Paylaş
Geçtiğimiz hafta milli maç mesaisinde oynanan dev müsabakalar dikkatinizi çekmiştir muhakkak. Almanya İngiltere’yle, Hollanda İtalya’yla, Fransa da İspanya’yla kapıştı özel maçlarda. Avrupa’nın 6 devinin hazırlık karşılaşması için birbirlerini seçmeleri, tesadüfi değil elbette. Zira herkes, özel maçlarda kendi seviyesindeki rakiplerle oynamak istiyor; çünkü maksatları sahte bir galibiyetle sahte bir bahar havası yakalamak değil, gerçek güçlerini test etmek. Zaten ulusal takvim kısıtlı, bir milli takım bir yılda en iyi ihtimalle 5-6 defa bir araya gelebiliyor. Bu kısıtlı buluşmalarda da oynadıkları her maçı, final havasında yapmak istiyorlar.
PUAN HESABI VAR...
Herkesin kendi seviyesinde rakipleri seçmesindeki bir başka önemli faktör de, hazırlık maçlarının FIFA sıralamasına etkisi. Bir ülkenin Dünya Kupası eleme gruplarındaki torbasını ve finallerdeki kategorisini FIFA katsayısı belirliyor. FIFA katsayısı da, son 4 yılda yapılan özel-resmi tüm ulusal maçları belli bir çarpanla hesaplamaya katıyor. Örneğin İspanya, hazırlık maçında Fransa ile karşılaştıysa, bu maçta kazanacağı puanın değerini 5 farklı kriter belirliyor:
- Galibiyet 3, penaltılarla galibiyet 2, beraberlik ve penaltılarla mağlubiyet 1 puan.
- Rakibin kıtası (Güney Amerika 1, Avrupa 0,99, Asya-Afrika-Avustralya-Kuzey Amerika 0,85 değerinde)
- Müsabakanın statüsü (Dünya Kupası 4, Avrupa Şampiyonası finalleri 3, elemeleri 2 buçuk, hazırlık maçları 1 değerinde)
- Son 1 yıl içindeki maçlar 1, ikinci yıl 0,5, üçüncü yıl 0,3, dördüncü yıl 0,2 ile çarpılıyor.
- Rakibin gücü (FIFA sıralamasının lideriyle oynuyorsanız yaklaşık 2; ellincisiyle oynuyorsanız 1 buçuk; yüzüncüsüyle oynuyorsanız 1 değerinde).
Yani İspanya önceki gün dünya altıncısı Fransa’yı yendiğinde kazanacağı puan 6 civarında olacaksa, (dünya 100’üncüsü) Finlandiya’yı yenseydi hanesine 3 puan yazılacaktı. Doğal olarak da Fransa’yla İspanya birbirlerini tercih ediyorlar karşılaşmak için...
BU PLANLAMA TARTIŞILIR
Peki FIFA sıralamasında 26’ncı sırada bulunan Türkiye’nin son iki yıldaki hazırlık maçı seçimleri nasıl?
31 Mart 2015’te FIFA 136’ncısı Lüksemburg deplasmanına çıktığımızdan beri sırasıyla Bulgaristan (62), Katar (85), Yunanistan (37), İsveç (34), Avusturya (10), İngiltere (10), Karadağ (94), Slovenya (61), Rusya (38), Moldova (162) ile karşılaştık. O günkü FIFA sıralamaları itibariyle 11 rakibin 9’u bizden aşağıdaydı. 11 rakibimizin sadece 4’ü son Avrupa Şampiyonası’na katılabilmişti.
Tüm hazırlık maçlarını seviyenizdekilerle yapmazsınız. Elemelerdeki rakipleriniz arasında Kosova olduğuna göre, Katar veya Bulgaristan ile de oynayacaksınız. Ama 2 yılda 11 hazırlık maçı yapıyor ve ikisini güçlülerle oynuyorsanız, bu planlama tartışmaya açıktır. Ayrıca son 11 resmi maçımızı incelersek 2’şer kez Hırvatistan, Çekya ve İzlanda, 1’er kez de İspanya, Hollanda ve Ukrayna’yı görüyoruz takvimde... Son 11 resmi maçın 9’u güçlülerle, 11 özel müsabakanın 9’u nispeten zayıf rakiplerle oynanıyorsa, bir mantıksızlık var sanki bu işte.
B TAKIMI HİSSİ ÜZÜCÜ
Bu bilgiler ışığında Finlandiya ve Moldova galibiyetlerini nasıl okumalıyız öyleyse? İki maçı da erken koparmamız elbette mutluluk verici. Aynı hafta içinde Finlandiya, Moldova ve “sporun Kuzey Koresi” olmak isteyen yasakçı zihniyeti mağlup eden Fatih Hoca’ya canı gönülden tebrikler. Ancak ben Finlandiya’yla A, Moldova’yla B takımımız oynuyor hissi yaratılmasına üzüldüm doğrusu.
Finlandiya 11’inden tek bir oyuncunun bile Moldova karşısına çıkmaması, ikinci maçta oynayanlara “A2 milli” duygusu hissettirdi bence. Zaten milli takımın oynayabileceği müsabaka sayısı kısıtlı. Üstelik birlikte oynama alışkanlığına, telepati geliştirmeye olağanüstü ihtiyacımız var. Moldova karşısında Çağlar’ı Ömer’le; Emre Mor’la Cengiz’i, Yunus’la Cenk’le bir arada izleyebilseydik keşke. FIFA sıralamasında Tahiti, Madagaskar ve Vietnam gibi ülkelerin altındaki Moldova’yı gençlerle yenerek ne kazandık ki sahi? Umarız Kosova maçında savunmada Çağlar’ı, kenarlarda Emre-Cengiz’i görürüz de, gerçek bir test yaparız tecrübeli-genç futbolcularımızı birbirlerine ekleyerek.
Paylaş