Paylaş
80’li yıllarda, tek kanal TRT’sinde her hafta bir maçını anlattığım Michael Jordan benden sorulurdu. Bu günlerde Netflix’de başlayan belgeseliyle yeniden gündem oldu ‘one man gang’ (tek adamlık çete) Jordan. ‘Last Dance’ (Son Dans) belgeselini, ESPN’e göre ilk batında 56 milyon kişi izledi. Bilgiye ulaşımın neredeyse yok olduğu günlerde, Ankara’da Su Deposu’nun karşısındaki TRT binasında NBA maçlarını, yapımcı ve sunucu olarak yayına hazırlarken; (https://twitter.com/unal444/ status/12642182020 05024768?s=03 linkinden 2.5 saatlik 1989 final serisi 4 maç potporisini izleyebilirsiniz) ilk olarak az ötedeki Amerikan kütüphanesine gider bilgi derlerdim. Öyle ki Jordan’ın uğur diye üst üste çift şort giydiği dahil olmak üzere günceli aktarırdım izleyiciye. O zamanki köşemde Jordan üzerine yazılarımla PR’ını pekiştirirdim kahramanımın. Zamanın ruhunu sollamış, neredeyse Jordan’ı onlardan önce keşfetmişim. 33 sene önce bugünün ‘Son Dans’ına mükemmel ayak uydurmuşum. Çok yıldız oyuncu anlattım ama, o bu dünyanın Alfa adamıydı. Size tanıştırdıklarım arasında fenomen adamı tek geçerim. Anlayacağınız, hamili belgesel yakınım olur...
YÜZDE 10’U GERÇEK OLSA
BİZDE okumuşsunuzdur; kendisi de ünlü, birlikte üç şampiyonluk kazandıkları takım arkadaşı Horace Grant, “Belgeselin yüzde 90’ı yalan” diyerek kendisini ‘köstebek’ şeklinde lanse eden Jordan’a verdi veriştirdi. Onların arasına girmeyelim. Son Dans’ın yüzde 10’u dahi gerçek olsa yeter de artar. Her biri ayrı cins büyük oyuncular ve soyunma odası anıları, yaşanmışlıklarıyla sahne alıyorlar dizide. Maçların önemli, can alıcı kısmı soyunma odalarında kazanılır veya kaybedilir. ‘Soyunma odası sihirbazı’ koçlar vardır. 20 sayı geriye düşmüş takımlar odadan geldiklerinde o farkın altından nasıl kalkarlar sanıyorsunuz. Teatral oyunun en büyük sahnesi soyunma odasıdır. Yunanlar ile kafa kafaya kapıştığımız 80’li yıllarda, milli maçların devre arasında koridor ve odada karşılıklı küfür ve takunyalar havalarda uçuşur, gören duyan da ‘Bu takım artık iflah olmaz, bu maç gider’ sanırdı. Oysa komşu sokak çocukları Giannakis, Gallis ve arkadaşları hiçbir şey olmamışçasına döner toplarını oynardı. Odaların dilleri olsa da dinlesek diyeceğim ama onlar bile anlatmazlar kutsallarını.
Paylaş