Paylaş
Zira dünya futbolu da yapısal bir dönüşümün eşiğinde: Bir taraftan Şampiyonlar Ligi yeniden şekillenip 36 takıma çıkıyor. Bir taraftan Avrupa Süper Ligi ve 24’lü FIFA Kulüpler Dünya Kupası gündemde. VAR hayatımıza girdi, futbolda başka kritik kural değişiklikleri olası. Finansal fair-play yeniden yapılandırılıyor. Bir taraftan da Türk futbolu FIFA’da en fazla uyuşmazlık dosyasına sahip ülke. O yüzden bu seçim, herhangi bir seçim değil. Yeni TFF Başkanı’nın kulüpleri memnun etmekten daha önemli görevleri var bence.
PERŞEMBE AKŞAMI FUTBOLU ÜLKESİ OLDUK
1- UEFA ülkeler sıralamasında 20’nci basamağa düştük. Yani futbolda 30 yıl geriye gittik. Artık Şampiyonlar Ligi müziği hayal. Hatta Avrupa Ligi müziğine dahi hasret kalabiliriz. Artık biz bir perşembe akşamı futbolu ülkesiyiz, Konferans Ligi futbolu ülkesiyiz. Göreve gelecek TFF Başkanı’nın bu durumun farkında olması ve sıralamada hızlıca tırmanabilmemiz için radikal önlemler alması gerek.
LİG 15 GÜN GERİYE KAYDIRILABİLİR
2- 2023 yazından itibaren Avrupa’da Türkiye temsil edecek tüm takımlarımız en az 3 ön eleme oynayacak. Yani 4 temsilcimiz de Temmuz’da maç yapmaya başlayacak. Bu noktaya düşmüş bir futbol ülkesi olarak ligi acaba 15 gün geriye kaydırabilir miyiz? Süper Lig’e temmuz ortası start verip, nisan ortası final yapmayı düşünebilir miyiz?
HOLLANDA MKODELİNİ ÖRNEK ALABİLİRİZ
3- BU sıralamada tekrar yukarıya tırmanabilmek için Konferans Ligi aslında bir fırsat bizim için. Eğer takımlarımız yüzde yüz konsantrasyonla katılır, eksiksiz kadrolarla mücadele ederlerse pekalâ bizim üst seviyelere gelebileceğimiz bir kupa. Bu sene Avrupa’da en fazla puan toplayan ikinci ülkenin Hollanda olduğunu biliyor muydunuz? Hollanda, Konferans Ligi’ndeki 4 takımının başarılı performansıyla 18,8 puan topladı ve yedinci basamağa tırmandı. Biz de Hollanda modelini örnek alabiliriz rahatlıkla. Zira Şampiyonlar Ligi’nde bir galibiyetin değeriyle, Konferans Ligi’nde bir galibiyetin değeri aynı: İki puan...
AVRUPA'DAKİ HER MAÇA AS KADRO
4- TFF’nin bu noktada alması gereken iki önlem var. Birincisi, Avrupa’daki tüm temsilcilerimizin maçlarına as kadrolarla çıkmalarını sağlamak. As kadroyla sahaya çıkmayanlarla ceza vermek. Bu nasıl olur demeyin, Premier Lig statüsünde böyle bir madde var ve 10 yıl önce bu ihlali yapıp ceza almış bir kulüp var.
BERABERLİKLERİN PARASI DÜŞÜRÜLSÜN
5- HalEn Süper Lig yayın havuzundan bir galibiyete 3,2, bir beraberliğeyse 1,6 milyon TL ödeniyor. Yani bir beraberliğin ederi, bir galibiyetin yarısı kadar. Oysa hemen hemen tüm yerel ve global turnuvalarda beraberliğin karşılığı, galibiyetin üçte biri... Öyleyse biz neden bir beraberliğe galibiyetin yarısı kadar para ödüyoruz ki?
AVRUPA KUPALARINDA GALİP GELENE EKSTRA PRİM VERELİM
YEni yayın anlaşmasıyla birlikte beraberliğe galibiyetin üçte birinin ödenmesi devrimini gerçekleştirelim. Bu devrim sonucu havuzda oluşacak ekstra 100 küsur milyonu (ya da en azından bunun bir kısmını) Avrupa kupalarında galibiyet kazanan takımlara prim olarak ödeyelim. Zira Avrupa’da ilk 15’in dışında kalmak, Şampiyonlar Ligi’ni unutmak demek. Devler Ligi’ni unutmak direkt-endirekt olarak birçok sebeple bizim Avrupa’nın elitinin dışında kalmamız demek. Ekonomik olarak en büyük gelir kapımızı kaybetmek demek. Lige iyi oyuncuların, iyi teknik adamların gelmemesi demek.
Mektubun devamı, gelecek haftaya...
Paylaş