Paylaş
Temmuz 2023 itibariyle Türk futbolunda yeni bir çağ başlıyor. 2022-23 Süper Lig şampiyonu dört ön eleme oynayacak, bu yüzden de 4 Temmuz’da sahaya çıkacak.
BEKLEMEYE HİÇ GEREK YOK
Avrupa kupalarına 4 takımla gidebileceğiz ve gruplara girmek için her biri en az 3 ön eleme turu geçmek zorunda. Yani artık biz bir ön elemeler ülkesiyiz, temmuz ayı futbolu ülkesiyiz, perşembe akşamı futbolu ülkesiyiz. Ve bu durumdan kurtulabilmek, tekrar eski günlere dönebilmek için birtakım reformları 1 yıl beklemeden, yumurta kapıya dayanmadan acil olarak yapmalıyız.
BU YIL ADETA TARİH YAZDIK!
UEFA ülkeler sıralamasında 2021-22 sezonunu 20’nci tamamladık, bu da bizim 2022-23 sezonundan itibaren bir ön elemeler ülkesi olmamızı garantilememiz anlamına geliyor. Bu yıl Türk futbolu tarih yazdı adeta: 31 yıl sonra ilk kez Avrupa’nın ilk 20’sinin dışına çıktık. 26 sene sonra ilk kez Şampiyonlar Ligi gruplarında yokuz. 14 yıl sonra Avrupa’da 4 takıma düştük. 2022-23 itibariyle de Avrupa Ligi gruplarına ilk kez Türk temsilcisi gönderemiyoruz
RAKİPLERİMİZ DEĞİŞTİ
Ve maalesef Türk futbolunu yönetenlerin gündeminde bu dev problemimizin aksine, bambaşka kişisel ve tali meseleler var. Sadece 5 yıl önce UEFA ülkeler sıralamasında 10’uncuyduk. Direkt rakiplerimiz Portekiz, Belçika, Hollanda gibi ülkelerdi. Şu anda maalesef bu ülkelerle aramızda uçurumlar var, artık Bulgaristan’la, İsrail’le, Güney Kıbrıs’la yarışıyor Türk futbolu. 2017’de sıralamada bizim altımızda olan Hollanda altıncı basamağa kadar tırmandı. Ve izledikleri yol, bizim de toparlanmamız için ipuçları içeriyor olabilir.
KONFERANS LİGİ'NDEKİ HOLLANDA GERÇEĞİ
1- Hollanda, geçtiğimiz sezonu toplam 96 puanla Avrupa ikincisi olarak tamamladı. Ve bu 96 puanın 74’ünü UEFA Konferans Ligi’ndeki dört temsilcileri topladı. Yani Hollanda temsilcileri hiçbir kupa kazanmadan, sadece Konferans Ligi’ni ciddiye alarak ve tur geçerek, ülkelerine kupa götüren İspanya’yıAlmanya’yı-İtalya’yı solladı.
PARA ÖDÜLÜ DE BİR HAYLİ YÜKSEK
Zira Şampiyonlar Ligi gruplarında alınan galibiyetle, Konferans Ligi’ndekinin değeri aynı: 2 puan... Bizim de bu sezondan tezi yok, halletmemiz gereken ilk mesele, Konferans Ligi’nin (ve tabii ki Avrupa Ligi’nin de) kıymetini bilmek. Her maçta sahaya en iyi kadrolarla galibiyet için çıkmak. Ayrıca ufak bir not olarak şunu da eklemek gerek: Konferans Ligi gruplarında bir galibiyetin ödülü 600 bin Euro. Yani 11 milyon lira. Yani Süper Lig’de alınacak 5 galibiyete denk.
BELÇİKA VE HOLLANDA GEREKLİ GÖRÜRSE MAÇLARI ERTELİYOR
2- Geçtiğimiz hafta içi play-off turu oynayan 4 temsilcimiz bu maçlara lig yorgunluğu ile çıkarken, Hollanda Futbol Federasyonu PSV’nin, Belçika da Anderlecht, Antwerp, Union Saint Gilloise ve Gent’in müsabakalarını erteledi. Elbette bunun süper bir çözüm olduğunu ve kalıcı hale gelmesi gerektiğini düşünmüyorum. Takımlarımız lig-Avrupa fikstürünü bir arada oynamayı öğrenmeliler. Ancak şu anda Avrupa altıncısı Hollanda ile onuncu Belçika’nın bu ön eleme turlarını ne kadar ciddiye aldığının bir kanıtı bu.
YAYIN HAVUZUNDAN AVRUPA KUPALARI İÇİN PAY AYRILABİLİR
3- Yeni yayın havuzu ödüllerinin nasıl dağıtılacağına dair resmi bir açıklama yapılmadı ama anladığımız kadarıyla Batı cephesinde değişen bir şey yok. Süper Lig hâlâ galibiyete 2,3 milyon, beraberliğe de bunun yarısı olan 1,150 milyon TL ödüyor. Ve ben de 10 yıldır ısrarla soruyorum:
BERABERLİK PRİMİ NEDEN YÜKSEK?
Futbol, çeyrek asırdır galibiyete beraberliğin 3 katı puan veriyorken, TFF neden ısrarla beraberliğe galibiyetin yarısı kadar ödül ödüyor? Acaba biz de ligde beraberliğe galibiyetin üçte birini ödesek ve yayın havuzunda oluşacak ekstra kaynağı Avrupa’da maç kazanan takımlara aktarsak nasıl olur?
TSYD KUPASI YENİDEN CANLANDIRILABİLİR Mİ?
4- Türk futbolunun önümüzdeki yıldan itibaren en büyük sorunlarından biri, temmuzda sezonu açma zorunluluğu olacak. Avrupa kupalalarındaki temsilcilerimizin ön eleme turlarına hazır çıkabilmeleri için Süper Lig’in başlangıcını acaba 15 gün geriye, temmuz ortasına mı kaydırsak diye bir teklifte bulunmuştum. Sıcak hava muhalefeti geldi o konuya.
2 GÜNDE 4 MAÇ OYNANABİLİR
Öyleyse acaba 90’lı yıllarda hayatımızın çok büyük bir parçası olan TSYD Kupası’nı yeniden mi hayata geçirsek? Bu kupaya her sezon Avrupa bileti alan 4 takım katılsa... Yarı finaller, final ve üçüncülük müsabakası olarak iki günde toplam 4 maç oynansa... Maçlar haziran ayının son haftasında İstanbul’da yapılsa nasıl olur? Avrupa kupalarındaki dört temsilcimiz, uluslararası müsabakalar öncesinde iki ciddi maçla daha hazır girmezler mi bu periyoda? Ben Türk futbolunun 90’ların başından beri ilk kez Avrupa’nın ilk 20’sinin dışında kalmasından hicap duyuyorum doğrusu. Ve hep birlikte bu tabloyu tersine çevirmek için çalışmalıyız bence acilen.
Paylaş