Paylaş
Premier Lig ikincisi Tottenham, Ligue 1’in flaş ekibi Nice, Serie A’nın ikincisi Roma da üçlü savunmayı sıkça deneyenlerden. Tabii ki futbol her hâlükârda 11’e 11 oynanıyor, tabii ki diziliş her şey değil. Peki ama dünyadaki bu üçlü savunma rüzgârının nedeni ne? Ya da bütün büyük ligler üçlü savunma rüzgârına kapılmışken, Türkiye’ye söylentisinin bile uğramıyor olması normal mi?
ÖNCE CESARET EDEMEDİ
Carlos Bilardo’nun Arjantin’i, İtalya’90’da başarıyla uygulamıştı üçlü savunmayı. Euro’96 Almanya’sında Sammer’i, Euro 2012 İtalya’sında De Rossi’yi süpürücü rolünde izleyip iç çekmiştik. Juventus yıllardır başarıyla üçlü oynuyor, Gasperini, Mazzarri, Guidolin gibi hocalar bu konuda ustalaştı. Ama bugünlerde dünya kamuoyunun esas ilgisi, Conte’nin Chelsea’sine... Real’in Sevilla önündeki başarısız 3-5-2’si değil, Conte’nin 3-4-3’ü dünyayı imrendiren. Conte’nin 3-4-3’ü imrendirmekle kalmıyor, taklit de ediliyor. Tottenham koçu Pochettino, üçlü savunmaya dönünce sosyal medyada Conte taklitçiliğiyle itham edildi günlerce. Leicester koçu Ranieri de bu hafta sonu Chelsea’nin beklerine çare bulabilmek için 3’lü savunmaya döndü ama sonuç başarısızdı: Yedikleri üç golde de Chelsea’nin bekleri Alonso ve Moses’ın büyük katkısı vardı. Chelsea koçu Conte de aslında böyle başlamamıştı sezona. ABD’deki hazırlık kampında üçlü savunmayı denemiş, ama belki de yoğun eleştirilerden etkilenip sezona klasik 4-3-3 ile girmişti. İlk 6 maçta alınan iki ağır yenilgi sonrası kulaklarını medyaya kapattı, Terry’yi-Oscar’ı sistemin dışına çıkardı ve 3-4-3’e döndürdü takımını. Son 15 maçın 14’ünü bu sistemle kazanırken, hemen herkesin işe yaramazlığı konusunda fikir birliği ettiği Moses’tan da mükemmel bir sağ kanat oyuncusu yarattı. Üçlü savunmanın ana fikrini şöyle açıklıyor Conte: “Üçlünün merkezindeki adam lider özellikli olmalı, taktiği ve savunmanın yerini belirlemeli. Üçlünün kenarları ise hızlı ve agresiflerden seçilmeli. Çünkü daha önce dört kişinin paylaştığı bir alanı üç kişiyle kapatabilmek, sürat ve direnç ister.”
ADETA 6 ORTA SAHALI
Üçlü savunmanın en önemli avantajı, şüphesiz ki orta sahada bir fazla olabilme şansınız. Euro 2016’da İtalya’yı diğerlerinden farklı kılan unsur, adeta altı orta saha oyuncusuyla oynamaları idi. Tabii ki bu fırsat, yanında bir dezavantaj da getiriyor. İspanyol koç Pepe Mel, Avrupa Şampiyonası’nda İtalya’ya kaybedilen maç sonrası, Del Bosque’nin rakibin zafiyetini doğru değerlendiremediğini iddia ediyor: “Altılı bir orta sahanın içinden çıkamazsınız, kaybolursunuz. Ama topu kenarlara taşırsanız, avantaj oradadır. Sürekli bindiren beklerinizle çizgide bir fazlayı yakalarsanız, üçlü savunmayı alt etmeniz o kadar da zor olmayacaktır.”
TÜRK BÜYÜKLERi DENER Mi?
Dünyadaki üçlü savunma rüzgârının Chelsea’nin Şampiyonlar Ligi’nde yer alacağı, Tottenham’ın Wembley dezavantajını yaşamayacağı gelecek sezon daha sert esmesi muhtemel. Peki dünyadaki bu güçlü rüzgâr, Türk takımlarını da etkiler mi? Ya da etkilemeli mi?
Sanırım bu sorunun yanıtı elinizdeki malzemeyle ilgili: Tottenham’ın bekleri Walker ve Rose, WBA maçının ısı haritasında santrafor Kane ile aynı hizada çıktılar mesela. Öyle çok hücum etmişler ki, Tottenham bir değil, üç santrforla oynamış gibi gözüküyor ortalama pozisyonlara bakıldığında. Yani sizin de Moses-Alonso ya da Walker-Rose gibi kenar adamlarınız varsa, size pekala uygun olabilir bu düzen. Beşiktaş’ta Caner sahalara döndüğünde, 3-4-3 denenebilir mi acaba? Rhodolfo süpürücü, Tosiç sol stoper rolünde acaba defansif duruş problemi de çözülür mi böylece? Bir Türkiye Kupası maçında denenebilir belki. Benzer defansif problemlere sahip takımlardan G.Saray’da da Elazığ maçındaki performansıyla etkileyen Carole, sol stoper olur mu acaba? Hakan Balta gibi bir savunma yönetmeni de elde varken, Ahmet-Hakan-Carole üçlüsü, G.Saray’ın savunma sorunlarını çözer mi?
ALPER’DEN BİR ALONSO
F.Bahçe’nin de bazı maçlarda orta sahada daha kalabalık ve yetenekli olabilmesi adına, Şener-H.Ali’nin en az birinden vazgeçtiği bir 3-4-3 kurulabilir mi? Alper’den dörtlünün solunda bir Marcos Alonso performansı çıkmaz mı sahi? Bu soruların yanıtlarını test etmeden bilmek zor. Mevzu elbette sadece diziliş değil, onlarca farklı parametre var. Conte de West Ham karşısında Terry’yi savunmanın merkezine, Luiz’i yanına koyduğunda sistemin işleyeceğini düşünmüştü, ama yürümedi işte. Ama bütün buluşların altında merak var, şüphecilik var kesinlikle. Dünya deniyorsa, merak ediyorsa, Güneş’ten de, Advocaat’tan da, Avcı, Kocaman ya da Tudor’dan da yaratıcı fikirler üretmelerini bekliyor insan.
Paylaş