Güncelleme Tarihi:
2009 yılında lisanslarını vize ettirmiş olanlar ise sadece 3619.
Bunun 2883’ü erkek, 736 adedi kadın sporcu. Gençler için bir katagori açılmamış.
Halbuki gençler klasmanın da başarılarımız var. Hem de dünya şampiyonlukları var. Okul, ders, kariyer derken şampiyonlar yok oluyor. Aileler “Yelken yapacaksın da ne olacak?” diye olaya baktıkları için şampiyon gençler de böylece eriyip gidiyorlar.
Bir başka gerçek ise şu:
Avrupa, dünya ve olimpiyat oyunlarında derecemiz yok. Bir olimpiyat 8.'liği var. O da Finn sınıfında.
Hareketli salmalı sınıftaki sporcu sayısı 2009 için şu şekilde:
Bölge kupası katılan 56 kulüp. Türkiye de yelkenle ilgili faaliyette gösteren 110 kulüp var. TYF faaliyetlerini tanımladığı 5 bölgede yapıyor. Bölge kupası tüm bölgeleri kapsıyor.
Optimist başlangıç sınıfıdır. Bölge kupası 373, 4,7 Laser Gençler Kupası’na 106 sporcu katıldı. Radyal Laser sınıfı bayanlarda olimpik sınıftır. Yarışmalara sadece 10 bayan sporcu katıldı.
420 Gençler Sınıfı’da ise Türkiye Şampiyonası’na 10 tekne, 20 bay-bayan sporcu katıldı. Maalesef 470 Olimpik Sınıf yarışlarına tüm Türkiye’den sadece 9 tekne, 18 bay-bayan sporcu katıldı.
İçler acısı bir durumda Olimpik Finn Erkek Sınıfı’nda. Her zaman olimpiyatlara sporcu gönderdiğimiz yelkenin ağır sikleti olan bu yarışları federasyon “Artık yapamıyorum. Bu alanın sporcusu yok” diyerek kaldırdı. Oysa bu alanda 7 tekne karada duruyor..
Olimpik Laser Standart Erkekler sınıfında ise en fazla 11 tekne ve 11sporcu var.
Arif Erdem yazıyor |
Tüm sınıflarda 573 sporcu.
Görüldüğü üzere, 110 kulüp 573 sporcu var. Ortalama 5.2 sporcu düşüyor kulüp başına.
Başka bir deyişle sporcu başına 0,19 kulüp düşüyor.
Acı gerçek şu:
Yoğun sporcu yok
Bakın her yıl 1,7 milyon çocuk ilkokula başlamakta. Yani kaynak hazır. Ama katılım yok. Az sporcu ciddi bir sosyal sorun olarak görülmeli bence. Katılımın az olmasının sebepleri nelerdir? Bu sosyal olarak araştırılmalı. Bu alanda sporcuların çoğaltılması için kaynaklar yaratılmalıdır.. Çünkü, spora katılımın çok olması, gençlerin sporla uğraşması, binlerce hatta milyonlarca genci birçok kötü alışkanlıklardan kurtarmaz mı? Bu sorun bir devlet politikası olmalıdır..
Sporcusu az olan bir alanda da başarı elbette düşük olur.
Yelken sporunda yöneticilerin geniş ve derin projeleri olmalı. Sadece bana “Başkan” ya da “Yönetici” desinler diye yönetime gelindiği için üzülerek söylüyorum. 4 Denizi, birçok gölü bulunan ülkede, yelken de böyle güdük kalır..
Oysa, bu alanda projeler olmalı, eğitim sistemin de yeterli sporcuya teşvik veya burs verilmesi, özendirilmemesi, sponsor çalışmaları vs vs vs. yapılması gerekir..
Unutulmasın ki “Dev sporcu kaynağı” okullardır..
Ne istiyoruz ki biz yelken sporunda, başarı.. Nerede, yurt dışında..!! O zaman, sporcu sayısının artması gerekmekte. Bilimsel bakış bu şekilde söylüyor bize.
Bakın geçenlerde bir konuşma yapan, Gençlik ve Spor Genel Müdürü (GSGM) Sayın Yunus Akgül, “Türkiye’nin üç yanının denizlerle çevrili olmasına rağmen su sporlarında yokuz. Ciddi bir alt yapı eksiğimiz var. 2010 yılını su sporlarında altyapı eksikliğini giderme yılı olarak ilan ettik” dedi.
Artık, her şey ortada. Tespit doğru, şimdi hastayı iyileştirme zamanı..
Bakın, yurt dışındaki Yelken Kulüpleri bizdeki genel temayülden farklı olarak, sosyal kulüp veya lokal olgusunun dışında kalmışlardır. Sadece yelken sporu ile uğraşanların bir araya geldiği SPOR DENEKLERİDİR ONLAR.
Lokalleri bulunmaz ya da çok “KÜÇÜKTÜR, fakat limanları, marinaları, rampaları, çekek yerleri vardır. Devletleri, bu konuda yanlarındadır.. Onlara istediklerini verir..
Umarım en kısa surede binlerce sporcumuz yelken sporu yapmanın keyfine varır. Yüzlercesi de olimpiyat düzeyinde madalya alır.
2010 yılında pruvanız neta, rüzgarınız kolayına,
denizleriniz sakın, neşeniz, keyfiniz, başarılarınız, sevdiklerinizle
beraber, hep daim olması dileklerimle…