Paylaş
Uilenberg, Eljif Elmas’ın golünde VAR incelemesi yapılmamasını doğru buldu. Fransız Rainville ise Juventuslu Ronaldo’nun golünde hakemi monitöre davet etti.
Uilenberg, Eljif Elmas’ın golü öncesi “net ve bariz bir hata hükmü olmaz, o yüzden VAR incelemesi yapılmaması doğru” görüşünde. Ama Fransız Rainville, Juventus-Ajax maçındaki Ronaldo golünde hakemi monitöre davet ederek tam tersi bir uygulama yaptı. Sahi hangisi doğru? Uilenberg mi haklı, Rainville mi?
Mevcut protokol, şu anda VAR masasına, sadece iki durumda orta hakemi uyarmasını salık veriyor:
1- CiDDi bir pozisyon gözden kaçarsa (missed serious incident): Yani maçın hakeminin tamamen gözden kaçırdığı bir pozisyon olursa. Mesela bir duran topta savunma oyuncusu hücumcuya yumruk atıyor ya da tükürüyor. Pozisyon hakemin arkasında cereyan ediyor, olayı görmüyor. VAR masası burada devreye girmeli.
2- Net ve bariz bir hata görürlerse (clear and obvious mistake): Yani maçın hakemi bir pozisyonu gördü ve değerlendirdiği halde bariz bir şekilde yanlış karar verdiyse... Bariz gol şansı olan bir pozisyonu sarı kart olarak değerlendirdiyse... Şiddetli hareketi kaçırdıysa... Ceza alanı içinde olan bir faulü dışarıda gördüyse vb.
SON 3 gün içinde iki ayrı maçta iki ayrı uygulama gördük hep birlikte. Derbinin VAR’ı Bülent Yıldırım, eljif golü öncesi faulü “net ve bariz bir hata” olarak değerlendirmedi. Önce Ali palabıyık’a “ne gördün” diye sordu. Palabıyık pozisyonu gördüğünü ve faul olarak yorumlamadığını söyledi. Bülent Yıldırım burada “Hasan-Diagne pozisyonu” gibi bariz ve net bir hata olduğuna hükmetmedi. palabıyık’ı monitöre çağırmadı. Uilenberg’e göre de doğru
yaptı. Hatta Uilenberg bu pozisyonla ilgili, “Türk kamuoyu her pozisyonda monitöre gidilmeyeceğini öğrenecek” demiş!
ARADAN 48 saat geçti. Juventus-Ajax maçında Ronaldo golü öncesi bir itişme yaşandı. Fransız VAR Rainville, hakem Turpin’ı monitöre davet etti. Turpin pozisyonu izledi, faul olmadığını gördü ve golü verdi. UEFA’dan aldığım bilgilere göre Roberto Rosetti bu pozisyonu izlediğinde delirmiş. VAR’ın “net ve bariz bir hata hissi olmadığı halde” hakemi monitöre davet etmesini skandal olarak değerlendirmiş.
4 Nisan’da bu köşede “Yüzde 51’lik pozisyonda VAR ne yapacak?” başlıklı bir makale kaleme almıştım. O yazıda da dilim döndüğünce anlatmaya çalışmıştım: VAR protokolü sıkıntılı. Çünkü sen masadaki adama sadece “net ve bariz bir hata varsa hakemi çağır” talimatı veriyorsun. Masadaki hakeme gri pozisyonlarda, hatta yüzde 60-70 yanlış olduğunu düşündüğünde bile sessiz kal diyorsun. Sadece yüzde yüz hata olduğu hissin varsa, siyah-beyaz bir pozisyonsa hakemi çağır diyorsun. O yüzden de Bülent Yıldırım ve Rainville çelişkide kalıyor, biri çağırıyor hakemi, diğeri çağırmıyor! ÇÖZÜM
BASİT: VAR protokolündeki “clear and obvious (net ve bariz)” ifadesi kaldırılmalı. VAR, hata olduğu düşüncesindeyse hakemi monitöre çağırmalı. Hakem hakemdir. Hakeme sahada farklı, masada farklı davran diyemezsin. Şu andaki protokolün sıkıntısı bu.
HAFTANIN RAKAMI
LİVERPOOL’un Senegalli sol açığı Sadio Mane, son 2 ayda inanılmaz bir istatistiğe imza attı. Takımının 1-0 öne geçtiği son 9 maçın yedisinde hesabı açan golü Mane kaydetti! Salah belki gol kralı olacak, belki van Dijk altın topu alacak; ama Mane’nin bu katkısına ekstra bir ödül gerek bence.
HAFTANIN SORUSU
DERBİDE daha önce hiç şahit olmadığım bir şey gerçekleşti: Galatasaray’ın ileri beşlisinin hepsi (Fernando’nun önünde oynayan 5 orta saha+forvet) Afrikalı idi. Daha önce bir derbide böyle bir şey hatırlıyor musunuz? Örneği varsa e-mail ya da twitter yoluyla gönderebilirsiniz bana.
DERBİYİ ÇAKIR YA DA YILDIRIM YÖNETEMEZ MİYDİ?
2015-16’da La Liga’da ilk Real Madrid-Barcelona maçını Alejandro Hernandez-Hernandez yönetti.
2016-17’de yine ilk El Clasico’nun hakemi Hernandez’di. 2017-18’de yine oydu. Ve evet, geçtiğimiz haftalarda Bernabeu’da oynanan ikinci El Clasico’yu yine Hernandez yönetti. 2016-17 ve 2017-18’de Ligue 1’deki PSG-Lyon ilk maçlarını yöneten Turpin, bu sezon da Şubat’taki kapışmanın hakemiydi. Son 4 sezonda Serie A’da oynanan 8 Juventus-Napoli kapışmasının dördünü Orsato, üçünü Rocchi yönetti.
Şunu söylemeye çalışıyorum: Büyük maçlara sekiz-on hakemlik bir yelpaze yaratmak her zaman mümkün olmaz. Bazı hakemler doğuştan soğukkanlıdır, sakindir, özel insanlardır. Collina ya da Frisk 35’inde de büyük maç yönetebiliyorlardı. Michael Oliver, 34’ünde bir sezonda 10 büyük maça çıkıyor. Ama Oliver öyle, Hernandez Hernandez öyle... Ali Palabıyık değil. Bunu görmek için kâhin olmak gerekmiyor.
Paylaş