Paylaş
1995’te Bosman Devrimi yaşanana kadar futbolcuların kulüpleriyle kontratları bitse dahi bedelsiz olarak başka bir takıma gitmeleri söz konusu değildi. Bu zaten 20’nci yüzyılda futbolda mesafelerin kısalmasını, küreselleşmeyi engelleyen bir numaralı faktör.
Avrupa Birliği’nin esas genişlemesini 2004’te yaşaması, o tarihe kadar sadece 12 üyesi olması da bu oyunun ancak son 15-20 yıldır bu denli hareketliliğe açılmasının bir başka sebebi. Büyük kitlelerin internete ulaşımının da 90’ların sonunda gerçekleştiği dikkate alınırsa futbolu rahatlıkla iki çağa ayrılabiliriz bence: Bosman-AB genişlemesi ve internet öncesi çağ (Kabaca 20’nci yüzyıl). Ve Bosman-AB genişlemesi-internet çağı (Kabaca 21’inci yüzyıl).
SADECE HIRVATiSTAN BAŞARDI
20’nci yüzyılda bir Afrikalı ya da bir Kuzey Amerikalının (internet yaygınlaşmadığı için) keşfedilmesi, (Bosman öncesi de olduğu için) takım değiştirmesi hiç kolay değil. Hatta Avrupa’nın yarısından fazlasının 2000’lerden önce AB serbest dolaşım hakkı bile yok. Dünya Kupası’nın da bu denli sürprize kapalı olması, kıta seviyeleri arası mesafe biraz da bu yüzden. Son 50 yılda 7 büyük (Brezilya, Arjantin, İspanya, Almanya, İtalya, Fransa ve Hollanda) dışında tek bir finalist çıkmış (Hırvatistan’2018). Yine 40 yıldır Avrupalılar dışında kupayı üçüncü bitirebilen yok.
BU BiR SONUÇ DEĞiL, BAŞLANGIÇ
2022 belki de bir milat. İlk kez bir Afrikalı’nın yarı final oynaması, yine tarihte ilk kez Asya yolundan gelen 3 takımın gruplardan çıkması tesadüf değil. Bunların yanına genç Amerika takımının potansiyelini de ekleyin. Futbol değişiyor. Artık Avrupa ve Güney Amerika’nın tekelinde olmaktan çıkıyor. Kuzey Amerika 2026’nın farklı koşullarda oynanıp bambaşka dinamiklerle yürüyeceğini öngörmek için kâhin olmaya gerek yok. FasHırvatistan üçüncülük maçı bir sonuç değil. Sadece bir başlangıç. 2026’da çok daha fazlasına hazır olun.
Paylaş