Paylaş
Uluslar Ligi C seviyesi, elbette bizim ait olduğumuz yer değil. FIFA sıralamasında biz 43’üncüyüz, gruptaki rakiplerimizse 94-124 ve 138’inci sıradalar. Zaten B Ligi hikayemiz absürttü, son maçımızda Macarlar’ı yensek A Ligi’ne çıkıyorduk, yenildik C’ye düştük! Bu turun 6 müsabakasında da bizim iki gömlek altımızda rakiplerle oynayacağız, elbette tüm maçların favorisiyiz. Dün de favori olduğumuz bir maçı rahat kazandık.
HiÇBiRi ‘GAZOZUNA MAÇ’ DEĞiL
Ancak bu 6 müsabakayı asla ‘gazozuna maç’ hükmünde ele almamalıyız, bu bir geçiş süreci. Ve geçiş sürecinde zayıf rakipleri peş peşe yenip kazanma alışkanlığı sağlamak iyi sonuçlar doğurabilir. Nihayetinde milli takım ‘post-Burak süreci’ni açtı dün. Artık takımda ‘eski Türkiye’den kalan bir abi figürü yok, dünkü ilk 11’imizin tümü 94- 99 jenerasyonuydu. Yeni kaptanımız Hakan, yeni yıldızımız Cengiz. Son Cebelitarık-Karadağ maçlarından sonra dünkü Faroe Adaları müsabakasından anladığımıza göre de yeni formasyonumuz 4-4-2... Yeni sol bekimiz Ferdi iyi başladı, Doğukan da ‘elektrik’ diye tabir edilen türden bir oyuncu. Girer girmez enerji kattı takıma. Süper bir oyunumuz yoktu ama oyuncularımızla aldık tabelayı.
ANLAYAN BERi GELSiN
Uluslar Ligi’ne galibiyetle başladık, ancak ister istemez insanın aklı Dünya Kupası’nda olmamamıza takılıyor. Sahi biz yılın en kritik maçında, Portekiz önünde niye üçlü savunma oynadık? 2020 ve 2021’de tüm maçlarda 4’lü oynamışız. Dün de dörtlü oynadık. Bir takım neden yılın en kritik maçında tek bir seferlik üçlü savunmaya döner? Neden Berkan’ı sol kanatta kullanır? Bilmediği, hiç denemediği ve devam ettirmeyeceği bir şeyi niye Portekiz’e karşı uygular? Anlayan beri gelsin!
Paylaş