Paylaş
Geçtiğimiz günlerde Los Angeles’ta dostlarla sohbet ederken enteresan bir bilgi öğrendim: BeIN USA, Nisan’daki Fenerbahçe-Galatasaray derbisini Amerika’daki abonelerine canlı vermemiş. Onun yerine aynı saatte İspanya Ligi’nde oynanan sıradan bir maçı, Girona-Villarreal’i yayınlamışlar. Bu tablo için BeIN’i mi, yoksa kendimizi mi suçlamalıyız; karar veremedim doğrusu.
Türkiye’nin 2019-2020 Avrupa kupaları macerası bugün Yeni Malatyaspor’un sahaya çıkışıyla başlıyor. Sezona 10’uncu giriyoruz, daha önce de defalarca altını çizdiğimiz gibi bu pozisyon, kritik bir pozisyon. Zira 11’inciliğe düşersek, şampiyonumuzu Devler Ligi’ne direkt sokamıyoruz. Geçtiğimiz sezonu yalnızca 5,500 puanla 17’inci bitirdik. Son 2 yıla baktığımızda da ancak 12’ncilik yerimiz. Yani (Avrupa kupalarında format değişsin veya değişmesin) ilk 10’daki yerimizi korumak istiyorsak performansımızı artırmamız gerek.
Performansımızın düşüşünde elbette birden fazla faktör etkili. Ligin değerinin 3 yılda 1,2 milyar Euro’dan 500 milyonlara gerilemesi, yani finansal faktörü tepeye yazabiliriz. Ama başat faktörler içine “Avrupa Ligi’ne rotasyonlu kadroya çıkma” saçmalığını da koyarım ben. Altında hiçbir mantık, zeka veya vizyon barındırmayan bu saçmalığı kim başlattı bilmiyorum, ama artık buna bir son vermemiz gerek. Biz İngiltere ya da İspanya değiliz, Avrupa Ligi bizim için dev bir sahne. İhmal edilebilir bir yer değil. Bu saçmalığın gelenek halini almaması, Avrupa Ligi’ne giden takımlarımızın orayı önemsememeyi alışkanlık haline getirmemeleri için basit bir önerim var: Süper Lig’de puan eşitliği halinde, ikili averajdan önce Avrupa temsil puanına bakılsın. Eşit puanlı takımlardan hangisi son 2 yılda (ya da 3 yılda) Avrupa’da daha fazla puan topladıysa o üst sırayı alsın. Hatta buna bir alternatif ya da ek olarak... Yayın havuzu dağılımına (%2 ya da 3 gibi bir oranla) beşinci bir kriter olarak ‘Avrupa puanı’ da eklenebilir. Madem kulüplere Süper Lig’deki şampiyonluk sayılarına karşılık havuzdan pay veriyoruz, o zaman Avrupa’daki puanlarına karşılık da verelim. Avrupa kupalarında göstermelik performanslarımız arttıkça Türk futbolu geriliyor. Globaldeki imajımız zedeleniyor. Bunun direkt-endirekt onlarca zararı var: Global gelirlerin azalır, iyi futbolcu getiremezsin, sattığın sporcuya iyi fiyat koyamazsın. Bir sürü defekt sayabilirim size. Artık buna bir dur demek gerek.
Futboloji #1
FUTBOLOJİ, bu sezon başlattığım yeni minik bir bölüm... Bundan böyle haftada 1-2 kez bu köşede bir soru soracağım, sizden gelecek yanıtlardan da faydalanarak bir sonraki sütunda cevabı yayınlayacağım.
Bu haftanın sorusu şu: “Fenerbahçe’nin yeni sezon transferlerinden Allahyar 18 yıl 26 günlük bir oyuncu. Emre Belözoğlu ise 38 yıl 10 ay ve 18 günlük. Yani Emre, Allahyar’dan tam 20 yıl 9 ay ve 22 gün büyük. Öyleyse, ‘Futboloji’nin ilk gününde şu yanıtı arıyoruz: Süper Lig tarihinde bir kulübün aynı mevsim yaptığı iki transfer arasındaki en büyük yaş farkı neydi? (Tabii ki altyapıdan üstyapıya geçirilen oyuncular bu kapsamda değil. Transferler başka kulüplerden yapılmış olmalı)” Yanıtlarınızı e-mail, twitter veya instagram yoluyla ulaştırabilirsiniz bana.
Futboloji #2
BU arada bu formatı (futboloji formatını) İngiliz The Guardian gazetesi ‘Knowledge’ başlığıyla uzun yıllardır yapıyor. Ben de son 5 yıldır zaman zaman oraya sorular hazırlıyor, yanıtlar gönderiyordum. Geçtiğimiz hafta ‘Knowledge’ şöyle bir soru paylaştı: “Arsenal’in yıldızı Mesut Özil’in Türkiye’de yaptığı düğüne ülkenin Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldı. Daha önce dünyada herhangi bir futbolcu, düğününde bir devlet başkanı ya da o seviyede bir konuk ağırlamış mıydı?” İlk haftanın ikinci sorusu da bu olsun. Dünyanın herhangi bir yerinden herhangi bir futbolcu (hatta başka dalda bir sporcu) olabilir yanıtınız.
Haftanın detayı
Futbolun en sakin dönemi olması gereken Haziran-Temmuz ayları fırtına gibiydi! Araya bir de U21 Avrupa Şampiyonası sıkıştırdık. Almanya’nın finalde İspanya karşısına çıkan orta sahası şu isimlerden oluşuyordu: Suat Serdar (Türk asıllı), Nadiem Amiri (Afgan asıllı), Mahmoud Dahoud (Suriye asıllı).
Haftanın istatistiği
Fransa’da düzenlenen 2019 Kadınlar Dünya Kupası’nın ne kadar eğlenceli geçtiğini yazmıştım geçen hafta. Afrika Kupası’ysa olağanüstü eğlencesiz geçti doğrusu. Final de turnuvanın özeti gibiydi: Cezayir finalde attığı tek bir saçma şutla şampiyon oldu. Ve 90 dakikayı tam 32 faulle tamamladılar.
Paylaş