Paylaş
21 YAŞINDA KAPTANLIK BANDI TAKMASI TESADÜF DEĞİL VE ÖZGÜVENLE BÜYÜMÜŞ BİR GENÇ OLMASI DA AVANTAJ
Serdar bir ilk hamle ustası. Onun da aynen “Semih’in Ujfalusi’si” gibi onu anlayan, tamamlayan, ilk hamlesinin sorumluğunu alabilecek bir partnere ihtiyacı var. Bu Hakan olabilir pekala. Belki Chedjou da olabilir. Ama partnerinin Semih olması zor.
MİLLİ takımda bütün kademelerde oynadığı için büyük maçta dizleri titremez. 21’inde kaptan olduğu için yaş dezavantajı da yok, büyük takıma hazır. İki ayağını aynı kalitede kullanabiliyor.
Tek handikabı ilk toplara çıkma acelesi. Bu aceleciliğini hep Ömer Erdoğan, Civelli, Sivok gibi tecrübeliler kompanse ettiler. Semih’i, Ujfalusi’nin tamamladığı gibi, Serdar’a da Hakan ya da Chedjou partnerliği gerek. Benzer handikaba sahip Semih’le iyi bir ikili olmalarıysa zor.
Bursaspor bir futbolcu fabrikası. Sadece son 10 yılda tam olarak faydalanamadıkları Muhammet Demirler, Eren Albayraklar, Volkan Şenler, İsmail Haktanlar gibi nicesi geçip gitti yeşil beyazlı formadan. Ama bir tanesine her daim sahip çıktılar: Daha 16 yaşında A takım forması giymiş Bursa’nın çocuğu Serdar Aziz’e.
BENZER DURUMLARI VAR
21 yaşında kaptanlık bandı takması da tesadüf değil, çünkü oynadığı ilk günden beri lider vasıflarına sahipti Serdar. Savunma oyuncusunun özgüvenle büyümüş bir genç olması çok önemli avantaj.
Maldini’nin, Pique’nin, Falco Götz’ün avantajı da aynıydı: Zaten çocuklukları boyunca mahallenin dikkat çekici genciydi onlar.
Yakışıklı, uzun boylu, atletik. Genç kızların ilgisini çok kolay elde ettikleri için özgüvenleri hep yüksekti.
Semih Kaya ve Serdar Aziz’de de benzer bir durum var. Başları dik, cesaretleri yüksek. O yüzden de A takıma erken de çıksalar, takımın tamamından küçük de olsalar liderlik özelliklerini kaybetmiyorlar.
SERDAR AZİZ’İN AVANTAJI NEYDİ
Serdar’ın gelişiminde ve milli takıma kadar yükselmesinde en önemli şansı, hep doğru partnerlerle oynaması oldu.
BUGÜNE KADAR HEP DOĞRU PARTNERLE OYNADI
A takıma çok erken çıkan ve çocuk yaşta kaptanlık bandı takan Serdar’ın gelişiminde en önemli şansı, hep doğru partnerlerle oynaması oldu. Futbolda belki de yanındaki adama en bağımlı pozisyon savunmanın göbeği. Kaleciyseniz kendinizden mesulsunuz, santraforsanız da öyle. Yeni bir takımla ilk maçınıza sol bek olarak çıkıp bireysel olarak harika bir performans gösterebilirsiniz.
Ama stoperseniz, işler biraz da partnerinize bağlı. Ufak bir uyumsuzluk sizi de, onu da yakabilir. Serdar’ın yanında hep karakterleri oturmuş, yaş almış, oyunları olgunlaşmış futbolcuların oynaması büyük şans.
Ömer Erdoğan da Civelli de Sivok da biçilmiş kaftanlardı Serdar için. Ve onun gençliğinden kaynaklanan aşırı cesaretini, aceleciliğini dengelediler zaman zaman.
ZAMANLAMASI ŞAŞARSA BAŞA BÜYÜK İŞ AÇAR!
SERDAR bir ilk hamle ustası. Oynadığı her sezonda ilk topa genelde o çıkıyor, havadan ya da yerden hücumları ilk o kesiyor.
Zaten 2015-16 sezonunda ondan fazla pas arası yapan sadece bir oyuncu (Antepli Marçal) var. Ama bir stoperin ilk top konusundaki zamanlaması şaşarsa, takımının başına büyük işler açabilir.
Semih’in, Ujfalusi’yle oynarken bu handikabının gözükmeyip, sonraki sezonlarda geriliyor gibi hissedilmesi gibi. Serdar’ın da aynen “Semih’in Ujfalusi’si” gibi onu anlayan, tamamlayan, ilk hamlesinin sorumluğunu alabilecek bir partnere ihtiyacı var. Bu Hakan olabilir pekala. Belki Chedjou da olabilir. Ama partnerinin Semih olması zor.
HANGİ ANLARDA ZAAF GÖSTERİR?
Serdar Aziz’in de zaman zaman faul almak için yaptığı ekstra hareketler en büyük tehlike sinyali...
HANDİKABI, EBOUE TARZI FAUL ALMA HAREKETİ
SERDAR mücadeleden kaçmayan, ilk toplara yerden/havadan çıkmaktan imtina etmeyen bir oyuncu olduğu için çok da faul kazanan bir stoper. Hatta bu alanda da Süper Lig stoperleri içinde birinci. Ancak Türkiye’de stoperlere kolay çalınan düdükler bazen onların niyetini karıştırabiliyor ve gerek havada gerek yerde ilk hedefleri faul almaya dönüşebiliyor.
Serdar’ın da zaman zaman faul almak için yaptığı ekstra hareketler tehlike sinyali...
Türkiye’ye geldiğinde o tarz hareketleri çok daha az olan Eboue’nin sonraki sezonlarında hemen her topta faul almaya çalışmasını hepimiz hatırlıyoruz. Serdar’ın da hem milli futbolcu olması, hem gelecek yıllarda Avrupa kupalarında mücadele etme ihtimalini göz önüne alarak faul alma düşüncesini bir kenara bırakması gerek.
ELEŞTİRİLEN LİNNES’İ VİTRİNE ÇIKARABİLİR
Serdar sol ayağı da gayet iyi olan bir oyuncu. Ama Hakan’la ikili oynamaları durumunda muhtemelen onu sağ stoperde izleyeceğiz. Bu durumda da gerek Sabri’yle gerek Linnes’le bolca mesai ortaklığı olacak ve bana sorarsanız Linnes’i de yükseltebilecek özelliklere sahip.
Martin Linnes, Molde’de ve Norveç’te güvenilir stoperlerle oynadığı için hücuma çok rahat katılan ve orta mesafe çok iyi şut atan bir bek olarak ön plana çıkmıştı. Galatasaray’a geldiği günden beri sarı kırmızılılarda bir stoper istikrarı olmadığı için geriledi, bölgesini cesaretle terk edemediği için özelliğini de gösteremeyerek durgunlaştı.
YÜKSELECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM
Eğer Galatasaray savunmasında Serdar-Hakan ikilisi düzenli oynarlarsa bu durum gelişmekte olan iki bek Linnes ve Carole’e de yarayabilir. Özellikle de Linnes’e.
Mustafa Denizli’nin, Linnes’i çok tutmadığını, transferini istemediğini, o bölge için öncelikle Van Rhijn, Van der Wiel ve Meunier’yi tercih ettiğini biliyoruz. Norveçli’nin de ülkesini terk edip karmaşık bir kulübe gelip kendisini tam olarak benimsememiş bir hocayla çalışması dezavantajdı şüphesiz. Şimdi bir İskandinav bekin, İskandinav soğukkanlılığına sahip bir stoper partnerliğiyle yükselebileceğini düşünüyorum ben.
Paylaş