Çok mu acele ettik...

Şampanyalar patlamalı, konfetiler saçılmalı. Yoksa tadı olmuyor işin... Netice her şeydir. Kumda cicoz bile oynasan bu kural geçerlidir. Epidemi günlerinde ev hapsinde basketbolsuz kalmak beni bir hayli septik yaptı. Peş peşe entrikalı aksiyon dizileri seyretmekten öküz altında buzağı arar oldum. Önce karar verip sonra düşünen bir yapıya sahip olduğumdan futbol maçları gibi basketbolda oynanmalı diye düşünüyorum ve basketbolun alelacele, yangından mal kaçırır gibi tatil edilmesine makul sebep bulamıyorum. Polemik yapmış olmayayım ama ‘Kripto kimin ne menfaati var bundan?’ sorusunu sorunca tablo şöyle; İçerde dışarda sallan yuvarlan gitmekte olan Fenerbahçe imajını kurtarırken, bütün ilklerini yaşama aşamasına gelmiş olan Ergin Ataman eli boş kalan taraf oldu.

OYNAYAN NASIL OYNUYOR?

Bizden daha az bulaş yaşamıyorlar ama mesela NBA; Ara verilen ligin 22 takımla devam edeceğini duyurdu. 31 Temmuz’da başlayacak lig 22 takımla gerçekleştirilecek ve her takım normal sezonun bitimi için 8’er karşılaşmaya çıkacak. İspanyollar da benzer biçimde 1. Basketbol Ligi’ni (ACB) sezonunu Valencia’da yapılacak iki haftalık turnuvayla tamamlıyor. İlk maç 17 Haziran’da Barcelona-Badalona arasında... Almanya da sezonu Münih kentinde 10 takımın yer aldığı bir turnuvayla sonlandıracak. Hangi riskimiz onlardan fazla bizim? Ligin 8’li çeyrek finali de tek şehre toplanıp Final8 şeklinde yapılamaz mıydı? Euroleague de benzer şekilde devam etse şu an yaşanan Panatinaikos’nun çekilme olayları, tazminatlar vb. sıkıntıların hiçbiri yaşanmazdı. Parayı veren düdüğü çalar tadındaki “Para peşin kırmızı meşin” lafı boşa söylenmedi. Sponsorların ve naklen yayın kanallarının geri ödeme alabilmesi maçların oynanması gerek... PARKEDE AYAK SESLERİNİ ÖZLEDİK... Basketbol için var olmak topu yere vurmaktan geçer...