Paylaş
Ligimizin yabancılar cenneti oluşundan ötürü bizimkilerin süre bulamayarak yeterli kıvama gelememe acı gerçeğini yüzümüze çarptı, Micic’i de göndermememize rağmen, çoğu bizim kulüplerde oynayan başat yıldız oyunculardan kurulu Sırbistan... “Şimdi bize kaybettiğimiz maçları verseler” teranesi tutturduk ama nafile... Üç yıllık uluslararası turnuvalardan uzak kalma orucuna gönderdi bizi Sırplar.. Evde tek başımıza kaldığımıza göre önümüzdeki 3 yıl milli takıma, koç değil yabancı oyuncu yoğuşmasını masaya yatırıp enine boyuna tartışarak çözecek kurumsal üst akıl gerekli...
Palyatif çözümlerle milli takıma yabancı oyun kurucu yamamayı bırakıp devşireceksek...
AKLIMIZI BAŞIMIZA DEVŞiRELiM
Benim aklıma mesela Euroleague’e katılacak iki takımımızın A lisansıyla yerlerini garantilendikten sonra, onların ligde bütün takımların uyacağı yabancı yasağına paralel yapılanmış (giderek azaltılarak en fazla 2+1 indirgenmiş) kadrolarla yer almaları geliyor. Göreve madalya vaatleriyle gelen Ergin Ataman, NBA’cilerle takviyeli olabilecek en iyi milli takıma, alınabilecek en kötü sonucu aldırıp klasman dışı bırakarak misyonunu tamamladı.
YANLIŞLARDA ISRAR ETTiK
Kısır skorlu kader maçını baştan sona kafa kafaya oynadık.. En kötü akşamlarındaki Sırplara karşı maçı kaybettiren unsurlar; deneyimsizlikten kaynaklanan basit hatalar, uzunsuzluktan verilen ribaundlar ve top kayıpları oldu. Keskin nişancı yoksunluğuna rağmen yay gerisinden şut sıkma yanlışımızda ısrar ettik. Güdük Sırbistan hücumu karşısında savunma sertliğimiz yeterli olmadı. Kısa beş ile baskılı savunma yapmak istedik ancak bu sefer de faul sayımız artınca demir dövmekte olan Sırplar çizgiye gittiler. Son topta kaybettik, ders çıkarıp büyük fotoğrafa bakmalıyız..
Paylaş