Güncelleme Tarihi:
Yabancı oyuncu kuralı, Türk futbolunun yıllardır en büyük sorunlarından biri... Milli takım başarı kaygısı, altyapıdan oyuncu yetişmesi ve yerli oyuncuların pahalı olması gibi nedenlerle yabancı oyuncu kuralında her dönem değişiklik yapılıyor.
Bugüne kadar 6+2, 6+2+2, 6+0+4, 8+6 gibi varyasyonlar denendi ama bir türlü belli bir standart yakalanamadı. Son olarak dün Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), 2024-2025 sezonundan itibaren takip eden ilk üç sezonda A Takım listesinde yazılacak yabancı uyruklu futbolcu sayısının 14'den 12'ye, takip eden sonraki iki sezonda ise 11'e düşürüldüğünü açıkladı.
Yine aynı açıklamayla, A Milli Futbol Takımı'nda oynamaya uygun 14 futbolcudan ilk üç sezonda en az ikisinin, sonraki iki sezonda en az üçünün kulüp akademisinden yetişmiş olması zorunluluğu getirildi.
‘Yerli futbolcu teşvik fonu’ detayının da yer aldığı açıklamada; “2024-2025 sezonundan itibaren yabancı uyruklu futbolcu transferlerinden alınacak fon bedellerinin büyük bir bölümü, A Millî Futbol Takımımız'da oynama uygunluğu bulunan futbolcu oynatan kulüplere Federasyonumuzca yerli futbolcu teşvik fonu olarak ödenecektir” ifadeleri yer aldı.
Hürriyet gazetesi spor yazarı Koray Durkal, “Türk futbolunda yabancı kuralı 2000 yılından bu yana 14’üncü kez değiştirildi. Daha da ilginç olanı bu değişikliklerin 8'i son 10 yılda oldu. Abartılı bir benzetme gibi gelebilir ancak kullandığımız akıllı telefonlara bile bu kadar güncelleme gelmiyor. Yabancı kuralı değişimlerinde bu denli sert geçişleri çok doğru bulmuyorum” dedi.
“Ara transfer dönemi başlamış ve kulüpler kadrolarına yeni yabancılar katmışken bir anda bu kuralı hayata geçirmek ortak akılla alınmış bir karar olmadığının göstergesi” diyen Durkal, “Kulüplerin akademilerinden tutun, sözleşmeli olan oyuncularından doğabilecek tazminat yüküne ve kadro planlamalarına kadar her şeyin titizlikle incelenmesinin ardından sağlanacak fikir birliğiyle bu adım atılmalıydı” ifadelerini kullandı.
‘BU KURAL İLE BİRLİKTE YERLİ OYUNCU SAYISI SAHADA DEĞİL KULÜBEDE ARTAR’
TFF'nin bu kararla herkesi mutlu etmeye çalıştığını ama kararın çok mantıklı olmadığının altını çizen Koray Durkal, “Hem yabancı sayısını 12’ye düşürüp hem 'İlk 11’in tamamını yabancılardan oluşturabilirsin' demek çok mantıklı değil. En azından diğer sistemde Türk oyunculardan yararlanma şansı daha fazlaydı. Bu yeni kuralla birlikte sahada değil, yedek kulübesinde Türk oyuncu sayısının artacağını rahatlıkla söyleyebilirim” diye konuştu.
“Yeni kuralın tek iyi yanı UEFA kriterlerine denk olması” diyen Durkal, “Kulüpte yetişmiş oyuncu tanımında UEFA üç yıl şartı ararken Türkiye Futbol Federasyonu 'Bir yıl yeterli' diyordu. Yeni kuralla beraber federasyon da üç yıl şartı arayacak. Bu hem genç ve potansiyelli oyuncuların transferinde hem de akademilerin daha derli toplu hale getirilmesinde önemli bir rol oynayacak” yorumunu yaptı.
Kuralın çok uzun süreli olmayacağını düşünen Koray Durkal, “Kamuoyunda uzun zamandır TFF’ye duyulan güvensizlik son yaşanan Süper Kupa olayıyla daha da üst seviyelere çıktı. Bu kuralın da çok uzun süreli olacağını düşünmüyorum. Yine bir yerlerde düzeltmelere gidilerek planın dışına çıkılacaktır. Benim görüşüm yabancı oyuncu sayısındaki sınırı kaldırmak ve farklı kriterler getirmek. Örneğin kulüplere mali kriterler getirip özellikle akademiden yetişen oyuncuların aldığı süreye göre teşvik verilebilir. Yine altyapılara daha fazla ödenek sağlanarak hem antrenör hem de oyuncu yetiştirilmesi için ekstra teşvikler yaratılabilir” ifadelerini kullandı.
Süper Lig’de pek çok takım çalıştıran teknik direktör Cihat Arslan da yabancı kuralı ilgili sürekli yeni kararların alınmasının doğru olmadığını ama bu kuralla birlikte en azından teknik direktörlerin oyuncu değişiklikleri konusunda kafalarının daha rahat olacağını belirtti. Arslan, “Teknik adamlar bu kuralla birlikte yerli-yabancı ayrımı yapmadan giren oyuncu ve çıkan oyuncu olarak bakacaklar. Diğer türlü teknik direktörler, sahadaki yabancı sayısına göre hesap yapmak zorunda kalıyordu. Bu açıdan olumlu değerlendirebiliriz. Fakat transferde ileriye dönük oyuncuların kadroya katılmasında ve planlamada olumsuzluklara neden olacağı kesin. Öte yandan Türk oyuncularda da rekabeti tetikleyeceğini söyleyebilirim” dedi.
‘BUNUN ADI GELİŞİMSİZ DEĞİŞİM’
Uzun yıllar pek çok kulübün akademisinde görev yapmış teknik sorumlu ve spor yorumcusu Semih Sezerli ise “Her iki yılda bir kuralı değiştiriyoruz. Bunun adı gelişimsiz değişim. Her kural değişikliğine Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş açısından bakılsa da sözleşme konusu tüm takımlar için çok kritik” dedi ve ekledi:
“Kuralı koyarken esneme payı bırakırsanız iyi olur. Mesela yabancı oyuncular için sözleşmelerin resmî sürelerinin bitmesi adına zaman tanınırsa daha yumuşak bir geçiş olabilir. Kulüpleri de ekonomik anlamda zarara uğratmadan kademeli geçiş yapılmalı. Yabancı oyuncular için sözleşme bitiş tarihinden önce vedalaşabilen kulüpler olacağı kadar, sözleşme bitişini beklemek zorunda kalacak kulüpler de olacak. Bu hususta kulüplerin de elini güçlendirmek lazım.”
‘KULÜPLERİMİZİN DURUMUNA BAKTIĞIMIZDA YABANCI OYUNCUYU SINIRSIZ BIRAKMAK GİBİ BİR LÜKSÜMÜZ OLAMAZ’
“Şu an ligimizin ve kulüplerimizin durumuna baktığımızda yabancı oyuncuyu sınırsız bırakmak gibi bir lüksümüz olamaz. 'Yabancı oyuncu sınırsız olsun, zaten iyi olan her şekilde oynar' noktasında değiliz” diyen Semih Sezerli, “En az 8-10 sezon yabancı kısıtlaması olmalı, ne zaman alışkanlık haline gelir belli bir standarda sahip oluruz, o zaman istediğiniz gibi serbest bırakabilirsiniz” ifadelerini kullandı. Sezerli, şöyle devam etti:
“Asıl sorun muhtemelen iki sene sonra kuralın tekrar değişecek olması. Böyle olduğu için sağlıklı sonuç alınamıyor. Bütün olarak baktığımızda yerli oyuncuların, bu kısıtlama sayesinde daha fazla değer haline geleceğini ve bunun bilhassa kulüpleri de teşvik edeceğini düşünüyorum. Ancak bir şeyi doğru gibi yaparken diğer tarafı da yıkmamak lazım… Açıklamanın olumlu tarafları olduğunu düşünürken ilk 11’de yerli oyuncu oynatma zorunluluğunun kaldırılmasını da pek anlamlandıramadım…”
‘GENÇ VE POTANSİYELİ OLAN YABANCI OYUNCU TRANSFERİ YAPMAK ARTIK ZORLAŞIR’
Yeni kuralla birlikte genç ve potansiyeli olan yabancı oyuncuların transferi noktasında birçok kulübün artık adım atmayacağına vurgu yapan Sezerli, “Ancak önceliğimiz topraklarımızda yetişen ya da başka ülkelerde bizleri temsil eden yerlilerimizi bulup keşfetmek, geliştirmek ve değer haline getirmek. Her şeyden önce buna odaklanmalıyız. Potansiyeli olan yabancı oyuncuların seçilme noktasında ise bilgi, karar alma yetisi ve biraz da cesaret girecek devreye… Belki de kulüplerdeki profesyoneller bu sayede kendini daha fazla geliştirmek mecburiyetinde kalacak” diye konuştu.
Yabancı kuralının değişmesine paralel olarak TFF’de de düzenli olarak değişimler görüldüğüne dikkat çeken Sezerli, “Bu kadar sık değişen bir yapının doğru sonuç vermeyeceğine yıllardır tanıklık ediyoruz. Ancak son yaşanan bir aylık gelişmeler doğrultusunda, bir oyum olsa ben de değişimden yana tavır alırdım. Ancak gitme potansiyeli yüksek görülen bir yönetimin yaptığı bu hamle acaba 'Biz buradayız bir yere gitmiyoruz' mesajı mıdır? Bunu da bir sorgulayıp düşünmek lazım. Gitme kalma konusundan bağımsız olarak eğer düzen ve istikrar istiyorsanız, bu kuralı biraz daha esnetip derleyip toparladıktan sonra yeni gelecek yönetim de bozmadan devam ettirebilir” dedi.
‘TFF ALTYAPILARDA YETİŞEN OYUNCULARI DAHA YAKINDAN TAKİP ETMELİ’
Spor psikolojisi uzmanı ve spor yazarı Arda Topaloğlu ise bu kural değişikliği sonrası TFF’nin altyapılardaki oyuncuları yakından takip etmesi gerektiğine dikkat çekerek, şu önemli bilgilerin altını çizdi:
-- Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray gibi kulüplerin altyapılarından yetiştirdikleri oyuncuları takımlarında oynatamadıkları durumda, bu sporcuların alternatif olarak hangi kulüplere ve ne amaçla kiralandığını ya da satıldığını takip etmek çok önemli… Büyük bir kulüp, altyapısında yıllarca yetiştirdiği, zaman, emek ve maddi yatırım yaptığı sporcuları oynatamıyorsa bu sporcuların yok olup gitmelerine, spordan uzaklaşmalarına ve takipsizlik sonucu kendilerini değersiz hissedip performanslarının giderek düşmesine müsaade edilmemeli.
-- Fakat günümüzde bunu yapan kulüp ya yok ya da yok denecek kadar az. 6-7 yıl büyük bir kulübün altyapısında yetişen sporcuların birçoğu A takımlarında oynama şansı bulamadıklarında sonları pek iç açıcı olmuyor. 'Ya hep ya hiç' anlayışından uzaklaşılması hem büyük kulüplere maddi olarak fayda sağlayacaktır hem de Türk futboluna daha çok isim kazandırmanın önünü açacaktır.
‘BU KURAL SONRASI TFF, AKADEMİLERDE ÇALIŞAN ANTRENÖR VE UZMANLARIN ÇALIŞMA ŞARTLARINA ÖNEM VERMELİ'
“Türkiye Futbol Federasyonu’na düşen bir diğer görev ise akademilerde çalışan antrenör ve uzmanların çalışma şartlarının ve haklarının belli bir standarda kavuşturulması olmalı” diyen Topaloğlu, “Maalesef birçok kulüpte akademi çalışanları asgari ücret sınırında maaşlar alıyor. Böyle bir durumda iş performanslarının çok yüksek olmasını beklemek büyük bir hata olur. Akademilere ayrılacak olan bütçenin ve hakların doğru belirlenmesi ve takip edilmesi gerekiyor. Uzmanların eğitim seviyelerinin belirlenmesi, güncellenmesi ve belli aralıklarda yine federasyon tarafından kontrol edilmesi Türk futbolunun gelişmesi için önemli adımlar olacaktır” ifadelerini kullandı.
Fotoğraflar: İHA