Paylaş
Olympiakos’la Fenerbahçe kalite olarak birbirinden olağanüstü uzak takımlar değil. Evet, sarı lacivertli kadro belki birkaç tık daha kaliteli ama arada bir sınıf farkı var diyemeyiz. Yani Olympiakos rotasyonlu bir kadroyla Fenerbahçe’yi geçemeyeceği gibi, temsilcimizin de as/yedek karışımı kadrosu Yunan ekibini eleyemez. Bence bu turun sonucunu zaten kalite farkı değil, iştah ve niyet farkı belirledi.
1- ALi KOÇ’UN GÜNDEMi SÜPER KUPA
Fenerbahçe Kulübü, ilk günden beri Avrupa Konferans Ligi çeyrek finalinden çok Süper Kupa kurgusuna ve lige odaklı göründü. Ben futbolcuların önceliğinin bu olduğunu düşünmüyorum, onlar hem Süper Kupa finalini oynamak hem de Avrupa’da devam etmek istiyorlardı. Ancak başkan Ali Koç başta olmak üzere Fenerbahçe yönetimi, kulübün gündemini maalesef saha içinden çok saha dışına kanalize etti.
2- KARAGÜMRÜK-SiVASSPOR HATTI
Olympiakos'la oynanan ilk maça İsmail Kartal’ın Fred-İsmail-Ferdi’siz başlaması da konsantrasyonun nerede olduğunun kanıtı. Olympiakos maça en güçlü kadrosuyla ve yüzde yüzle çıkmış. Kartal’sa kadrosunu ekonomik kullanmaktan ve Karagümrük maçından bahsediyor! Benzer bir durum İstanbul’daki rövanşta da yaşandı, normal sürenin sonlarına doğru oyundan çıkan üç star oyuncu da mutsuzdu. Fred adeta gözleriyle yalvarıyordu yarı finale çıkmak için. Ama Kartal’ın aklının bir kısmı maalesef Sivas’taydı.
3- OLYMPiAKOS’UN FANTASTiK TAKViMi
Fenerbahçe’nin takvimine değinmişken, Olympiakos’unkine de değinmek gerek. Yani Mendilibar’ın hangi koşullarda önceliği Avrupa’ydı, onu da bir hatırlamak lazım. Olympiakos, Yunan Ligi’nde liderin sadece 3 puan gerisinde şampiyonluk yarışı veriyor. Mendilibar iki ay önce göreve geldi. Bu iki ayda 6 Avrupa maçına çıktı. Ligde de PAOK, Panathinaikos ve AEK ile karşılaştı. Önlerinde Aston Villa ve PAOK’la iki, Panathinaikos ve AEK’le birer maç daha var. Yani üç ay içinde 8 Avrupa maçı, 7 de derbi oynamış olacaklar. Ama hâlâ Fenerbahçe maçına yüzde yüz konsantre durumdaydılar. As kadroyla çıktılar. 120 dakika savaştılar.
30 YAŞIN ALTINDAKi TÜRKLER SADECE BiR KEZ AVRUPA YARI FiNALi GÖRDÜ
Ben 44 yaşında şanslı bir Türk sporseverim, Galatasaray’1989’u televizyondan, Galatasaray’2000’i ve Fenerbahçe’2013’ü de yerinden takip ettim. Ancak 18 yaşın altındakiler bir Türk takımının Avrupa’da yarı final oynadığına hiç şahit olmadılar. 30 yaş altı da bir kez tanıklık edebildi buna. Ali Koç’un önünde Avrupa’da final oynamış başkan, İsmail Kartal’ın önünde de finalist teknik adam apoleti takma fırsatı vardı. Koç o apolet yerine kürsüde saatlerce konuşmayı, Kartal da Süper Lig kupasını hedeflemeyi tercih etti. Meselenin en kısa özeti bu.
Paylaş