Paylaş
Hayata dair ne varsa yazan, konuşan, anlatan, tartışan ‘Hıncal tarzını’ yaratan adamımız yok artık. Yarım asırlık tanış, 30 yıllık yakın dost, ağabey Hıncal Uluç onu yatağa düşüren kötü kaderi kabullenmedi, ‘yalnız ve cesur’ terk etti hayatı. Işıklarla dolu sonsuza uğurluyorum. En son hastane yatağının başında “Basket maçı yazısını ekselans önceden yazar, seyretmesine gerek yok” demiştin ağabey... Bu yazıyı kendini söndürüp gitmeye karar verdiğini fark ettiğim anda yazdım... Gidenlerinizin arkasından sadece iyi şeyler konuşunuz (de mortuis nil nisi bonum) der Romalılar. Ben de aynen öyle yapıyorum. Hıncal abinin yaptığı, konuştuğu, yazdığı her şey kendine göre ‘iyi’ydi, ‘mutlak doğru’ydu. Kepenk kapatıyoruz Hıncal’ın yerinde. Tek başına köşe yazarlığını edebiyat yazarlığına dönüştüren, ters köşeci oluşu, aykırılığı bağlamında gazeteciliğin çirkin kralıydı.
ULUÇ, EDEBiYATI SALONLARDAN ÇIKARIP SOKAĞA DÖKMÜŞTÜR
“Okuyucunun ortalamasını liseden terk olarak kabul edip anlayacakları dilden yazacaksınız kardeşim” derdi... Kralını yapabildiği halde devrik cümleden nefret eder, açıkça yazılmasında ısrar ederdi... Oksimoron (birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifade); metafor (bir gerçek anlamı ona benzerliği olan başka bir anlamla anlatma, benzerlik ilişkisinden yararlanarak bir sözcüğün, bir adın anlamını eğreti olarak aktarma sanatı; örneğin inatçı yerine katır, kurnaz yerine tilki demek gibi) kullanımlarını gazeteciliğin anlatım diline sokan adamdır Hıncal Uluç. Boşuna ‘ilklerin adamı’, ‘ıssız adam’ demedik. Parçalı köşe yazısı yazma (patch work) mucidi Hıncal abidir (ki bu deyişi ‘ağabey-abi’ bileşeni olarak o türetmiştir). Bugün bu şekilde yazan pek çok yazar ondan intihal yapmıştır.
83 KISIM TEKMiLi BiRDEN HINCAL ULUÇ
1938 doğumlu Uluç’un yaşamının her anının başka bir hikayesi vardır. Kendisi yaşanmışlıklarından potpuriler yapar, yazıların içine serpiştirirdi. Kalemin efendisiydi. Köşe yazarından çok daha fazlasıydı. Ustalığı sınır tanımaz. Sözel ve yazılı ikna kabiliyeti müthiş ötesindeydi. Çok iyi münazaracıydı. Kazanmak için gereken bütün koşulları konuşması içine yerleştirir, iddialı anlatır, yüksek sesle konuşur ve bastırır bunaltır. Bir başka günde aynı konunun münazaracı olarak diğer tarafında yer alırsa, tamamen tersini kendi deyimiyle ‘Himalayalar kadar farklı’ olarak aynı coşkuyla anlatırdı. Yanına kendi fikirlerinizle gelir, onunkilerle giderdiniz.
BELiRLi BiR TARZI YOKTU KENDiSi TARZDI
Ünlü kahkahası ile celebrity/ tanınmış kişi kavramını cemiyet hayatına... Sarı kırmızı kaşkoluyla taraftar ve fakat tarafsız gazeteciyi spor medyasına... Parçalı, balon pencereli, potpuri şeklinde köşe yazmayı... Neredeyse tüm yazıyı tek cümlede anlatan başlık atmayı gazete sayfalarına sokan kişidir...
Hıncal abi asla geçmiş zaman olmayacak, her daim bizi kafamızın, kalbimizin bir köşesinden izleyecek...
Söylediği ve/veya yaptığı şeyler ülkeye sürdürebilir referans olacaktır...
Paylaş