Uluslar Ligi âdeta Türkiye için üretilmiş!

Son yıllarda hazırlık maçı rakip seçimlerimiz iyi değildi.Uluslar Ligi’nin hazırlık maçlarının yerini alması, âdeta “resmi hazırlık maçı” formatı tam bize göre...

Haberin Devamı

Uefa Uluslar Ligi, sadece Türkiye’de değil, Avrupa’nın tümünde tartışılan bir format. 55 takımın girdiği bir sistemin sadece 4 bilet veriyor olması, üçlü grup statüsü, EURO 2020 elemeleriyle eşzamanlı yürüyecek olması... Kabul ediyorum, sporsever için kafa karıştırıcı gerçekten...

Ancak ben Lucescu’nun yerinde olsaydım, Uluslar Ligi’nin kurulmasından çok mutlu olurdum doğrusu. Hatta iddiamı biraz daha ileriye götüreyim, Uluslar Ligi âdeta Türk futbolu için kurulmuş gibi. Neden mi?

1- Geleneksel olarak hazırlık müsabakası sevmeyen, özel maçlardan verim alamayan bir milletiz. Antrenörler değişiyor, futbolcular değişiyor, hazırlık maçlarındaki ciddiyetsizliğimiz değişmiyor. Uluslar Ligi’nin hazırlık maçlarının yerini alması, âdeta “resmi hazırlık maçı” formatı tam bize göre...

Haberin Devamı

2- Üstelik son yıllarda hazırlık maçı rakip seçimlerimiz de iyi değildi. Tunus, İran, Karadağ, Arnavutluk, Romanya, Makedonya, Moldova, son 2 yıldaki özel maç seçimlerimiz... Gerçekten rekabet edeceğimiz rakiplerle, ‘resmi hazırlık maçları’ oynama fırsatı verdi bize Uluslar Ligi.

3- Grupta birinci olursak ne âlâ. Kendi seviyemizde rakiplerle 3 play-off maçı daha oynayacağız. İkinci olursak da yine play-off şansımız var; zira A Ligi’ndeki 12 ülke de elemeler yoluyla bilet alırlarsa, B Ligi’nden 4 takım daha play-off’a kalacak. Grupta sonuncu bile olsak zararı yok. O durumda C Ligi’ne düşeriz. Bu kez de oranın en iyisi olarak bir sonraki turnuva biletini alma şansımız artar. Yani aslında bu formatın esas kaymağını B Ligi takımları yiyecek.

TFF’nin ve Lucescu’nun yapması gereken bence kamuoyuna Uluslar Ligi’nin bir tür ‘resmi hazırlık maçı’ fırsatı olduğunu layıkıyla anlatabilmek...

LUCESCU, ŞİKAYET ETTİĞİ KONULARDA HAKLI MI?

Lucescu’yu bazen gerçekten anlayamıyorum. Çalışkan ve bilge bir kişilik olduğuna inanıyorum ancak şu her şeyden şikayet eden karakteri bazen beni fenâ hâlde rahatsız ediyor.

Rumen hoca, bu haftayı da şikayetlerle geçirdi. “Oturmuş bir takımımız yok” dedi mesela. “Gençler ve yaşlılar karması var, 25-26 yaş grubunda fazla oyuncumuz yok” dedi bir de... Sayın Lucescu, eğer oturmuş bir takımımız olsaydı size ihtiyaç duyar mıydık acaba? Kadromuz Rusya ya da İsveç gibi oturmuş olsaydı, zaten biz de genç ve yerli bir teknik adam tercihi yapamaz mıydık? Sizi göreve getirme nedenimiz, nesil değişikliğini yapmak zaten!

Haberin Devamı

Lucescu’nun yerinde olsam, sadece 2 konudan şikayet edebilirdim herhâlde:

1- Avrupa 24’üncüsü olarak, 0,5 puan farkla son takım olarak B Ligi’ne girdik. Yani teknik olarak B Ligi’nin en zayıf ülkesi biziz. “Keşke C Ligi’nde olsaydık” diyebilirdi Lucescu.

2- B Ligi’nde Dünya Kupası çeyrek finali görmüş yalnızca iki ülke var: Biri Rusya, biri İsveç... Ve ikisi de bizim grupta. B Ligi’nin en sert grubunun bu olduğu kesin.  

Neyse ki tertemiz, pırıl pırıl bir nesil yakaladık da, Lucescu’nun söylemlerini gündemden düşürdüler futbollarıyla...

SÜPER LİG MAÇ SAATİ

 Yıllarca mücadelesini verdiğim şeylerden biriydi; fikstürün toplu olarak açıklanması. Bu sezon 5-17’nci haftalar fikstürü toplu açıklanınca inanılmaz mutlu oldum doğrusu. Beni mutlu eden bir başka konu da, yıllardır Süper Lig saati olarak benimsediğimiz 19’un unvanını kısmen geri alması! Geçen yıl ilk yarı boyunca akşam maçlarının saat 19:30’da olmasından
çok rahatsızdım.

Haberin Devamı

İngiltere’de cumartesi 12:45, pazar 13:30 futbol saatidir. İtalya 15.00’te, Almanya 15:30’da oynar futbolu.

Süper Lig’in de futbol saatinin 19.00 olarak yerleşmesi ve bir daha bu ayarla oynanmaması dileğiyle...

HAFTANIN TAKIMI

Fransa, Almanya’yla berabere kalıp Hollanda’yı yendi. Sonuçlar fena değil. Ancak esas etkileyici olan sadece kaleye Areola takviyesi yapıp, Rusya 11’iyle devam etmeleri. Almanya, 2014 sonrası doygunlukla baş edememişti. Fransa galiba bir-iki turnuvaya daha damga vuracak.

HAFTANIN ÇIKIŞI

Gedson Fernandes, Kadıköy’deki Benfica-Fenerbahçe maçının yıldızıydı. 1999 doğumlu Portekizli’nin temposu başımızı döndürmüştü doğrusu. Hafta içinde Hırvatistan maçında ilk kez milli formayı giydi. Basamakları üçer-beşer tırmanacağı aşikar.

Yazarın Tüm Yazıları