Paylaş
TFF’nin 2023 yılı bütçesi 1 milyar 940 milyon 508 bin lira. Yani yaklaşık 60 milyon dolar. Personel sayısı 400 küsur... Ancak bu 400 kişiden biri de çıkıp “Bu sezon 4 değil 5 ekip düşürelim, böylece 19 takımlı lig tuhaflığı yaşamayalım” dememiş. Dünyada tek sayılı takımla oynanan, bay geçme rezilliği yaşayan tek lig biziz. Dünyada grup formatı kullanan tek yerel kupa da bizimkisi. Eğer bir gün TFF Başkanı olursam neleri değiştirmek istediğimi izninizle paylaşmak istiyorum.
Bir sonraki seçimde TFF başkanlığına adayım... Daha doğrusu “TFF başkanlığına aday adayı adayıyım”. Sebebi de şu: Bugün TFF Başkanlığına aday olmanız için ilk aşamada 5 kulübün size imza vermesi icap ediyor. Bu da yetmiyor, 18 Temmuz’da kongre salonuna gittiğinizde adaylığınızın kesinleşmesi için 64 imza toplamanız gerekiyor. Zaten toplam 320 delege var. Bunların 133 tanesi Süper Lig, 38 tanesi 1. Lig kulübü yöneticileri. Takdir edersiniz ki delege sayısı bu kadar az ve bu kadar güdümlü olunca, siyasi angajmanı bulunmayan benim gibi Atatürkçü sade bir vatandaşın 64 imza toplayıp adaylık dosyasını iletebilmesi mümkün gözükmüyor. O yüzden de zaten yıllardır TFF’de seçim yapılmıyor, atanıyor başkanlar. En son ne zaman bir TFF seçiminde 2 aday vardı hatırlıyor musunuz? Hatırlayamıyorsunuz değil mi? Çünkü gerçek bir seçim yapılmıyor senelerdir.
DELEGE SAYISINI 10 BiNE ÇIKARACAĞIM
BiR gün yetki bende olursa değiştireceğim ilk şey şu: TFF kongresindeki delege sayısını 10 bine çıkaracağım. Tüm eski milli oyuncuları, Süper Lig’de görev yapmış tüm teknik adamları, hakemleri, futbol ailesinin her departmanından belli sayıda temsilciyi, gazeteciyi, masörü, doktoru, gözlemciyi (elbette uygun oranda) delege yapacağım. Şeffaf ve adil bir TFF seçim modeli yaratacağım.
Bir gün TFF Başkanı olursam değiştirmek istediğim inanın onlarca şey var. En hayati gördüğüm 15 tanesini listeledim aşağıda...
SPORTiF HEDEFLER
1- Süper Lig’in ve 1. Lig’in takım sayılarını 18’e düşürmek. Önümüzdeki 10 yıl boyunca takım sayısını değiştirmemek. 34 haftalık klasik turnuva formatına dönmek. Böylece hem 2-3 haftalık devre arası dinlenme fırsatına kavuşmak. Hem de sporcuların Avrupa kupalarına daha dinç çıkmalarını sağlamak. Hedef 10 yıl içinde Türkiye’ye kulüpler düzeyinde tekrar Avrupa kupası getirmek. Milli takım düzeyinde de Dünya Kupası’na katılım sürekliliği sağlamak.
2- Lig fikstürünü serbest bırakmak. Milli maç öncesi derbi koymama saçmalığını tarihe gömmek. Önceden atanmış derbi haftalarından vazgeçmek ve 18 takımı eşit koşullarla kuraya sokmak.
3- Yayın havuzundan galibiyete 3 milyon, beraberliğe 1,5 milyon değil; beraberliğe 1 milyon ödül vermek. Tabii ki rakamlar döviz kuru değişimi sebebiyle bu sezon artacak ama prensipte amaç belli: Beraberliğin ödülünü galibiyetin üçte birine getirmek ve cazibesini azaltmak.
TÜRKiYE KUPA’SINA ÖZEL PENALTI FORMATI
4- Türkiye Kupası’nı klasik tek maçlı eliminasyon düzenine döndürmek. Süper Lig kulüplerinin kuraya seri başı girmesi koşulunu kaldırmak. Tekrar adil bir kupa modeli yaratmak. Bilmeyenler için anımsatayım, 2024-25 sezonunda Türkiye Kupası’nda altı takımlı grup formatı başlıyor. Üstelik bu 6 takımın hepsi birbiriyle oynamayacak, gruplarda üçer müsabaka yapılacak.
5- Kupaya olan ilgiyi artırmak için de iki yeni fikrim var. Birincisi, Süper Lig’deki takım sayısını azalttığımız için oluşan boş hafta sonlarından birini-ikisini “kupa hafta sonu” yapmak.
6- Orta vadede de, IFAB-FIFA ile koordinasyon içinde Türkiye Kupası’na özel bir penaltı formatı teklifi. Maçların 90 dakikasının beraberlikle sonuçlanması halinde “MLS penaltısı” yöntemiyle kazananın belirlenmesi önerisi. (MLS penaltısı, Amerika’da 90’larda uygulanan, orta sahadan driplingle giderek belli bir süre içinde topu gole dönüştürme amacı taşıyan inovatif bir fikir).
YABANCI SINIRI DEĞiL YABANCI ViZESi
7- Yabancı sınırını tarihe gömmek. Bunun yerine “yabancı vizesi uygulaması” getirmek. Bir yabancı futbolcunun Süper Lig’e vize alabilmesi belli bir puan kriterini aşması koşulu oluşturmak. Sporcunun yaşı, geldiği lig, üst ya da alt grup millilik sayısı, vatandaşı olduğu ülkenin FIFA sıralaması, geçtiğimiz sezon oynadığı müsabaka sayısı gibi kriterlere puanlar atamak. Ve totalde belli bir puanı aşan sporcuya vize vermek.
8- Bir statü değişikliğiyle sakatlanıp yere oturan ve oyunun akışını kesen her futbolcunun kenara gitmesi. Kenara giden sporcunun oyuna tekrar dahil olmak için bir sonraki düdüğe kadar beklemesi. Türk futbolunda önümüzdeki 3 sezon boyunca oyunu hızlandırmayla ilgili çalışmalar yapmak. Amaç, 3 sezonun sonunda topun oyunda kalma süresini 62-63 dakikalara çıkarmak.
KURUMSAL HEDEFLER
9- Nasıl bir teknik adamın bir sezonda maksimum iki takımla sözleşme yapma sınırı varsa, aynı koşulu kulüplere de getirmek. Herhangi bir sebeple bir yılda ikinci teknik adamıyla da yolları ayıran kulübe altyapı sorumlusuyla sezonu tamamlama zorunluluğu. Böylece Avrupa’nın en büyük teknik adam türbülansını durdurmak. Teknik adam müessesesini kuvvetlendirmek.
10- Sporda şiddetin önlenmesi için güçlü adımlar atılması. 6222 sayılı yetersiz yasaya sıkışıp kalmış Türk sporunu bu cendereden çıkarmak. Sporcuya fiziksel saldırı yapan teröriste “lütfen 1 sene boyunca statlara gelme” diyen yetersiz yasa yerine onu demir parmaklıklar ardına gönderen bir model için çalışma başlatmak.
DiSiPLiN TALiMATI SIFIRDAN YAZILMALI
11- Futbol disiplin talimatını sıfırdan yazmak. Geçmişle bağı tamamen kopmuş, yepyeni, modern ve caydırıcı bir disiplin talimatı yaratmak. Cezaları mümkün olduğunca sübjektiviteden ve hukukçuların uhdesinden kurtarmak, geçmişteki örneklemlerle bezenmiş yeni şeffaf bir talimat yaratmak. Hedef, kusurlu eylemlerin yüzde 90’ında sokaktaki adamın dahi cezanın ne olacağını talimatı okuyarak anlayacağı bir model yaratmak.
12- Yeni disiplin talimatında özellikle kulüp yöneticilerine ciddi hukuki yaptırımlar konulması. Neyden mahrum ettiği bilinmeyen göstermelik “30-45 günlük hak mahrumiyeti” gibi tuhaflıklardan kurtulmak. Onların yerine gerçek, caydırıcı cezalar koymak.
TFF’NiN BÜTÇESi ŞEFFAFLAŞTIRILMALI
13- Spor yasasının çıkması ve uygulanması konusunda efor sarf etmek. Kulüp yöneticilerinin dönemlerinde yarattıkları borçtan yüzde yüz mesul olması. Bir yöneticinin, bir kulübü dev borçlara sokup sezonu sonunda ceketini alıp gidememesi.
14- TFF’nin 2023’te 1 milyar 940 milyon 508 bin liralık (yani yaklaşık 60 milyon dolarlık) bütçesini şeffaflaştırmak. Mesela 151 milyon 898 bin liralık merkez ve teşkilat giderlerinin açılımı nedir? Engelli futbolu giderleri 4 milyon 353 bin lira iken merkez ve teşkilatın gideri neden 151 milyon liradır? Bu tarz gider kalemlerinin akla, vicdana uygun şekilde kısılması. Altyapılara, sokaktaki çocuğa, engelli bireye aktarılmasının sağlanması.
15- TFF’nin 400’ün üzerindeki personeline mesleki yeterlik testi yapılarak sayının makul bir seviyeye çekilmesi.
SON SÖZ
Tabii Ki büyük toplamda esas hedef “koşulsuz adalet”. Herkesin eşit ama bazılarının daha eşit olduğu düzeni tarihe gömmek. Türk futbolunun tüm kademelerine sirayet etmiş “sadakat” kriterinin yerine “liyakat” esasını koymak. Sadece TFF’sinin yıllık geliri 60 milyon dolar olan bu dev futbol ülkesinin parasını iletişim ve danışmanlık şirketlerine aktarmamak, çoluk çocuğun mahallede spor yapmasını sağlamak. “Benim sözlerim bir gün bilimle çelişirse bilimi seçin” diyen olağanüstü vizyoner bir atanın emanetinden teker teker sorumluyuz. Ben bizi bu Büyükekşi-Yardımcı sarmalına sıkıştıran sistemi reddediyorum, bilimi seçiyorum. Hakkı, hukuku, adaleti seçiyorum. Ve ömrüm yettikçe, dilim döndüğünce savaşacağım bu sistemle.
Paylaş