Güncelleme Tarihi:
Hıncal Uluç: "Bahçe’nin kötü bir kadrosu var, defansta sorunları var. Alex bir oyun kurucu değil. Sadece duran toplara iyi vuruyor. Bu maçta G.Saray’ı yense bile bu F.Bahçe’yi herkes yener. UEFA Kupası’nda bile şans vermiyorum onlara.
Bu G.Saray kadrosundan iki ayrı takım çıkar. Biri İnönü’de Beşiktaş’la oynar, yener. Diğeri Şükrü Saraçoğlu’nda F.Bahçe ile oynar, onu yener. Ama o kadar savunma futboluna her maçta gol yiyorlar. Nereden baksan felaket bu Skibbe. Bari o savunmaya gol yeme".
Erman Toroğlu: "“F.BAHÇE, ilk Arsenal maçında ‘Yener miyim acaba?’ dedi, 5 yedi. Orada ‘Yenilmeyeyim’ dedi, 0-0 bitti. Belki golü yese açılacaktı, yine 5 olacaktı. Ama o bir golü yemeyince, denk geldi. Benim futbolculuk dönemimde ‘şerefli mağlubiyetler’ vardı, aynısı oldu. Son 10 yıldır bu kadar kötü bir Türk takımı görmedim Avrupa’da, Milli Takımlar dahil. Benfica’daki G.Saray’a bakıyorsun, son 3-4 yıldır gördüğüm en iyi Türk takımı. İnanamadım gözlerime. Yani son maçlara baktığında ‘F.Bahçe’nin şansı yok’ dersin.
“F.BAHÇE şu anda Brezilyalılar’a teslim olmuş durumda. İsterlerse oynarlar, istemezlerse hocayı gönderirler. Ben yönetici olsam, aynı menajerin 3 futbolcusunu almam. O zaman o menajerle teknik adam kapışırsa beni yakarlar. Sonunda menajerin istediği antrenör gelir, bunlar ince işlerdir. F.Bahçe’de ne yapıp edip Alex’le iyi geçineceksin. Menajer, futbolcu, teknik adam, farketmez. Yoksa başarı sağlayamazsın geçiş döneminde".
Emre derbide saçmalar:
“EMRE ortada yok ki bekleyelim. Sakatlıktan yeni çıkmış, görelim bakalım tekrar sakatlanır mı, oynar mı? Bence ‘G.Saray derbisinde çok iyi oynayacağım’ diye saçma sapan işler yapabilir, kilitlenir. Karşısında da iyi top yapan oyuncular var. Kewell, Lincoln, Arda, Baros’tan topu verirsen, geri alamazsın bir daha.. Bana ‘Ayhan mı? Emre mi?’ deseniz, Ayhan tabii ki. Adam 4 senedir hep var sahada, hiç durmadan koşuyor. Emre tarihiyle yaşıyor şu anda. Sürekli irtifa kaybediyor. Bana ne abi!”
Sergen Yalçın: "Maçtan önce iddialı yorum yapmaktan hoşlanmam, hiç tarzım değil.. Üstüne üstlük F.Bahçe-G.Saray derbilerinin çok enteresan bir yapısı vardır, neyin nasıl gelişeceği hiçbir zaman belli olmaz. Buna rağmen rahatlıkla söyleyebileceğim iki şey birden var: Maç gollü olur ve berabere bitmez. Fenerbahçe'nin elindeki en büyük avantaj psikolojik açıdan Kadıköy’de sağladıkları ezici üstünlük. G.Saray 9 senedir orada kazanamamış. G.Saray’ın kadrosu daha alternatifli. Psikolojik açıdan F.Bahçe’yi yenmeye çok hazırlar. Şu da var, G.Saray en iyi döneminde Kadıköy’e çıkıp F.Bahçe’den 6 yedi. “Ava gidenin avlanmaması için” onların da rakibin üstüne gelmesini beklemesi lazım"
.Haşim Şahim: "Bu akşam işi hayli zor F.Bahçe'nin. Çok kötü bir dönenimde karşılaşıyor G.Saray ile. Kadro derinliği, takım ruhu, bireysel yetenek gibi önemli olguların tamanı G.Saray'ın lehine. Üstelik "Candan arkadaş" gibiler Skibbe ve futbolcuları. Oyunun düzeyini ve skoru belirlemekte tayin edici rolü bulunan orta sahada da durum farklı değil. Oyunu iki yönlü oynamayı, defans ile forvet arasında köprü olmayı F.Bahçe orta sahasına oranla çok daha iyi beceriyor sarı-kırmızılı orta saha oyuncuları. Bir diğer önemli faktör de G.Saray'ın sahip olduğu ofansif güçtür. Orta saha ve forvette yer alan futbolcuların tamamı her an golü düşünüyor ve bu düşüncelerini de sık sık hayata geçiriyorlar. Halbuki F.Bahçe'nin en büyük sorunlarından biri de bu tür takımlar karşısında yaşadığı sıkıntıtır. Zira takım savunmasını beceremiyor, rakip için kurabiye gibi bir orta saha ile dirençsiz kalıyor rakibin saldırıları karşısında".
Oğuz Dizer: "Galatasaray 9 doğurtan, 9 yıllık hasreti, 9 Kasım’da bitirebilir mi? Zor, ama belki! Fenerbahçe Londra’da 1 puan alırken Arsenal zaman zaman oyunun yüzde 87’sinde vardı. Fenerbahçe mi? Yüzde 13’ünde. Yani? Arsenal koşarken, Kanarya diri kaldı! Arada 1 puanı da kotardı. Tarih Aragones’in 30 yıl önce futbolunu oynattığını değil, cehennemde beraberlik aldığını yazacak".
Hasan Cemal: "Bilemezsiniz, ne kadar mutluydum perşembe gecesi. Sanki eski güzel günlerdi.
Galatasaray, hücumda nadide bir çiçek gibi açılıyor, savunmada bir şemsiye düzeni içinde kapanıyordu.
Hele ikinci yarı muhteşemdi. Havaya girme!
Bu akşamı düşün önce.
Şeytanın bacağını kırmak zorundayız.
Bir başka deyişle:
Saraçoğlu'nda Fener'i yenmek...
Evet, dört puan önündeyiz Fenerbahçe'nin. Lizbon'dan çok iyi bir sonuçla geliyoruz. Moraller yerinde. Psikolojik üstünlükten söz edilebilir.
Ama abartmamak kaydıyla.
Attila Gökçe'nin deyişiyle, Galatasaray-Fenerbahçe derbilerinde akıl da, istatistikler de iflas edebilir.
Doğrusu heyecanlıyım.
İyi ki GS-FB rekabeti var.
İyi ki futbol var.
Herkese iyi pazarlar!"
Levent Tüzemen: "Başkan Adnan Polat Lizbon'a giderken "Galatasaray her maça galip gelmek için çıkar" demişti. Bu, Skibbe'ye bir mesaj ve futbolculara gösterilen bir hedeftir. Galatasaraylı futbolcular da Kadıköy'e kazanmaya gidecek. Benfica önündeki skordan çok, ortaya konan kişilikli, disiplinli, mücadeleci, kontrollü ve akıl dolu futbol hem camiaya hem de taraftarlara "Bu takım Fenerbahçe'yi yener" güvenini verdi.
Fenerbahçe'nin şans meleği genelde Galatasaray maçlarında sahne alıyor. 2000'de Ali Sami Yen'deki maçı hatırlayalım. Fenerbahçe tek korner atmadığı, ofsayta düşmediği ve Galatasaray ceza alanında ayak izi bırakmadığı maçı 'Kuşun taşa çarpma' olayı gibi Johnson'un frikiğiyle kazandı. Daha iyi takım olmak, daha iyi oyunculara sahip olmak, daha iyi oynamak, kazanmayı istemek derbilerde yeterli olmayabilir. Şans da gerek".
Gürcan Bilgiç: "Fenerbahçe gol için oynadığında defansı açıyor, geriyi iyi kapadığında (Arsenal deplasmanı) pozisyon üretemiyor. Bu ikilem nasıl çözülecek?
Fenerbahçe kayıp puanları telafi etmek için üstündeki takımları yenmeli. Şu andaki puan sıralamasında sadece Bursaspor'a üstünlük sağlayabildiler. Bu yüzden ligde iddiasını koruması bir yana, kalan haftaları rahat geçirmesi bu maçı öncelikle kaybetmemesine bağlı. Kontrollü oynamayı tercih edeceklerdir. Galatasaray'ın öyle bir yapısı yok. Denediler ama yapamadılar. Sahada daha çok risk alan taraf rakip olunca, bunu değerlendirme fırsatını da kaçırmayacaklardır. Arsenal maçı deplasmandaydı ve bir 'onur' meselesi vardı. Şimdi daha rahatlar. Kendi sahalarındaki destekle daha güvenli oynayacaklardır".