Paylaş
Türk futbolunun son çeyrek yüzyıldaki muazzam şansı bir kez daha devreye girdi, elemelerin son gününe hiç ummadığımız harika bir noktada giriyoruz. Bırakın beraberliği, Karadağ’a mağlup olsak dahi play-off oynama şansımız var.
Ancak bu durumun bize avantaj değil dezavantaj olarak dönebileceğini düşünüyorum maalesef. Bugün bence asla beraberliği hedeflememeliyiz, zira galibiyet arzulamak için ciddi sebeplerimiz var.
6 MAÇTA İLK GOLÜ KALESİNDE GÖRDÜ, 3'ÜNDEN PUAN ALDI
Karadağ, Avrupa futbol haritasına yeni katılmış bir ulus. Henüz büyük turnuva görme şansları olmadı ama bu ihtimalin sıralamada yukarı tırmanmak ve daha üst torbalara ulaşmaktan geçtiğini biliyorlar. O yüzden de tabloda durumları ne olursa olsun, maçların sonuna kadar vazgeçmiyorlar.
Bu elemelerde 6 maçta ilk golü kalelerinde gördüler. Bunların birini (Letonya maçını) kazandılar. İkisinde de 2-0’dan geri gelip beraberliği kurtardılar (Türkiye ve Hollanda maçları). Bence sırf bu yüzden bile Karadağ’a karşı 0-0’a ya da 1-0’a güvenmemek, daha fazlasını aramak gerek.
Maçların sonunda vites yükseltme, sonradan giren oyunculardan verim alma konusunda usta bir teknik adam var karşımızda.
HIZLI GEÇİŞ VE DURAN TOPTAN BİZE 2 GOL ATMIŞLARDI
Radulovic’in Karadağ’ı elemelere 4-4-2 düzeniyle başlamıştı. Bize karşı da dörtlü savunma ve Djurdjevic-Bozovic hücum ikilisiyle oynamışlardı. Ancak Norveç’e kaybedip matematiksel olarak terfi şansları bittikten sonra Euro 2024 planını test etmeye başladılar. Vujacic-Savic ve Tomasevic’le üç stoperle oynuyorlar. Norveç’e karşı yüzde 40, Hollanda’ya karşı yüzde 26 ile topla oynadılar. İki hücum planları var: Biri, sizin tamamlayamadığınız hücumlarda Jankovic ve Haksabanovic üzerinden hızlı geçiş. Diğeri de uzun mesafeden bile olsa duran toplara kalabalık gelmeleri. Ki bize İstanbul’da her iki planla gol atmışlardı.
EĞER KAZANAMAZSAK PLAY-OFF'TA SERİ BAŞI OLAMAYACAĞIZ
Türkiye, Karadağ’dan iki gömlek üstün bir kadroya sahip. Rakibimiz ilk maçta 5 büyük ligden 2 oyuncuyla sahaya çıkmıştı. Bizdeyse bu sayı dokuzdu. Onların yaş ortalamaları 29, bizimse 25 buçuktu. Kaliteliyiz, genciz.
Üstelik hedefi olan, en azından play-offlarda seri başı olmak isteyen taraf da biziz. Bu maçı kazanamazsak, grubu ikinci olarak bitirsek dahi play-offta seri başı olma şansımız yok. Bu da play off’ta Rusya ya da Portekiz gibi bir rakiple eşleşmek ve o müsabakayı da deplasmanda oynamak demek. O yüzden bu maçta tek hedef galibiyet olmalı bence.
'HÜCUMCU BEK'LE OYNAMAKTAN VAZGEÇMEMELİYİZ
Evet, üç gün önce Cebelitarık gibi zayıf bir rakiple oynadık ama kaygı değil hayal futbolu denediğimizde üretim yapabilecek bir kadromuz olduğunu gördük. Bence Cebelitarık ayarlarını 1-2 nokta atışı değişiklikle koruyabiliriz. 5-6 kişiyi değiştirmeye gerek olduğunu düşünmüyorum.
CESUR OLMALIYIZ
1) Cebelitarık’a karşı 4-4-2 oynadık ama Burak gezen-dolaşan rolde gayet başarılıydı. Karadağ’da da Burak’la Halil’i bir arada sahaya sürmekten çekinmemek gerek.
HALİL SAĞA GEÇEBİLİR
2) Eğer çift santrfordan vazgeçeceksek bile Halil’i sağa (Barış Alper’in rolüne) kaydırarak yine 11’de tutabiliriz.
BERAT YA DA BERKAN
3) Cebelitarık maçında klasik bir ön libero kullanmadık. Zira ihtiyacımız yoktu. Bu maçta Barış’ın yerine Halil’i kaydırırsak orta sahaya bir takviye yapma şansımız olacak. Orada süpürücü olarak Berat ya da Berkan kullanılabilir pekala.
RIDVAN YERİNİ KORUMALI
4) Cebelitarık ikinci yarısında kullandığımız hücumcu bek profilinden vazgeçmemek gerek. En azından (biri sayılmayan) üç harika asist yapan Rıdvan yerini bence korumalı.
Paylaş