Oluşturulma Tarihi: Şubat 13, 2004 06:17
Yeni doğan bebeklerin cildini örten kaygan ve yağlı tabaka, gelişmekte olan cildi mükemmel bir şekilde korur ve nemlendirir. Şimdi bilim adamları bu tabakanın özelliklerini içeren bir cilt kremi üzerinde çalışıyor.
Her yaşta insan, bebek gibi yumuşak ve pürüzsüz bir cilde kavuşabilecek. Krem, pişik kremi olarak, ve yetişkinler için egzema ve sedef hastalığı gibi cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılacak.
Kime sorsanız, yeni doğmuş bir bebeğin ilk andaki görüntüsünün çok da sevimli olmadığını söyleyecektir. Her türlü vücut sıvısına bulanmış olarak çıkan bebeğin cildi ‘verniks’ adı verilen beyaz, peynirimsi bir tabaka ile kaplıdır. Bunun da içaçıcı bir görüntü olduğu söylenemez.
Ohio'daki Cincinnati Çocuk Hastanesi Cilt Bilimleri Enstitüsü sorumlusu Marty Visscher, bebeklerin dünyaya altın sıvısına bulanmış olarak geldiklerine inanıyor. Bebeği annesine vermeden önce hemşirenin sıyırarak temizlediği bu tabaka, bebeğin sahip olabileceği en mükemmel cilt kremidir.
Bu tabakanın görevi yalnızca sürekli suyla temas halinde olan cildi korumak değil, aynı zamanda cildin suyunu tutmak, pH düzeyini dengelemek, hatta doğum anındaki olası enfeksiyon ve hasarlara karşı korumaktır.
‘Bu tabakadan aldığınız bir parçayı parmaklarınızın arasında ezerseniz, büyük ölçüde deriye benzediğini fark edersiniz. Nemlendirici kremlerin o yapış yapış, yağlı hali bunlarda yoktur'' diye konuşan Visscher, verniksi kendi cildinde denediğini söylüyor.
İdeal nemlendirici
Visscher, şimdi meslektaşları ile birlikte doğanın bu mükemmel kreminin sentetik versiyonunu geliştirmeye çalışıyor. Öncelikle amacı ciltleri henüz oluşumunu tamamlamamış prematüre bebeklerin cildini dış etmenlerden korumak.
Verniks ayrıca bebekler için pişik kremleri, yetişkinler için egzema ve sedef hastalığı gibi cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan losyonlar için daha etkili bir formüle esin kaynağı olacak. İdeal bir nemlendirici olarak da yarar sağlayacağı düşünülüyor.
Öncelikle verniks, içerdiği yüzde 80 su, yüzde 10 lipid ve yüzde 10 protein ile eşsiz bir bileşime sahip. Bebek merhemlerinin içindeki su miktarı ile karşılaştırıldığında bu, çok yüksek bir oran. Örneğin 2000 yılında Cincinnati Enstitüsü’nden Steven Hoath, bebeklerde kullanılan merhemlerin çoğunda 0 ile yüzde 17 oranında su buldu.
Verniksin tek özelliği su tutmak değil. Hoath'ın ekibi ayrıca verniksin yüksek oranlarda güçlü bir antioksidan olan E vitamini içerdiğini de keşfetti. Bu özellik sayesinde yeni doğan bebeğin cildi oksijen, havayı kirliliği yaratan maddeler ve morötesi ışınlar gibi yeni koşullara karşı kendini korur. Bazı araştırmalar, verniksin ayrıca mikroplara karşı da bir bariyer oluşturduğunu ortaya koydu. Çünkü içerdiği protein bakteri, virüs ve mantarlara yapışarak bunları etkisiz hale getirir.
Verniks fetüsün gelişimi sırasında da çok önemli bir rol oynar. ``Bebek doğmadan önce verniksin başrolde oynadığı son derece karmaşık biyolojik bir süreç söz konusudur'' diye konuşan Hoath, anne karnında fetüs 25 ile 26 haftalıkken (tüm hamilelik 38 hafta sürer) ciltteki yağ bezlerinin verniksi üretmeye başladığına dikkat çekiyor.
Bu dönemde ayrıca ‘stratum korneum’ denilen cildin en üst tabakası oluşur. Bu aşamada zamanlama çok önemlidir, çünkü cildin gelişimini tamamlaması için üst kısmın kuru kalması gerekir. Verniks, bebeğin olgunlaşmamış cildi üzerinde koruyucu bir bariyer oluşturarak bunu sağlar.
Ancak zamanından önce dünyaya gelen bazı bebeklerde bu tabaka oluşacak zaman bulamaz. Hastanelerdeki yeni doğan bebekler için oluşturulan yoğun bakım ünitelerindeki teknolojik olanaklar sayesinde 23 haftalıkken doğan bebekler bile yaşam şansını elde edebiliyor.
Premature bebeklerde verniks olaşacak zaman bulamadığı için ciltlerinin üst tabakası da oluşamaz. Bu da bebekler için ciddi tehlikelere davetiye çıkartır. Bu bebeklerin cildi o kadar hassastır ki yara bandı bile yara açmaya yetebilir. Yarı şeffaf, jöleye benzer bir görünümü olan prematüre bebek cildi, insandan çok kurbağa derisine benzer.
Bu bebekler ayrıca vücut sıcaklıklarını ve nemini korumakta da zorluk çekerler. Ve ayrıca mikroplar da bu ince bariyeri kolaylıkla aşıp vücuda girebildikleri için ölümle sonuçlanabilecek hastalıklara yol açabilir.
Verniksin peşine düşenler
Petrolden yapılan jöle veya Akuafor denilen kremler, gelişmemiş cilde sahip bebekleri dış etmenlere karşı koruyabilir. Almanya, Berlin'deki Charite Tıp Merkezi'ndan yeni doğan bebek bölümünden Christoph Bührer, bu kremlerin ideal olmadığını, vernikse benzen bir kremin çok büyük bir fark yaratacağını söylüyor: ‘Cildin bütünlüğünü sağlayan bir krem, bebeğin yaşam şansını da artırır.''
Cincinnati ekibinin sentetik verniks üretmekteki amacı da aslında bu. Ancak bunun kolay olmadığı görülüyor. Ekip bugüne dek verniksin içindeki temel maddelerin ne olduğunu ortaya çıkarttı. Ancak önemli olan bu maddeleri uygun oranlarda biraraya getirmek.
New Scientist’in 17 Ocak 2004 tarihli sayısında yayımlanan yazıda, doğal cilt kremini sentetik olarak üretmeye çalışanlar arasında, ProMetik adlı bir Kanada şirketi de var; şirket 1998 yılında verniksin özelliklerini taşıyan bir ürün geliştirdiklerini duyurdu. Şirket, bu kremin çok güçlü bir anti-enflamatuar özellik taşıdığını ileri sürüyor.
FDA'dan onay alındığı takdirde her yaşta insanın bebek gibi yumuşak ve pürüzsüs bir cilde kavuşabileceğini umut ediyor.