direktörü Yanal ile gurur duyuyoruz’ dediler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!