Yeni ÅŸeyler söylemek

Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan,donmadan akmak ne hoÅŸ,
Dünle beraber gitti cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

Mevlana Celaleddin-i Rumi (Yüzyıllar ötesinden Aziz Yıldırım’a ilham veriyor) Â

Mayıs’ın 26’sında yeniden ve ezici üstünlükle baÅŸkan seçildikten sonra yaptığı konuÅŸmada Aziz Yıldırım ne dedi? ‘Şimdi yeni ÅŸeyler söylemek lazım.’ Mevlana gibi adamdır kendisi, sevgi okyanusudur, merhamet denizidir, gönül deryasıdır. Hiç şüphe yok. Yine şüphe yok ki, Aziz BaÅŸkan her konuda olduÄŸu gibi edebiyat konusunda da bilgilidir ve ondan da ‘anlar.’ Bu alıntıyı yaptıysa mutlaka vardır bir anlamı.Â

Edip Uras yazıyor

Okulda bu işi pek sevmezdim, bir satır üzerinde saatlerce konuştururlar ya sizi, ‘ne demek istiyor burda şair?’ sorularıyla uyuklamanıza izin vermezler. Yaş ilerlediğinden midir nedir, şimdi satırların arkasına bakmak artık hoşuma gidiyor. Madem konuyu Başkan açtı, şu birkaç mısrayı değerlendirelim birlikte:  

Ne demiş Mevlana? Hergün bir yerden göçmek ne iyi, hergün bir yere konmak ne güzel demiş. Türkiye’nin ve Avrupa’nın dört bir yanında Fenerium mağazaları açmak, geliri Avrupa’daki birçok kulübü bile kıskandıracak modern bir kuruluşu ülkenin dört bir yanındaki taraftarlara sunmanın önemini belirtiyor burada. Gitgide paranın oyunun önüne geçtiği futbol dünyasında sürekli bir gelirin hayatiliğini anlatıyor. Biraz daha mecazi olarak da bakılabilir: Hani bir söylediğin ötekini tutmasın anlamında. Bir fikirden ötekine göç, bugün dediğinden havalan, başka bir fikre kon gibisinden. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynayan takımın başındaki hocayı ‘başarısız’ diye gönder, sonra bütüüüüün sezon tel tel dökülen, eli boş sezonu kapatan, kupa finalinde ezeli rakibine madara olan takım için ‘başarısız’ deme.  

‘Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.’ Bu şiirin en güzel bölümü. Futbol takımından bahsediyor burada. Hani bir kaleden öteki kaleye akar gibi, yan pas yapmadan, sürekli top kaptırmadan akarcasına uçmaktan dem vuruyor şair. Hani Barcelona gibi bir Fenerbahçe hayal ediyor. Rakip karşısında donup kalmayan, takımı için savaşan futbolcuları anlatıyor. Veya... Tüm başkanlık dönemi boyunca istikrar adı altında sürekli hoca, yönetici ekip değiştirerek ortalığı sürekli ‘bulandırmasından’ veya sezon başından kötü gideceğini bilmesine rağmen Aragones’i gönderemeden ‘donup kalmasından’ da bahsediyor olabilir. Hangisi acaba? Dedim size: bu iş zor, nereye çekersen oraya gidiyor haliyle. 

Ne kadar söz varsa düne ait diyor Mevlana, dünle beraber gitti diyor. Cancağızım diyor: bigün söylediğinin diyor bir dönem sonra tam tersini söyleyebilirsin diyor. Ne de olsa o da uçup gitmeyecek mi dünle beraber? Sevgili Emrah Öner’in Almanak yazısında da  (muhteşem bir özet olmuş, mutlaka okuyun) var birkaç örnek: Zico’nun önce zam istediği için gönderildiği, sonra kardeşi ile ilgili problemden dolayı gittiği, sonra başarısız bulduğu için kovulduğuna dair. Denizli’de şampiyonluğu kaybettikten sonra Daum için ne demişti Aziz Yıldırım? ‘Bu takımın yürüyerek şampiyon olması lazımdı’ değil mi? ‘Avrupa’da başarı getirmeyen hocanın Fenerbahçe’de işi yoktu.’ değil mi? Dünle uçtu gitti bu sözler de, ve bunun gibi niceleri de cancağızım diyor Mevlana. 

Tabii bi de Aziz Başkan’ın konuşmasında kullandığı bölüm var: ‘Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.’ Bu sözlerin hemen ardından Daum ile anlaşmasından ne kadar ‘yeni şeyler’ le karşılaştığımız kesin. Yorumun böylesi yıllarca kafa patlatsak çıkmazdı. Biliyorsunuz Birgün Herkes Fenerbahçe’li olacak ve o gün bile Fenerbahçe’nin başında Yıldırım olacak.  

Ben çok keyif aldım bu şiir yorumlama işinden sevgili okurlar. Siz de bu işe kaptırırsanız kendinizi diye, bu haftalık ödeviniz yine Mevlana’dan. Ne demek istiyor sizce? 

‘Dil, tencerenin kapağına benzer. Kıpırdadı da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın.’ 

Yorumlarınız için edo@edoturk.net